Ekoloji aktivisti: İnsan türü kitlesel yok oluş dönemine giriyor
- 09:03 22 Ağustos 2022
- Ekoloji
Marta Sömek
İSTANBUL - HDK’nin “Yaz Tartışmaları” katılımcılarından ekoloji aktivisti Ecehan Balta, “Ekoloji mücadelesi bir avuç toprağı korumak için verilen bir mücadele. İnsan türünün kitlesel yok oluşlar yaşayacağı bir dönem bizi bekliyor. Bu nedenle durum acil. Özgürlük mücadelesi veren bütün hareketlerin bir ucundan tutması gereken bir konu” uyarısı yaptı.
Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK), Kürt sorunu, kapitalizm, ekoloji, emek, mülteci ve daha birçok konuyu tartıştığı “Yaz Tartışmaları”, genel merkezlerinde 31 Temmuz ve 21 Ağustos tarihleri arasında dört hafta boyunca her Pazar 11.00-18.00 saatleri arasında gerçekleştirildi. İlk haftadan bu yana yoğun katılım gösterilen tartışmaların sonuncusu da dün “Göçmen ve Mülteciler: Yurtsuzluk-Vatansızlık Girdabında Yükselen Irkçılık mı, Halkların Özgürlüğü mü Kazanacak?” ana başlığı altında, “Sınırlara Takılmalı mı, Sınırlar Aşılmalı mı?”, “Küresel Yoksullar: Sınıfın Ve Emeğin Göçmenleşmesi, Mültecileşmesi”, “Göçün Kadınlaşması”, “Sınır Endüstrisi/Ekonomisi”, “Sınır Rejimi: Kötülüğün Sıradanlaşması Ve İstisnanın Olağanlaşması” ve “Dünyanın Bütün Göçmenleri, Mültecileri Birleşin!” konularının tartışılması ile sona erdi.
Emek ve ekoloji direnişleri tartışıldı
Etkinliğin üçüncü haftasında, “Emek ve Ekoloji Direnişleri: Yeni Sınıfsal ve Toplumsal Mücadelelerin Ayak Sesleri” temel başlığı altında, “Sömürü Düzeninin Uzamı ve Biçemi”, “Yoksullaşan ve İşsizleşen Milyonlar Gerçeği Karşısında Sınıf Mücadelesi”, “Küresel İklim Krizi: İnsanlık İçin Mutlak Bir Son mu, Yeni Bir Sayfa mı?”, “Ulus Ötesi Sermaye Saldırıları Karşısında Emek ve Ekoloji Mücadelesinin Durumu” konuları üzerine tartışıldı. Moderatörlüğünü ekolojist Cemil Aksu’nun yaptığı etkinlikte, kadın ekoloji aktivisti Ecehan Balta ve şair, çevre mühendisi Sultan Gülsün de konuşmacı olarak yer aldı.
Krizlere karşı örgütlü mücadele mesajı
Ekolojik yıkımdan bölgedeki ağaç ve doğa katliamına, emek hareketinden canlı türlerinin yok oluş tehdidi ve örgütlenmeye kadar etkinlikte birçok konu uzun uzadıya tartışıldı. Tüm bu kriz ve yıkımlara karşı HDK ve toplumun tamamının önüne koyacağı çözüm haritasının da ele alındığı etkinlikte, tüm krizlere karşı HDK çatısı altında örgütlü bir mücadele yürütülmesi ve bunun büyütülmesi için birlikte çalışmalar yürütüleceğinin mesajı verildi. İlginin bir kez olsun azalmadığı “Yaz Tartışmaları”nda önümüzdeki sürecin de yol haritası çizildi.
Tartışmalarda, “Kendimizi nasıl değiştireceğimizi konuşmak durumundayız. Eğer kendimizi değiştiremezsek artık üzerinde yeni özgür dünyayı inşa edeceğimiz bir toprak parçası bile bulamayabiliriz” sözleriyle durumun aciliyetini belirten kadın ekoloji aktivisti Ecehan Balta, ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
Ekoloji mücadelesi
HDK’nin çalışmalarının son derece önemli olduğunu paylaşan Ecehan, “Yaz Tartışmaları”nın da aynı şekilde çok faydalı olduğunu ifade etti. Gün boyu uzun saatler boyunca ekoloji ve emek hareketinin ortaklaştığı noktaları tartıştıklarını söyleyen Ecehan, “Esas olarak emek ve ekoloji hareketi birbirinden ayrılamaz olduğunu gördük. Emek hareketi nasıl antikapitalist ve sosyalist olması gerekirse, sosyalist hareketin de ekolojist olması gerekir. Genel olarak direniş hareketlerinin ekolojist olması gerekir. Sonuç olarak bunu paylaşmaya çalıştım. Şunu bir kez daha gördüm, ekoloji mücadelesini ana akımlaştırmamız gerekiyor. Ekoloji mücadelesini, bütün muhalif hareketlerin gündemine ve programına sokmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Bir avuç toprağı korumak için verilen mücadele…
HDK, HDP ve Demokrasi İttifakı içerisinde yer alan tüm siyasi partilerin küçük üreticileri destekleyen, popüler tarım reformunu kendi programlarına sokması gerektiğini belirten Ecehan, “Ekoloji mücadelesi bir avuç ekolojistin, bir grup gencin ya da dünya çapındaki ekoloji hareketlerinin yapacağı bir şey değil. Bu yeterli değil. Sosyalist ve antikapitalist hareketin, özgürlük mücadelesi veren bütün hareketlerin de bir ucundan tutması gereken bir şey” ifadelerini kullandı. Yeni ve özgür bir yaşam kurmak istendiğinde, onun üzerinde yetişeceği toprağın da korunması gerektiğine vurgu yapan Ecehan, “Ekoloji mücadelesi tam da o bir avuç toprağı korumak için verilen bir mücadele. Sadece insanların değil, doğadaki bütün canlı türlerinin bir arada yaşaması için verilen bir mücadele” değerlendirmesinde bulundu.
İnsan türü kitlesel yok olma ile yüz yüze
Ecehan, “Gerici, burjuvazi ittifakının bir sonucu olan bir örgüt” sözleriyle tanımladığı Birleşmiş Milletler’in dahi 2050 yılına kadar bir buçuk, 2100 yılına kadar da üç derece sıcaklık artışı beklediğini dile getirdi. Tüm bunlar gerçekleştiğinde ise yüksek iklim değişikliği ve küresel ısınma nedeniyle çok sayıda canlı türünün ortadan kalkabileceğini söyleyen Ecehan, “Biyolojik çeşitliliğin büyük oranda azalması anlamına geliyor. Biyolojik çeşitliliğin azalması da aslında bazı türlerle birlikte insan türünün de geleceğini tehlikeye atan bir mesele. Diğer türlerin yok oluşu gibi insan türünün de açlık krizleriyle, büyük çevresel felaketlerle karşı karşıya kalması ve toplu yıkımlar anlamına geliyor. Dünya üzerinden kırktan fazla ülkenin enerji fakiri olduğu, günde dört saat elektriğe erişemediği bir gündelik hayattan bahsediyoruz. Bunun daha da ağırlaşması esas olarak gıdaya, suya erişimde ciddi sıkıntılar anlamına gelecek. Bu da insan türünün kitlesel yok oluşlar yaşayacağı bir dönemin bizi beklediğini gösteriyor. Bu nedenle durum acil. Acil bir şekilde müdahale edilmesi gerekiyor” sözleriyle durumun aciliyetini anlattı.
Eşit bir dünya hayali…
“Hiçbirimiz önümüzdeki hayali, ütopik dünyayı kurana kadar bu sorunu erteleyemeyiz” diyen Ecehan, “Eğer öyle bir dünyamız olsun istiyorsak bu sorunu acil bir şekilde çözmek zorundayız” dedi. Gelecek nesillere daha adil ve eşit bir dünya bırakma hayalinin artık gerçek olmadığını vurgulayan Ecehan, “Torunlarımızın torunlarına aktarılacak bir dünya meselesi ile karşı karşıyayız. Türlerin devamlılığı için de o dünya tabii ki eşit, adil bir dünya olmak zorunda. Ama bunu gelecekte bir gün değil, tam da bugün yapmak zorundayız” sözlerini kullandı.
Yaz Tarışmaları’nın önemi
Yaz Tarışmaları’nın iyi geçtiğini paylaşan Ecehan, “Buraya katılan herkesi çok takdir ettim. Yedi saat boyunca bu konuşmaları dinlemek, katkıda bulunmak ve o kadar dikkat harcamak çok önemliydi. Her şeyden önce insanların ilgisini görmek çok umut verici. Çünkü gerçekten çok uzun zamandır bu meseleyi bir kişi dahi olsa anlatabilmek için çok fazla çaba sarf ediyoruz. Zaten HDK ve HDP, ekoloji konusuna özel bir duyarlılığı, hassasiyeti olan örgütlenmeler. O örgütlenmelerin bu konuyu daha popüler, daha ana akımlaştırmış bir şekilde tartışması çok önemli” şeklinde konuştu.
Çalışmalar çoğaltılmalı
Ecehan ayrıca bu tarz etkinliklerin çoğaltılması gerektiğini vurgulayarak HDK’nin ön açıcı bir pratik sergilediğini de sözlerine ekledi.