DİK Eş Sözcüsü Hüda Kaya: Din bir tahakküm aracına dönüştürüldü

  • 09:04 27 Eylül 2018
  • Siyaset
ANKARA - DİK Eş Sözcüsü Hüda Kaya, dinin halklar üzerinde bir tahakküm aracı olarak kullanılmasının yüzyıllar öncesine dayanan bir anlayışın tezahürü olduğunu belirterek, "Yezid dinciliğinde akıl yok edilmiştir. Kayıtsız ve şartsız biat edilmesi üzerine bir din geleneği oluşturulmuş, düşünmeyen bir toplum ortaya çıkarılmıştır" dedi. 
 
Demokratik İslam Kongresi (DİK) ilk çalıştayını Ankara'da gerçekleştirdi. Çalıştayda, egemen zihniyetin kendini toplumun her alanında nasıl var ettiğine dair tartışmalar yürütüldü.  “İktidar İslamcılığı” üzerine değerlendirmede bulunan DİK Eş Sözcüsü Hüda Kaya,  dinin egemenleştirilmesi, bir saltanat ve tahakküm aracı haline getirilmesinin yüzyıllardır devam eden bir sorun olduğunu belirtti.
 
Hüda, "Bugün Türkiye'deki dinci iktidar geleneği, zihniyeti ve yaşadığımız sonuçlarıyla halkımızın karşı karşıya kaldığı inançsal çürümeler, ahlaki yozlaşmalar ve dinin istismar alanlarının realitesi hepsi bir sonuçtur" dedi. 
 
'Kerbela'da iktidara karşı direniş vardı' 
 
Bunun yüzyıllar hatta bin yıllar öncesine dayanan bir geri planı olduğunu vurgulayan Hüda, "Bugünkü iktidarın dini araçsallaştırması, bir egemenlik haline getirmesi neresinden bakarsak bakalım geçmişten günümüze referans olarak beslendikleri havuzun yansımalarıdır. İnsanlık tarihi boyunca da egemenlik unsuru toplumlar üzerinde kullanılmıştır. Yakın tarih diye adlandırdığımız Kerbela kıyımını örneklendirirsek, Hüseyinlerin, Zeyneplerin Kerbela yoldaşların, kadınlarıyla hep birlikte Emevi saltanatçılığına, Yezid dinciliğine karşı bir duruşun, bir direnişin, bir mücadele gerçekliğinin ne olduğunun farkına varılması gerekiyor" diye konuştu.  
 
'Düşünmeyen bir toplum ortaya çıkarılmıştır'
 
Kerbela kıyımının iyice tahlil edilmesi gerektiğini söyleyen Hüda, Kerbela olayının günümüze ayna tuttuğuna dikkat çekti. İnsanların düşünme ve sorgulamasının engellendiğini, bunun da Yezid dinciliğinden geldiğini dile getiren Hüda, bu geleneğin hala iktidarlar eliyle devam ettirildiğini aktardı. Hüda, "Yezid dinciliğinde akıl yok edilmiştir. Sorgulanmaması, soru sorulmaması ve kayıtsız şartsız biat edilmesi üzerine bir din geleneği oluşturmuştur. Yüzyıllardır devam eden bu dinci gelenek ile bugün bütün zulümlere, yanlışlara ve haksızlıklara rağmen inançsal, sosyal, ahlaki, ekonomik alanlarda halen halkımız bunu sorgulamıyor. Bunu sorgulayamıyor olmasının bu illüzyonun bir sebebi yüzyıllardan bugüne gelen Yezidci dinciliğin yansımaları sonucudur. Çünkü akıl devreden çıkarılmıştır. Düşünemeyen bir inanç toplumu ortaya çıkarılmıştır. Düşünmek, sorgulamak, soru sormak ve eleştirmenin yasak olduğu hatta haram olduğu dayatılmış. Eğer soru sorarsan, sorgularsan dinden çıkmakla itham edileceğin yanlış bir dinci gelenek ortaya çıkmıştır" ifadelerini kullandı. 
 
'Kadınlara yapılan saldırılar da bu anlayışın sonucu' 
 
İktidarın beslendiği alanlardan bir tanesinin de din olduğunu dile getiren Hüda, bu iktidarların sadece isimlerinin değiştiğini, yüzyıllardır aynı zihniyet ile toplumun gerçekliğinden koparılmak istendiğini söyleyerek konuşmasına şöyle devam etti: "Bu gelenek sadece Anadolu'da, Mezopotamya'da bu coğrafyada yaşanılan bir gerçeklik değildir. Yeryüzünde nerede bir Müslüman varsa Müslüman toplumları derinden zehirleyen, hakikati çarpıtan, gerçeğin üstünü örten, insanları, halkları özellikle kadınları köleleştiren, zihinleri büyüleyen, güce taptıran erkekçi, saltanatçı, egemenci bir dinciliğe biat ettiren bir inanca dönüşmesine sebep olmuştur. Dolayısıyla bugün yaşadığımız inançsal çürümüşlükler, yozlaşmalar, taptırılmışlıklar, kadınlara yönelik yapılanlar, farklılıklara karşı yapılan tahakkümler, farklı dillere, kimliklere karşı yapılan tahakkümler, tekçi zihniyetler, mezarlara yapılan tahammülsüz davranışlar bu tekçi egemenci dinciliğin tezahürleridir. Bu sorunlar geçmişten günümüzde devam eden ve kendisiyle İslam dünyasının bu yanlış, çürümüş geleneği ile yüzleşememesinin sorunu ve soncudur."   
 
'Egemenci zihniyetler her alanda kendilerini var etmişlerdir'
 
Yaptıkları çalıştaylarla toplumu bu tekçi, tahakkümcü zihniyeti ile yüzleştirmek istediklerini belirten Hüda, “Saltanatçı, erkekçi din adına tahakküm eden bu zihniyetlerin sorgulanabilir hale gelmesidir. İktidarcı anlayışlar tarih boyunca sadece din üzerinde kendini var etmemişlerdir. Bilim üzerinden de kendilerini var etmişlerdir. Egemenci bilim, egemenci politik alanlar vardır.  Her alada egemenler kendi alanlarını yaratmışlardır.  Egemenliklerini halklar üzerinde bir tahakküm aracına dönüştüren erkekçi zihniyetler, din alanını kuşatmışlardır. Din alanında tekçi zihniyetlerini var etmişlerdir. Yaşamın bütün alanlarında bu egemenci zihniyetlerle karşı karşıyayız. Bizler de bu alandaki tahakkümcü geleneğe dikkat çekmek amacıyla çalışmalarımızı devam ettireceğiz" diye konuştu.