Habibe Eren 

 

ANKARA - Lübnan Halkın Partisi Dış İlişkiler sorumlusu Sanaa Debbağ, kadınların her yerde aynı projelerin hedefi olduğunu belirterek, “Türkiye’deki kaosun nasıl sorunlar yarattığını hem kadınlara hem de toplumun tüm bireylerine nasıl sirayet ettiğini görebiliyoruz. Bunu kadın mücadelesine tercüme etmek için daha ciddi bir ilişkiye ihtiyaç var. Bu bir direniştir ve bu hattı genişleterek örmemiz gerekiyor” dedi. 

 

Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi’nin (SYKP) 3. Olağan Kongresi için Ankara’ya gelen Lübnan Halkın Demokrat Partisi Merkez Yürütme Kurulu üyesi ve Dış İlişkiler Sorumlusu Sanaa Debbağ, kongre sonrası Lübnan, Tunus ve Filistin’den gelen heyetlerle birlikte Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) ziyarette bulundu.

 

Sanaa, kadınların Tunus’ta yürüttüğü mücadele ve Türkiye’deki son sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

‘Kadın hakları meselesinde ortak paydalar oluşturabilmekteyiz’

 

Lübnan’da kadın olarak mücadele etmenin çok zor olduğunu belirten Sanaa, kadınlar arasındaki bölünme fikri ile beraber mezhepsel temelde oluşmuş bir devlet yapısına maruz kaldıkları için ciddi zorluklarla mücadele ettiklerini dile getirdi. Her ne kadar zor bir mücadele olsa da taleplerinin her bileşen, toplumsal varlık, etnisite ve düşünceden farklı insanları bir araya getirebildiğini söyleyen Sanaa, “Siyasi, kültürel kadın hakları meselesinde ortak paydalar oluşturabilmekteyiz. Ancak bizde şöyle bir kültürde var ve bu bize kolaylık sağlıyor; kadınlar olarak hangi kimlik ve düşünceden olursak olalım her evin kapısını çalıp girmek ve ilişki kurmak gibi bir rahatlığımız var. Bu belki ortak kültürün ve yaşanmışlığın getirmiş olduğu bir fırsattır. Bunu değerlendiriyoruz ve bu bilinçle gerçekleşen bir şey” diye konuştu. 

 

‘Devlete olan inançsızlık genele de sirayet ediyor’

 

Lübnan’da kadınlar olarak en fazla zorluk yaşadıkları konun başında insanların partilere ve örgütlere duyduğu güvensizlik olduğunu dile getiren Sanaa, “İnsanların özelde devlete taşımış olduğu güvensizlik ne yazık ki partilere ve örgütlere de sirayet etmiş durumdadır. Bu konu bizi oldukça zorlamaktadır. Ve özellikle yurtseverler olarak acil talepler etrafında birleştiğimiz zaman insanları inandıramıyoruz bu konuda bazı zorluklarımız var” dedi. 

 

‘Türkiye’de ki kaos ciddi sorunlar yaratıyor’

 

Türkiye’de yaşanan sürece değinen Sanaa, Kürtler başta olmak üzere tüm halklara yönelik ciddi baskıların söz konusu olduğunu söyledi. Sanaa, Türkiye’de gözlemlediklerine ilişkin ise şöyle dedi:  “Türkiye’de yaşanan baskı, şiddet, tutuklama, içeri atma ve engellemeleri bizde ki basın yansıtmıyor. Kendi imkân ve ilişkilerimizle Türkiye’deki bu tür kaosun nasıl ciddi sorunlar yarattığını, toplumsal olarak hem kadınları hem de bireylerin bütününe nasıl zorluklar dayattığını görebiliyoruz. Ama bunu kadın mücadelesine tercüme etmek için daha ciddi bir ilişkiye ihtiyaç var. İşin gerçeği bu işaret ettiğim boşluğu doldurmak hepimiz açısından bir görev.”

 

Kongreye katıldıktan sonra gerçekleştirdikleri HDP ziyaretine değinen Sanaa, partililerle yaptıkları sohbetin kendisinde umut yarattığını ifade ederek, “Çok güzel şeylerden bahsedildi. Güzel proje ve öneriler sunuldu. Ben bu yaşımda heyecanlandım. Temennim gençlerimiz daha fazla heyecanlanarak kendi aralarında bu ilişkinin yolunu bulurlar” ifadelerini kullandı. 

 

‘Kürt halkıyla dayanışma yetersiz’

 

Kuzey Suriye’deki gelişmelerin son derece önemli olduğunu kaydeden Sanaa, “Kendi içlerinde oluşturmuş oldukları kendilerini yönetme modelini son derece önemsiyoruz. Ve bu temennim bu daha genişler bölgenin bütününe yayılır ama bu konuda ben tarafların ve güçlerin bunu gördüğü görüşünde değilim. Kürt halkı ve diğer halklarla bu anlamda yapılan dayanışma yetersizdir. Bu dayanışmanın çok daha geniş kitlelere anlatılması ve oradaki hedefin enternasyonal olarak yayılması gerektiğini düşünüyorum” dedi. 

 

‘Direniş hattını genişleterek örmemiz gerekiyor’

 

 “Her şeyden önce aynı sorunlarla karşılaşıyoruz ve aynı projelerin hedefindeyiz” diyen Sanaa, kadınlara şu çağrıda bulundu: “Kadınların eğitimli olmasına çok önem vermeme rağmen her zaman bu böyle olmayabilir. Ev emekçisi kadınlar ya da eğitimsiz kadınlar da bu tür savaşlarda ve gelişmelerde çok ciddi roller oynayabilir. Yeter ki örgütlü olarak mesele birlikte kavranabilsin. Bu bir direniştir ve bu hattı genişleterek örmemiz gerekiyor.”