Ege’de kadınlardan etkinlik
- 18:17 20 Kasım 2022
- Güncel
İZMİR/MUĞLA - Egeli kadınlar 25 Kasım etkinlikleri çerçevesinde düzenledikleri etkinliklerle kadına yönelik şiddet, kadın yoksulluğu ve kazanımlarını tartıştı.
İzmir ve Muğla’da kadınlar çeşitli etkinliklerde bir araya geldi. İzmir Kadın Platformu (İKP) 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında ‘Eşitlik özgürlük, laiklik için ayaktayız’ sloganı ile Fuar Gençlik Tiyatrosu’nda etkinlik düzenledi. Etkinliğe Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl örgütüne yönelik saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz da katıldı.
Kadını koruyan yasalar hedefte
Etkinlik slayt gösterimi ile başladı. İlk sözü Hülya Ulaşoğlu aldı. Kadınların her yerde katledilirken mahkeme kararlarının şiddet faili erkeği koruduğunu, yoksulluk ve açlıkla kadınların yaşamlarını cendere içine alındığını belirten Hülya kamusal alandan çekilen devletin yapması gereken tüm işlerin ev içi angarya olarak kadına yüklendiğini, ataerkil tahakkümü pekiştirmeye çalıştığını dile getirdi. Tüm dünyada faşist iktidarları egemenliklerini korumak için göçmen ve LGBT karşıtlığını körüklediğini belirten Hülya “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması bir yana, 6284 sayılı yasanın ve çocuk istismarına karşı uluslararası nitelik taşıyan Lanzarote Sözleşmesi’nin nasıl hedefe konduğunu, diyanetin gerici söylemleri eşliğinde boşanmalarda arabuluculuk, nafaka hakkının kısıtlanması gibi uygulamalarla kadınların şiddet dolu birlikteliklere nasıl mahkum edildiğini söylemeyeceğiz” diye ifade etti.
Kadınlar dünyada kazanımlar elde etti
Sığınma evi sayısının yetersiz olduğunu, 2023 bütçesinde kadına pay ayrılmadığını da dile getiren Hülya, ırkçı, faşist, gerici çevrelerin kadın bedeni ve hakları üzerinden palazlandırılmaya çalışıldığını ifade etti. Bütün bunlara karşın kadınların dünyada kazanımları olduğunu dile getiren Hülya, “Arjantinli kadınlar Latin Amerika’da kürtaj hakkını kazanan ilk ülke oldu. Bütün kadınlar için kürtaj ücretsiz bir hak olarak hayata geçti. Finlandiya’da hamileliği sonlandırmak için iki ayrı doktor onayı zorunluluğu kaldırılması için verilen mücadele kazanımla sonuçlandı. ABD’de kürtaj hakkına saldırılara karşı başta kadınlar olmak üzere halk sokaklara çıktı. New York’ta on binlerce kadın ‘benim bedenim benim kararım’ diyerek sağılığa erişim hakkına getirilmek istenen kısıtlamalara karşı seslerini yükseltti. İngiltere’de market işçisi kadınlar erkek ve kadın işçi ücretlerindeki adaletsizliğe karşı eşit işe eşit ücret talebiyle başlattığı mücadeleyi kazandı. Yeni ve eşitlikçi bir anayasa talebiyle sokakları dolduran Şilili kadınlar, mecliste eşit temsil hakkını kazandı” şeklinde konuştu.
Hülya, İran rejiminin “ahlak polisi” tarafından katledilen Jîna Emînî’nin ardından sokağa çıkan kadınların isyanının işçi sınıfı ve gençlik mücadelesiyle birleşerek kitlesel ve daha örgütlü halk hareketine dönüştüğünü söyledi. Hülya, “Yunanistan’dan Sri Lanka’ya, Mısır’dan Kazakistan’a pek çok ülkede kadınlar halk hareketlerinde en ön saflarda yer alıyor” dedi.
‘Kadınlar her alanda mücadele ediyor’
Türkiye’de çocuk istismarına af tasarısını kadınların geri çektirdiğini, OHAL koşullarında bile taleplerini söylemekten geri durmadığını dile getiren Hülya, “İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını belki engelleyemedik ama vazgeçmedik de. İntihar gibi gösterilen kadın cinayetlerinin üzerindeki kirli örtü biz kadınların mücadelesiyle kalktı. SF Trade, Farplas, ETF, Lezita’da olduğu gibi sendika hak ve özgürlükler için verilen direnişlerde en ön saflarda yer alıyoruz. Toplu iş sözleşmelerimize ücretsiz regl iznini, işyerinde şiddeti önleyici maddeleri bir kazanım olarak yazdırıyoruz. İzmir Büyükşehir Meslek Fabrikası işçilerinin, Evde Bakım Hizmetleri işçilerinin direnişleri kazanımla sonuçlandı. Üniversitelerde tüm engellemelere rağmen Cinsel Tacizi Önleme Birimleri’ni kurduruyor, topluluklarla yan yana geliyoruz. Havamıza, suyumuza, toprağımıza, ağacımıza biz kadınlar sahip çıkıyoruz” dedi.
Kadınlar panelde bir araya geldi
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Kadın Meclisi, “Haklarımız, yoksulluk ve mekânsal eşitsizlik” konulu paneli Mimarlar Odası İzmir binasında düzenledi. Etkinlik salonuna “Saçımızın teline, haklarımıza, özgürlüğümüze sahip çıkıyoruz. Direnişimizi büyütüyoruz” pankartı asıldı. Çok sayıda kadının katıldığı panelde konuşmacı olarak Barış Akademisyeni Melek Göregenli ve Feminist Avukat Şenay Çöte yer aldı.
‘Kadınlar daha fazla yoksulluk yaşıyor’
Etkinlikte ilk olarak konuşan Akademisyen Melek Göregenli, yoksulluğun kapitalizmin doğal bir sonucu olduğunu vurguladı. Fakat farklı gruplar arasında yoksulluğun etkilerinin değiştiğini söyleyen Melek, “Kadınlar daha fazla ve farklı bir yoksulluk yaşıyor. Erkek egemen toplumsal cinsiyet yaratan sistem nedeniyle kadınlar daha zayıf halka olarak daha az kaynağa sahip. Ailenin kutsal olarak yüceltilmesiyle kadınlar daha marjinal güvencesiz işlere uluşabiliyor. Eğitim imkânlarına ulaşması çok daha zorlaşıyor. Bu hayatın normal akışı gibi görülüyor. İstihdamda pozitif ayrım talep etmemiz lazım. Yine erkeklerle kadınlar arasında niteliksel farklarda bulunuyor. Toplumun büyük çoğunluğu aile olarak yaşıyor. Yalnız yaşayan kadın sayısı çok az. Devletin sosyal devlet gereği yapması gereken yardımlar aile bazlı yapıldığı için genelde erkeğin kontrolünde oluyor. Bu durum kadının yoksulluğunu arttırıyor ve ihtiyaçlarını gidermesine engel oluyor” diye belirtti.
‘İslami yaşam şekli hayata geçirilmeye çalışılıyor’
Ardından konuşan avukat Şenay Çöte ise Türkiye’de patriyarkanın tek adam rejiminin inşasıyla birlikte İslami yaşam şeklini kadınlar üzerinden hayata geçirmeye başladığını söyledi. CHP’nin başörtüsü teklifi sonrası gündeme gelen Anayasa değişikliğine değinen Çöte, “İktidar sözcülerinin söylemleri bu taslak hakkında ipucu vermeye başladı. Biz artık neoliberal sistemin şekillendirdiği patriyarkal sistemin daha ileri boyutuna gelme aşamasındayız. Eğer ki anayasada meclisten geçirirlerse ikili hukuk istemine doğru gidiyoruz. Yasalarda olacak değişiklikler ülkemizi İran olma yolunda ilerletiyor. İran’da katledilen Jina Emini başını örtmediği için değil iktidarın istediği biçimde örtmediği için katledildi. Türkiye’de de anayasada yapılacak değişiklikler hukuk tekniği açısından değişikliklere neden olacak. Bu tehlikeli ve karşı çıkmamız gereken bir hamledir. İktidar 2016’dan bu yana gericileşme dayatması yapıyor. Asıl dokunmak istedikleri yer ise aile kavramı. Onlar kadını çalışma yaşamı, sosyal hayatın dışına çıkarmak, kendilerini geliştirmesini engellemek ve aile içine hapsetmek istiyorlar. Yapılmak istenen hayatta uyguladıkları pratikleri yasalara dönüştürmek” diye konuştu. Panel soru cevala sona erdi.
Muğla’da da panel
Bodrum Kadın Platformu ise, “Erkek ve devlet şiddetine karşı isyandayız” şiarıyla Hakan Aykan Kültür ve Sanat Merkezi’nde panel düzenledi. Panelde Hakların Demokratik Partisi eski milletvekili Çağlar Demirel, Bodrum Kadın Platformu üyesi Derya Uysal, İranlı gazeteci Şakavik ve yazar Zekiye Yüksel konuşmacı olarak katıldı.