Hamide Yiğit: İdlib mutabakatı Türkiye’ye felaket olarak dönecek

  • 09:01 19 Ekim 2018
  • Siyaset
Habibe Eren 
 
ANKARA - Ortadoğu uzmanı yazar Hamide Yiğit, İdlib konusunda Rusya ile varılan mutabakatın Türkiye’ye felaket olarak döneceğini belirterek, sıkıntılı ve krizli bir sürecin başlayacağını aktardı. Andrew Brunson krizine ilişkin ise Hamide, “Mesele Brunson meselesi ya da Türkiye yargısının bağımsız olup olmaması meselesi değildir. Ondan öte bir takım pazarlıklar dönüyor” dedi. 
 
Suriye ordusunun, Heyet Tahrir El-Şam (El Nusra) ve Ahrar-uş Şam gibi selefi grupların denetimindeki İdlib kentine yönelik düzenlemek istediği operasyon Türkiye ve Rusya arasında imzalanan Soçi Mutabakatı nedeniyle ertelenmişti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 17 Eylül’de Soçi’de bir araya geldiği Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile İdlib’deki silahlı grupların Türkiye garantörlüğünde kentin güneyinde 15-20 kilometre geri çekilip, burada “silahlardan arındırılmış bir tampon bölge” oluşturulması konusunda mutabakata varmıştı. Ancak mutabakata rağmen selefi gruplar geri çekilmedi. 
 
Ortadoğu zmanı-yazar Hamide Yiğit, hem İdlib’deki son durumu hem de Rahip Andrew Brunson’un serbest bırakılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘El Kaideci gruplara silah bıraktırmak öyle kolay olmayacak’
 
Hamide, mutabakata göre 15 Ekim’e kadar İdlib’in silahsızlandırılarak selefi grupların geri çekilmesinin sağlanmasının söz konusu olduğunu ancak başından itibaren 15 Ekim’e kadar Türkiye’nin bu işi yetiştiremeyeceğinin ortada olduğunu dile getirdi. Hamide, “Silahsızlandırılan bölgeye çekilmeyi kabul edenler zaten Türkiye’nin garantör olduğu gruplardı. Türkiye bunları ‘Suriye Ulusal Ordu’ adıyla yeniden bir şemsiye örgüt altında toplamıştı. Bunlarla ilgili hızlıca çekilme olabilir ancak esas sıkıntı, bölgede en geniş hakimiyeti kuran Nusra’nın ve müttefikleri Heyet Tahruriş Şam gruplarına bunların yanında ‘en iyi ve sağlam biziz’ diyen hakiki El Kaideci gruplara silah bıraktırmak öyle kolay olmayacaktır” dedi. 
 
‘Esas çatışmalı süreç önümüzdeki günlerde belirginleşecek’
 
Bu grupların silah bırakmayı reddettiklerini ve “cihat savaşına” devam ettiklerini hatırlatan Hamide, “15 günden sonra da ne kadar süre verilirse verilsin ki Türkiye’ye süre verileceğini tahmin ediyorum. Türkiye yine de ne kadar zamana yayarsa yaysın silahsızlandırmayı çok başaracağını düşünmüyorum. Yani esas çatışmalı süreç önümüzdeki günlerde belirginleşecek. Süre verilecek çünkü Türkiye’nin üstlendiği sorumluluk çok ciddi ve Türkiye’ye felaket olarak dönecek bir durum. O yüzden istediği kadar süre verebilir. Ama sıkıntılı, krizli bir süreç olacak” İfadelerini kullandı.
 
‘Suriye açısından krizli bir süreç başlayabilir’ 
 
Rusya, Suriye ve diğer müttefik İran’ın beklentileri doğrultusunda gelişmeler yaşandığına dikkat çeken Hamide, şöyle dedi: “Tüm cihatçı gruplar ve 100 bine varan silahlı militanlarla aynı anda çatışmak yerine Türkiye’nin garantör olduğu grupları çekip, geriye kalanları yalnızlaştırmak daha kolay olacak. İşlerine de öyle geliyor. HTŞ, Nurettin Zengi, Türkistaniler gibi radikal gruplarla Türkiye sorunu çözemezse bu devasa cihatçılara karşı savaşmak yerine bir bölümünü tahliye etmiş olacak ve geriye kalanla savaşmış olacak. O yüzden Rusya ve Suriye bekledikleri sonucu elde etmiş gibi görünüyorlar. Ama bizim tahminimize göre Rusya ve Suriye’nin beklentisini karşılayacak hamle, Türkiye’nin o bölgeden çekilmesidir. Ama bu ileride çeşitli zorluklara dönüşecektir. Suriye açısından krizli süreç başlayabilir. Çünkü Türkiye bölgede kalıcı hale gelmek için birçok şeye başvurabilir.”
 
‘Mesele Brunson değil Türkiye’den taviz isteniyor’
 
Andrew Brunson’un tutuklu kalmasına ilişkin krizi ilk başından beri ekonomik krize bağlayanlardan farklı olarak düşündüğünü dile getiren Hamide, “Mesele Brunson ile ilgili mesele değildir. ABD Türkiye’yi bir çembere alıp sıkıştırmak niyetinde olsaydı Brunson’u en azından Zarrab davası sürecinde serbest bıraktırabilirdi. Elinde çok güçlü kozları vardı. Ya da böyle bir hamleyi seçim öncesinde yapabilirdi ki dakikasında bırakırdı zaten çünkü Türkiye yargısı öyle bağımsız falan değil. Saray’dan çıkacak talimata bağlıdır. Dolayısıyla ABD’nin Brunson’ı serbest bıraktırmak için Türkiye’ye bir operasyon çektiğini söyleyemem” diye konuştu.  
 
‘Bir takım pazarlıklar dönüyor’
 
ABD’nin taktiksel yaklaştığını ve ABD Başkanı Donald Trump’ın ise kendine özgü bir yaklaşım içinde olduğunu söyleyen Hamide, ABD’nin “Kriz çıkar ve istediğin parayı kopart” anlayışı ile yönetildiğine dikkat çekti. Hamide, “Suudi Arabistan’a Katar’a, yaptıkları budur. Türkiye’den de her hamlede tavizler istiyorlar. Kısacası hangi yönde bunu kimse açıklamadı ama istedikleri belli. Bu tavizler Suriye konusunda da olabilir. Çünkü ABD İdlib meselesinde sadece Fırat’ın doğusuna odaklanmıştır. Ama Suriye savaşının istedikleri kadar uzamasını istedikleri bir yerde duruyor. İdlib’de şu an bütün kozlar Türkiye’nin elindeyse eğer oradan Türkiye’yi sıkıştırma ve yeniden Türkiye üzerinden orada yer alma talebi olabilir. Brunson ile ilgili başından itibaren Türkiye’nin ifade ettiği her şey çelişkilidir. Hiçbir tutarlılık yoktur çünkü mesele Brunson meselesi ya da Türkiye yargısının bağımsız olup olmaması meselesi değildir. Ondan öte bir takım pazarlıklar dönüyor” İfadelerini kullandı.