HDK Kadın Meclisi 25 Kasım’ın startını verdi: Sokakları terk etmeyeceğiz
- 19:54 18 Kasım 2022
- Güncel
İSTANBUL- HDK Kadın Meclisi, 25 Kasım kapsamında gerçekleştirdiği açıklamada, “Kendi bekaları için her türlü şiddeti, hukuksuzluğu yalanı ve yıkımı meşru gören iktidarlara karşı bizler sokakları, alanları terk etmedik, etmeyeceğiz” dedi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Kadıköy'de bulunan Süreyya Operası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya HDK bileşenlerinden olan Özgür Genç Kadın (ÖGK), Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), Kadınların Kurtuluşu ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, HDK Eşsözcüsü Esengül Demir, Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Burcugül Çubuk, HDP milletvekilleri Dilşad Cambaz, Züleyha Gülüm, HDP PM üyesi Elif Bulut, bağımsız feministler ile çok sayıda kadın katıldı. "Savaş, şiddet, yoksulluk, aileniz sizin; bedenimiz emeğimiz kimliğimiz bizim" dev pankartı ile "Jin jîyan azadî", "Kadın tutsaklar irademizdir", "Erkek-devlet şiddetine karşı isyandayız", "Erkek şiddetine karşı 25 Kasım'da alanlardayız", "Yaşasın kadın özgürlük mücadelemiz" ve "İstanbul Sözleşmesi bizim" dövizleri taşındı. Kadınlar sık sık, "Jin jiyan azadî", "Yaşasın kadın dayanışması" ve "Susmuyoruz, Korkmuyoruz itaat etmiyoruz" sloganları attı. Açıklamayı HDK İl Kadın Meclisi Sözcüsü Didem Acabey okudu.
‘Kadınları mücadele konusunda ısrarcı’
Açıklamada ilk olarak konuşan HDK Eşsözcüsü Esengül Demir, kadınlarla dayanışmayı büyütmek için bir araya geldiklerini aktardı. Erkek-devlet şiddetine karşı mücadeleyi büyüteceklerini vurgulayan Esengül, "Şiddetin boyutları giderek artıyor. Kadınlar evde, dışarda, çalışma hayatları içerisinde erkek egemen saldırıları ile karşı karşıya kalırken aynı zamanda demokratik ve siyasi alanda mücadele yürüten kadınlara yönelik de devletin şiddeti katmerlenerek devam ediyor" dedi.
Dün akşam saatlerinde Kaktüs Genç Kadın Derneği'ne yapılan baskında 11 kadının gözaltına alındığını da hatırlatan Esengül sözlerine şu şekilde devam etti: "Şebnem Korur Fincancı Kendi alanına ilişkin yaptı açıklamadan dolayı erkek şiddeti ile gözaltına alındı ve tutuklandı. Bir hekim ve insan hakları savunucusu kendi alanına yönelik görüşünü ifade etmesi bile devletin şiddeti karşı karşıya kaldı. Yine HDP Amed milletvekili Semra Güzel yine devlet işkencesi ile tutuklandı. Kadınların yürüttükleri özgürlük, bağımsızlık ve eşitlik mücadelesi erkek egemen şiddeti ile karşı karşıya kalıyor" şeklinde konuştu. Kadınların bu saldırılara karşı mücadele konusunda ısrarcı olduklarını vurgulayan Esengül, kadın mücadelesinin dünyada örnek olduğunu belirtti.
‘İran’daki isyan halk direnişine dönüşmüştür’
“Kadın özgürlük mücadelesi, tüm dünyada Mirabel kardeşlerden Nagîhan Akarsel’e ve Jîna Amînî’ye uzanan bir hatta sınır tanımadan sürüyor, sürecek” diyen Didem Acabey, Kürdistan’da Türkiye’de ve bütün dünyada direnen kadınların gösterdiği mücadelenin yollarına ışık olduğunu vurguladı. İran’da Molla rejimi tarafından katledilen Kürt kadın Jîna Eminî’den sonra isyanın her tarafa yayıldığını söyleyen Didem, “Kadınların öncülük ettiği isyan ve protestolar birkaç gün içinde İran’da molla rejimine ve onun yarattığı antidemokratik politikalara yönelerek özgürlük, eşitlik ve adalet talebiyle birleşerek büyük bir halk direnişine dönüşmüştür” şeklinde konuştu.
‘Jin, Jiyan, Azadî sloganını isyan çığlığımıza dönüştürüyoruz’
Didem, Jineloji Dergisi Yayın Kurulu Üyesi ve gazeteci Nagihan Akarsel’in bir suikast sonucu katledilmesinin Ortadoğu’da yükselen ve büyümekte olan kadın özgürlük mücadelesine dönük tahammülsüzlükten bağımsız olmadığını vurguladı. Didem, “Nagîhan’ın erkek devletler tarafından katledilmesinin altında, yok sayılan kadın tarihimizden ve onun köklerinden aldığımız inançla yürüttüğümüz kadınların özgürlük mücadelesi yatmaktadır. Bizler ‘Kadın Dayanışması Sınır Tanımaz’ diyerek Jîna’nın saçlarını, Nagîhan’ın hakikat kalemini kadın özgürlük tarihimizle birleştirerek, dünyanın her yerinde yankılanan ‘Jin, Jiyan, Azadî’ sloganı ile isyan çığlığımıza dönüştürüyoruz” diye konuştu.
‘Alanları terk etmiyoruz’
Didem devamında şu şekilde konuştu: “AKP-MHP iktidarının tekçi, otoriter, savaştan ve şiddetten beslenen politikaları biliniyor ki ekonomik, siyasi ve toplumsal krizler yaratmakta ve böylesi süreçlerin en ağır faturası her zaman olduğu gibi kadınlara çıkmaktadır. Erkek egemen AKP-MHP iktidarının anayasa değişikliğinde yer alan ‘aile’ tanımı kadınlar için erkek şiddetidir, daha çok bakım yükü yüklemek, kadınları eve hapsetmektir, kamusal alandan uzaklaştırmak demektir. Kadınları sadece ‘aile’ üzerinden tanımlanmasını kabul etmedik, etmeyeceğiz. Bu faşist bloğun milliyetçi, şoven, toplumu düşmanlaştıran ve kutuplaştıran savaş politikalarına karşı ‘kadınlar birlikte güçlü’ şiarımızla, bir arada, mücadelenin yol ve yöntemlerini hayata geçirmeyi sürdürüyoruz. Kendi bekaları için her türlü şiddeti, hukuksuzluğu yalanı ve yıkımı meşru gören iktidarlara karşı bizler sokakları, alanları terk etmedik, etmeyeceğiz.”
‘Özgürlük mücadelemiz var olmaya devam edecek’
Kadınların özgürlük mücadelesinde ısrarcı olduklarını vurgulayan Didem, “Birbirimizden aldığımız güç ile kadınlara yönelik her türlü şiddete karşı özgürlük mücadelemiz var olmaya devam edecek. Emeğimiz ve haklarımız üzerinden zenginleşen, yoksulluğumuz ile doyan, çıplaklığımız ile giyinen bu ceberut erkek-eril sisteme karşı direnişimiz daima sürecek” diye konuştu.
Açıklama, "Jin, jiyan, azadî" sloganları ile son buldu.