İSTANBUL- İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, 556’ncı hafta F Oturumu’nda hasta tutsak Tenzile Acar’ın durumun ağırlaştığına dikkat çekerek, sorumlunun yetkililer ve cezaevi yönetimi olduğuna işaret etti. 

 

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, her hafta düzenledikleri “F Oturumu" eyleminin 556’ncsını Beyoğlu’nda bulunan şube binası önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak Tenzile Acar’ın durumuna dikkat çekildi. “Tedavi haktır engellenemez” pankartının açıldığı eylemde, “Hasta mahpus Tenzile Acar serbest bırakılsın” ve “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır” sloganları atıldı.

 

Açıklamayı İHD üyesi Meryem Bars okudu. Cezaevinde yaşanan hak ihlallerin hasta tutsakların iyileşmesine engel olduğunu belirten Meryem, Tenzile’nin kronik Hepatit-B, tüberküloz ve boğazından kan gelmesi gibi sağlık sorunları yaşadığını aktardı. 

 

Durumu ağırlaştı

 

Tenzile’nin avukatının kendilerine aktardığı bilgilere de yer veren Meryem, pandemi önlemleri adı altında Tenzile’nin sağlık durumunun aksatıldığı ve durumunun daha da ağırlaştığını belirtti.

 

Sorumlu cezaevi yönetimi

 

Meryem, ayrıca Tenzile’nin annesinin de kendilerine verdiği bilgileri paylaştı. Meryem, annesinin “Şimdiye kadar sadece bir defa hastaneye götürülmüş o da tutuklandıktan 4 yıl sonra. O zaman götürdüklerinde de ters kelepçeyle götürdüler. Erkek askerlerin önünde tedavi edilmek istendi”  dediğini belirtti. Annesi, bu yaklaşımdan dolayı kızının tedaviyi reddettiğini belirtirken, bunun insani bir şey olmadığını vurguladı. Ayrıca annesinin aktardığı bilgilerde, cezaevi yetkililerinin Tenzile’nin durumunun kötüleşmesinde rolü olduğunu belirttiğini söyleyen Meryem, “Annesi, ‘doktorların vermediği ve yazmadığı ilaçları kafalarına göre kızıma veriyorlar. Böyle yapıldığı için durumu daha fazla ağırlaştı. Böylesi bir durumda olan bir insanın tedavi görmesi gerekir. Her gün elbiselerinin bile değiştirilmesi ve temiz bir yerde olması gerekir. Kızım her yemeği yiyemiyor. Ama çaresizlikten yemek zorunda kalıyor’ dedi” diyerek kızının yaşamından endişe duyduğunu ifade etti.

 

Yetkililere çağrı

 

Tüm tutsakların sağlık ve yaşam haklarının korunmasından devletin sorumlu oluğuna dikkat çeken Meryem, “Tedavi edilebilir hastalıklar nedeni ile mahpusların yaşamlarını kaybetmeleri olağan bir durum olarak görülemez. Devlet hapishanelerdeki yaşam koşullarını insani standartlara uygun hale getirmek, hasta mahpusların tedavi ve sağlığa erişimleri önündeki engelleri kaldırmak zorundadır" dedi.