Beyza Doğan’ın katledilmesine tepki: Devlet ortak
- 09:06 20 Ağustos 2022
- Güncel
Rozerin Gültekin
İSTANBUL - Beyza Doğan’ın 35 defa şikayetçi olmasına rağmen korunmayarak katledilmesine tepki gösteren kadınlar, devletin katliama ortak olduğuna işaret ederek, sokağa çıkma çağrısı yaptı.
Erkek-devlet-yargı işbirliği sonucu kadınlar katledilmeye devam ederken, ajansımızın Temmuz ayı verilerine göre 31 kadın erkekler tarafından katledildi. Yine verilerimize göre yılın başından bu yana geçen 7 ayda 206 kadın katledildi. Kadın ve çocukların yaşamını güvence altına almayan, uluslararası sözleşmelerden geri çekilen ve failleri cezalandırmayan iktidar politikaları sonucunda bu sayıya her gün bir yenisi ekleniyor. Kadınlar tanıdıkları ya da tanımadıkları erkekler tarafından sokakta, evlerinde, işyerlerinde katlediliyor, şiddet görüyor.
Devlet Beyza’yı da korumadı!
6 Ağustos tarihinde de 16 yaşındaki Beyza Doğan, İstanbul’un Bahçelievler ilçesinde koruma kararı olmasına rağmen bir kez kaçırıldığı ve 35 defa şikayetçi olduğu fail Selim Tekin tarafından evinde ateşli silahla katledildi. Kadın örgütleri akabinde alanlara çıkarak devletin Beyza’yı korumadığını ve kadınların yaşamlarını savunmaları için sokağa çıkmaları çağrısı yaptı.
‘Polisi sadece bizi coplarken buluyoruz’
Devletin kadınları ve çocukları korumak üzere bir politika geliştirmediğini belirten Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Zilan Mengin, bu yüzden çocukların tecavüze uğradığını ve katledildiğini dile getirdi. Zilan, onlarca çocuğun taciz ve tecavüze uğradığı Ensar Vakfı örneğini de vererek, vakfın kapatılmak yerine daha da büyütüldüğünü hatırlattı. Beyza ve nice kadını korumayan devletin mücadele eden kadınlara yöneldiğini kaydeden Zilan, “İstanbul Sözleşmesi feshedilmeseydi belki Beyza Doğan şimdi yaşıyor olabilirdi. Polisi sadece eylem yaptığımızda, bir şeye karşı ses çıkardığımızda arkamızda ellerimizi kelepçelerken ya da coplarken buluyoruz. Onun dışında koruma ve kadınların güvenliği amaçlı herhangi bir şey yapılmıyor. Kadınlar olarak birleşmemiz gerekiyor. Kirpiğimiz yere düşmesin” dedi.
‘Devlet öldürenleri korumaya devam ediyor’
Devletin kadınları yaşamın bir adım gerisinde tutmak için yıllardır sistematik olarak politikalar ürettiğini dile getiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi üyesi Zuhal Alıcı da, “Bizim ve bizden önceki kadınların kazanımlarıyla çok yol kat ettik. Ama sistem bize yine aynı oyunu oynuyor. Bize darbe vurmak için İstanbul Sözleşmesi’nden geri adım atma kararı aldı. Bizden önceki kadınlar nasıl izin vermediyse biz de izin vermeyeceğiz. Kadınlar ve çocuklar hala ölmeye devam ediyor. Devlet de öldürenleri korumaya devam ediyor. Onlara yeteri kadar ceza vermiyor. Biz görevini unutanlara görevlerini hatırlatacağız. Ölen kadınların haklarını daima savunacağız. Yeni kadınların ölmemesi için elimizden geleni yapacağız” diyerek mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
‘Devlet, Beyza’nın ölümüne ortaktır’
Beyza’nın katledilmesine dikkat çeken Zuhal, Beyza’nın korunmadığını ve tehdit edildiği bilinmesine rağmen devletin de önlem almadığını ifade etti. Zuhal, Beyza’nın 35 defa şikayetçi olduğunu hatırlatarak, “Bir komşunuz bile sizden 35 kere bir şey istediğinde yapma ihtiyacı duyarsınız ki siz devletsiniz. İnsanların, kadınların, çocukların hayatlarından sorumlu bir yapısınız. Koruma önlemleri doğru kullanılmadığı için insanların evine girme, çocuğu öldürme cesaretini gösterebiliyorsa bu devletin sorumluluğudur. Selim Tekin bir katildir, devlet de bu katile ortaktır” dedi.
Zuhal ayrıca kadınlara özsavunma ve örgütlülüğün güçlendirilmesi yönünde de çağrıda bulundu.
Kadınlara sokağa çıkma çağrısı
Beyza’nın 13 yaşından beri fail Selim Tekin’den bir çok defa şikayetçi olmasına rağmen hiçbir şekilde failin engellenmediği ve rahat bir şekilde evine girebildiğini dile getiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bahçelievler İlçe Yöneticisi Seda Süner, “Şimdiye kadar katledilen hiçbir kadının faili hak ettiği cezayı almadı. Bu durum bu suçu işleyecek olan erkeklere daha çok cesaret veriyor. İktidar kadınlardan korktuğu için yapıyor. Hükümetten bir şey beklemiyoruz. Tüm insanlara ve kadınlar çağrımız sokağa çıksınlar seslerini duyursunlar. Koruma mekanizmalarının vasat bir hale gelmesi devletin acizliğidir. Devlet koruma kararı verdiyse koruyacak” eleştirisinde bulundu.