Kadın Platformu: İtaat yok isyan var
- 12:41 16 Kasım 2022
- Güncel
ANKARA - Ankara Kadın Platformu, 25 Kasım programını, savaşa ayrılan bütçe ve ataerkil zihniyete vurgu yaparak “İtaat yok isyan var demek için sokağa çıkıyoruz” şiarı ile açıkladı.
Ankara Kadın Platformu bugün Türkiye Mimarlar Odası Birliği’nde (TMOB) 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü programını duyurdu. Basın açıklamasında Güney Kürdistan’da katledilen Nagihan Akarsel’e, devlet şiddetine ve savaşa ayrılan bütçeye dikkat çekildi.
Platform adına basın metinin okuyan Ece Türközü, “Kadına yönelik şiddeti önleme yükümlülüğü olan devlet; kadınlara yönelttiği işkenceye varan özel savaş uygulamalarıyla, cezasızlık politikasıyla, erkek yargı mekanizmasıyla, İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere kadın kazanımlarını hedef alan hukuksuz uygulamalarıyla şiddetin faili durumunda ”dedi.
‘Trujillo diktatörlüğünün kadın düşmanı politikalarını aratmayan AKP-MHP iktidarı’
25 Kasım’da “Erkek ve devlet şiddetine karşı itaat yok isyan var!” demek için sokağa çıkacaklarını duyuran Ece, “Dominik’te Mirabel Kardeşleri katleden Trujillo diktatörlüğünün kadın düşmanı politikalarını aratmayan AKP-MHP ittifakının, kadın mücadelesinin kazanımlarını hedef alan politikalarıyla gidiyoruz. Kadınlara yönelik saldırıların her geçen gün derinleştiği ve kadınların dünyanın dört bir yanında diktatörlere karşı örgütlendiği, direndiği, isyan ettiği bir süreci yaşıyoruz. Kadına yönelik şiddeti önleme yükümlülüğü olan devlet; kadınlara yönelttiği işkenceye varan özel savaş uygulamalarıyla, cezasızlık politikasıyla, erkek yargı mekanizmasıyla, İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere kadın kazanımlarını hedef alan hukuksuz uygulamalarıyla şiddetin faili durumunda. Kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümleri her geçen gün artarken, bu ölümlere ilişkin etkin soruşturma yürütülmüyor, cinayetlerin üstü kapatılmaya çalışılıyor. Gülistan’ı, İpek Er’i, Nadira’yı, Ceren’i unutmuyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Failleri tanıyoruz’
Coğrafyalara göre biçim değiştirse de erkek ve devlet şiddetinin aynı sistemden beslendiğini belirten Ece, “Mirabel Kardeşler’in de, Mahsa Amini’nin de, Nagihan Akarsel’in de failini yüzyıllardır tanıyoruz” dedi. Sınırları aşan mücadeleyi dayanışmadan aldıklarını aktaran Ece şöyle konuştu, “Yaşamak istiyoruz diyen kadınlara sokakları yasaklayanlar, aynı sokaklarda şeriat propagandası yapanların, nefret yürüyüşüne çıkanların güvenliğini sağlıyor. Gözaltılarla, tutuklamalarla kıramadıkları kadın iradesini, hapishanelerde çıplak aramayla, işkenceyle kırmaya çalışıyorlar. Bu yüzden gücümüzü birbirimizden, sınırları aşan dayanışmamızdan alıyoruz. İran’da özgürlüğü için mücadele eden, yaşamları ellerinden alınan, idamla yargılanan kadınların her bir saç teli için isyanı büyütüyoruz. İran’da, Türkiye’de dünyanın her yerinde yaşamlarımızı karartmak isteyenlere karşı ‘Jin Jiyan Azadî’ çığlığını bir kar topu gibi büyüterek erkek ve devlet şiddetine karşı itaat yok isyan var demek için sokağa çıkıyoruz! Kadını aileden ibaret görenler; boşanmaları zorlaştırıp, Aile İrşad Büroları eliyle kadınları susmaya zorluyorlar. Aileye hapsedilmeyi reddediyor ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini savunanlara itaat yok isyan var demek için sokağa çıkıyoruz!”
Emek sömürüsü her geçen gün derinleşiyor
Basın açıklaması ve programın detayları şöyle: “Tarikat yurtlarında çocuklar istismara maruz bırakılırken çocukları korumayanlar, bugün aileyi koruduklarını söylüyorlar. Anayasa değişikliği ile kadınların özgürlüğünü diline dolayanlar, kadınların nafaka hakkına dâhi göz koyuyorlar. Nefret yürüyüşleriyle LGBTİ+ düşmanlarına kol kanat gerenlere, onur yürüyüşlerine saldıranlara, homofobiye, taransfobiye itaat yok isyan var demek için sokağa çıkıyoruz! Siyasal iktidarın erkek devlet ittifakı, kadın emeğini değersizleştirerek emek sömürüsünü her geçen gün daha da derinleştiriyor. Kadınlar için esnek ve güvencesiz çalışma biçimi kalıcı hale getirilirken, kadının kariyeri çocuk doğurmaya indirgeniyor. İşçi kadınlara kod 29 ile saldırıyor. Kadınlar hâlâ eşit işe eşit ücret alamıyor, iktidar ise hâlâ Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi olan ILO 190’ı imzalamıyor. Emek düşmanlarına karşı itaat yok isyan var demek için sokağa çıkıyoruz!
2023 Bütçesinde savaşa ayrılan pay 2022 bütçesini ikiye katlıyor
Açıklanan 2023 bütçesinde sadece savaş ve güvenlik harcamalarına ayrılan pay 2022 bütçesini ikiye katlıyor. Diyanete 7 ayrı bakanlıktan daha fazla bütçe veriliyor. İktidarın savaşı ve sermayeyi besleyen ekonomi politikaları yoksulluğu her geçen gün daha da derinleştiriyor. Mülteci kadınlar ucuz işgücü olarak son derece ağır emek sömürüsüne maruz bırakılıyor, ayrımcı politikalarla hedef haline getiriliyor. Savaş politikalarına karşı barışı savunuyor ve savaş politikalarına karşı itaat yok isyan var demek için sokağa çıkıyoruz!
Kadınlar en temel ihtiyaçlarına bile ücretsiz ulaşamıyor. Kürtaj yasağı, kadınları merdiven altı yerlerde kürtaj olmaya mecbur bırakarak yaşamlarını tehdit ediyor. Türkiye’de her yıl yaklaşık 2000 kadın rahim ağzı kanserinden yaşamını yitirirken, HPV aşısı hâlâ ücretsiz yapılmıyor. Sağlık hakkımızı gasp edenlere itaat yok isyan var demek için sokağa çıkıyoruz! Engelli kadınlar sürekli cinsiyetçi ve sağlamcı politikalarla ayrımcılığa maruz bırakılıyor. Eşit, erişilebilir engelsiz bir yaşam istiyor ve engelli kadınları yok sayanlara karşı itaat yok isyan var demek için sokağa çıkıyoruz.
25 Kasım’da sokaktayız
Erkek şiddetine karşı yaşamını savunan, savaşa karşı barışın sesini yükselten kadınlar tutuklanıyor, kampüslerde taciz faili hocaları barındırmayan üniversiteli kadınlar yurtlarından atılıyor, kadınların gündemini haberleştiren gazeteciler tutuklanıyor. Kadınların susmasını isteyenlere itaat yok isyan var demek için sokağa çıkıyoruz! Biz kadınlar, kadına yönelik şiddetin her türlüsü ile mücadele ettik, etmeye devam ediyoruz. Ankaralı kadınlar olarak; 25 Kasım Cuma günü saat 18.30’da Sakarya Meydanı’nda erkek ve devlet şiddetine karşı sesimizi yükseltiyoruz. Umutsuzluğu birlikte yok edip, cesareti kenetlenen ellerimizde hissediyoruz. Erkek ve devlet şiddetine karşı itaat yok isyan var demek için seni de çağırıyoruz!”