İstanbul’da 25 Kasım etkinlikleri: Sokaklardayız!
- 21:03 20 Kasım 2022
- Güncel
İSTANBUL - TJA ve HDP İstanbul Kadın Meclisi’nin 25 Kasım etkinliklerinde, kimlik mücadelesi verildiğine değinilerek, tüm kadınlarla sokaklarda oldukları vurgulandı.
Tevgera Jinên Azad (TJA) ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Yaşadığımız Travmalar ve Hukuki Haklarımız” şiarıyla İstanbul’un Beylikdüzü ve Fatih ilçelerinde panel ve kadın buluşması düzenledi.
Fatih
HDP Fatih İlçe Örgütü’nde gerçekleştirilen kadın buluşmasına, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol, TJA aktivistleri, il ve ilçe örgütlerinin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. Buluşmada sık sık, “Jin jiyan azadî” sloganı atıldı. Etkinlik kadın mücadelesinin anlatıldığı sinevizyon gösterimi ile başladı.
‘Korkmuyoruz!’
Etkinlikte söz alan HDP Fatih İlçe Eşbaşkanı Seyri İpek, verilen mücadelenin daha da büyütülmesi gerektiğini vurguladı. Baskı, saldırı ve katliamların sürdüğüne vurgu yapan Seyri, mücadelenin büyütülmemesi halinde bu durumun daha da artacağına dikkat çekti. Sorumluluklarının fazla olduğunu ancak ne yükten ne de saldırılardan korkmadıklarının altını çizen Seyri, “Aile ve toplumun yükünü biz kadınlar kaldırıyoruz. Erk zihniyete sahip erkeğe ve sisteme karşı kadının yükü çok ağırdır. Ancak kadının örgütlülüğü de yeterince yoğundur. Kadın elini neye atarsa oradan başarı çıkar” şeklinde konuştu.
‘Mücadele için sokaklardayız’
Ardından söz alan HDP İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol da, kadına yönelik şiddet ve saldırıların çok boyutlu olduğunu vurgulayarak konuşmasına başladı. Fiziki, ekonomik ve siyasal şiddete dikkat çeken İlknur, “Psikolojik savaş, kimliğini yok sayma şiddeti ve kadının bedenine yönelik taciz, tecavüz ile istismarı protesto ettiğimiz için hem de eşitlik, mücadele yol alsın diye bütün kadınlarla sokaklara çıkıyoruz” sözlerini kullandı.
Beylikdüzü
Beylikdüzü Erol Günaydın Sahnesi’nde ise “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Yaşadığımız Travmalar ve Hukuki Haklarımız” başlıklı panel düzenlendi. Panelin yapıldığı salona, “Şiddete savaşa yoksulluğa karşı isyandayız. “Jin jiyan azadî” pankartı asıldı. Panele, psikolog Aynur Ayhan, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukat Berivan Bekçi, Kadın Zamanı Derneği Başkanı Dilek Başalan ve çok sayıda kadın katıldı.
Şiddetin tanımı ve türevleri
Panelde ilk söz alan psikolog Aynur Ayhan, kadına yönelik şiddeti, “Bireyin cinsiyeti nedeniyle yani kadın olmasından ötürü yaşadığı fiziksel, ekonomik ve cinsel yönden zarar görmesiyle sonuçlanan ve buna sebebiyet veren tutum ve davranışlardır” sözleriyle tanımladı. Fiziksel, cinsel, ekonomik ve psikolojik şiddet gibi birçok şiddet türünün olduğuna işaret eden Aynur, en “önemli” şiddet türünün ise psikolojik şiddet olduğuna dikkat çekti. Şiddet türlerini anlatan Aynur, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Şiddet, kadını kontrol etmek, aşağılamak, cezalandırmak amacıyla, eğer bedensel güç kullanılırsa fiziksel, duygusal güç kullanılıyorsa psikolojik şiddet, cinsel anlamda güç kullanılıyorsa cinsel şiddet, maddi güç anlamında üstünlük kuruluyorsa ekonomik şiddet olarak değerlendirilir.”
‘Devlet yargı ile inanılmaz bir şiddet uyguluyor!’
ÖHD üyesi Avukat Berivan Bekçi ise, “Yargı bizim çözüm yollarımızdan biridir. Ama devlet orada inanılmaz bir şiddet uyguluyor. Sığındığımız polis, devletin bir uzantısı olduğundan ne yazık ki onun zihniyetini de yansıtarak, bizim beklediğimiz sonucu bize vermiyor” diye konuştu.
‘Şiddetsiz iletişim mümkün’
Son olarak söz alan Kadın Zamanı Derneği Başkanı Dilek Başalan da, dünyada ve Ortadoğu’da kadın olmanın çok zor olduğunu belirterek konuşmasına başladı. Kadınlar olarak kimlik mücadelesi verdiklerinin altını çizen Dilek, “kadınlık ve erkeklik” arasındaki kodları ayrıştıramadıklarını dile getirdi. Dilek, “Kadınlar, ‘Bir haftadır eşimle konuşmuyorum’ dedi. Bu örnekler benim için çok kıymetli. Burada aslında öğrenilmiş bir şey var, o da cezalandırma politikasıdır. Aslında şiddetsiz iletişim mümkün. Konuşarak değişim ve dönüşüm mümkün. Bir gün ya da bir yılımızı alabilir. Demokratik bir aile mümkün” ifadelerini kullandı.