Hakikatin izindeki akışın 5’inci yılındayız…
- 09:01 25 Eylül 2022
- Medya Kritik
“Erkekler ne der diye düşünmeden yazıyoruz” diyerek çıktığımız yolda “Kadının kalemi ile hakikatin izinde” sloganıyla akışımız kesintisiz sürüyor. Gurbetelli’nin kalemi bir an olsun düşmedi ellerimizden, Ayfer’in “kadınlara ait bir ajans” fikri bir an olsun çıkmadı hatırımızdan.
Deniz’in fedakârlığı akışımıza yol oldu, Nûjiyan’ın karanlığa karşı direnişi yolumuza ışık oldu, Dilovan’ın cesareti bize güç oldu ve biz JINNEWS olduk bu akışta…
Önce Virginia’nın “Kendine ait bir oda” tezi ile yürüdük. Sonra “bir oda yetmez her alanda varız” deyip odalarımızdan çıktık ve yaşamın odağında olduğumuzun farkına vardık. Kadınların ve toplumun değersizleştirilmesi; dört bir yanımızın erkek egemen kodlarla donatılması, bizi bu yolda çeşitli arayışlara ve medyanın dilini dönüştürmeye itti. Kadını seks objesi olarak gören, 3’üncü sayfa haberlerden öteye geçirmeyen cinsiyetçi, tekçi, militarist, kadın ve doğa düşmanı anlayışa karşı yaşamın her alanında kadının dili ve kalemi ile hakikati yansıtmaya çalıştık. Bu hakikatin içinde zorluk da acı da zafer de öfke de vardı…
Kadına yönelik şiddetin her türlüsünün arttığı, kadın katliamlarının “cins kırımına” ulaştığı bu süreçte “Hiçbir şiddet münferit değil” dedik. “Balkondan düştü”, “yangın çıktı”, “intihar etti” denilerek kapatılmaya çalışılan şüpheli ölümlere ses olmaya çalıştık. Kuran kurslarında, yurtlarda, kamusal her alanda çocukların maruz kaldığı şiddet, taciz, tecavüz, eşitsizlik karşısında ses olmayı hedefledik. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için sokakları dolduran, adliye koridorlarında erkek yargıya karşı gerçek adalet için mücadele eden, katledilmeye çalışılan ve ağır yaralıyken failinin adını kanıyla yere yazan, uzaklaştırma kararı olmasına rağmen katledilen, korucu silahıyla öldürülenlerin sesi olduk.
Tutsak siyasetçilerin, demans hastalığına rağmen ATK raporu nedeniyle tahliye edilmeyen Aysel Tuğluk’un, “halkın iradesi yargılanamaz” diyen kadınların sesini duyurduk. Ortadoğu’da DAİŞ’e, Taliban’a karşı mücadele eden kadınların sesi olduk. Tahran’da başlayan Rojhilat’a yayılan Jîna Mahsa Amînî direnişinin sesi olduk. Molla rejimine, DAİŞ zihniyetine, tüm dünyada yükselen popülist erkek egemen siyasete ve tüm baskıcı rejimlerin yarattığı tahribata karşı kadınların sözüne yer verdik.
Kadınların 5 bin yıldır ters yüz edilen tarihinin koşucusu olmak için koyulduk yola. Akış bizi Serhad’a, Botan’a, o da yetmedi Rojava’ya götürdü. Yeri geldi tarihte yolculuk ettik, yeri geldi güncelin peşinden koştuk. Bu akıştı bizi hakikate daha çok yaklaştıran. Mezopotamya’da Dicle ve Fırat, Çukurova’da Asi, Karadeniz’de Kızılırmak, İç Anadolu’da Porsuk, Marmara’da Meriç olduk ve aktık delice…
Batman’da İpek’in son kez eline aldığı mektubu, Dersim’de Gülistan’ın “beni kaybettiler” çığlığı, Muş’ta Fatma’nın kayda geçmeyen dili, Amed’de Efe’nin çocukluğu, Isparta’da Nevin’in özsavunması, Rakka’da, Dêrazor’da, Minbic’de karanlıktan kurtulup özgürlüğe koşan kadınların yolu, Şengal’e kavuşan Êzidîlerin tarifsiz mutluluğunun ortağı, Maxmûr’da ülke özlemi ile tutuşanların duygusu, Efrîn’de, Girê Spî, Serêkaniye’de toprağı işgal edilen halkın öfkesi, Cudi’de kesilen her ağacın nefesi, İkizdere’de nöbet tutan kadınların sopası, Kaz Dağları’nda göknarlar, İkizköy’de termik santraller için kesilmek istenen Akbelen ormanını koruyan halkın bekleyişi, adliye önlerinde, meydanlarda, cezaevi önlerinde adalet talep eden tutsak yakınlarının nöbeti, Cumartesi Anneleri’nin eve dönmeyen kayıplarının sesi olduk…
Tabi biz bunlar olurken, bazılarının da nefret ve hedefi olduk. 5 yılda tam 43 kez engellendi sitemiz, sayısız arkadaşımız şiddet gördü, kameralarımız, fotoğraf makinalarımız kırıldı. Bürolarımız basıldı, arkadaşlarımız tutuklandı. Onlara dert olan ve çok korktukları bilgisayarlarımızı kırıp döktüler de öfkeleri yine dinmedi. 16 Haziran’da 16 arkadaşımızı tutukladılar, haber müdürümüz Safiye Alağaş 3 aydır cezaevinde. Ama kimse bu akışa engel olamadı. Her geçen gün büyüdük ve kadınlara yoldaş olduk…
Her an’ımız hakikate bir koşuydu. Öteki görülen kadınlara ulaşmak muazzam bir sevinçti bizler için. Emeği görülmeyen her kadını tarlada, evde, işyerinde kayda almak, konuşturmak şevkimizi daha da artırdı.
Kürtçe, Türkçe, Zazaca ve İngilizce yayın yapan JINNEWS “Biz de varız” demeye devam ederek dünyanın dört bir yanındaki kadınların sesini duyuruyor. Biz “Hep beraber bu sesi gürleştirelim” diyoruz. Bu akış 5 yıldır besledi bizi ve birlikte büyüdük. Hep beraber bu akışı sürdüreceğimiz nice yıllara…
JINNEWS