'Toplumsal muhalefet HDP üzerinden susturulmak isteniliyor'

  • 09:02 8 Ağustos 2018
  • Siyaset
ANKARA - Toplumsal muhalefetin HDP üzerinden susturulmak istendiğini belirten EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, “Kararlı duruş sergileyen bütün toplumsal ve sınıfsal kesimlerle bir hesaplaşma yoluna gidilecektir. Demokrasi mücadelesini ortaklaştırmak, birleştirmek zorundayız.  
 
24 Haziran seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) destekleyen Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, bütün toplumsal muhalefetin HDP üzerinden susturulmak istendiğini söyledi. 
 
Valilere verilen yetkilerle sokaktaki hak ve özgürlüklerin askıya alınacağını belirten Selma, "Türkiye'deki siyasal rejim böyle yapılanmaya çalışılırken karşısında doğal olarak muhalefetin olması istenmiyor. Aslında Bakan Soylu'nun sözünü bir kere de birinci elden Erdoğan tekrar etmiş oldu. 'HDP'yi destekleyenler, destekleyerek barajı aşmasını sağlayanlar bunun hesabını verecek' derken, aslında bunun işaret fişeğini önceden Bakan Soylu vermişti.  Şimdi Erdoğan bunun neredeyse talimatını vermiş oluyor. Bu bütün toplumsal muhalefetin, HDP üzerinden susturulması anlamına geliyor" dedi. 
 
'HDP barajı aşarak AKP'nin siyasal rejim kurgusuna engel oldu'
 
HDP'nin barajı aşmasının Türkiye siyaseti açısından önemli olduğunu kaydeden Selma, AKP’nin ise Meclis’te tek başına iktidar olmak için HDP’yi istemediğini vurguladı. Selma, “Türkiye'de demokrasi güçleri, buna karşı önemli bir çaba sarf ettiler. Partimiz de bu gereklilikler üzerinden ‘Halk demokrasisi nedir?’, ‘Halkın siyasete dahil olması ne demektir?’, ‘Halkın devlet yönetimine katılması işçi sınıfının demokrasiye katılımı nasıl olacak?’ tartışmaları yürütürken, diğer taratan da HDP'nin barajı aşması için destek verilmesi konusunda bir seçim çalışması yürüttü. Şimdi ortaya çıkan bu gerçeklik, çalışma kararın ne kadar önemli olduğunu bir kere daha göstermiş oldu. HDP barajı aştı. Bu da AKP'nin Meclis’te istediği siyasal rejimi kurgulayabilmesi ve engelsiz bir şekilde yürütebilmesi için istediği çoğunluğu engelledi" diye konuştu.   
 
'Kararlı duruş sergileyen herkesle hesaplaşmaya gidecek'
 
Toplumun yüzde 50’sine yakın bir kısmın “tek adam” rejimine karşı direnç gösterdiği için cezalandırılmak istendiğine işaret eden Selma, “Hesaplaşmaya çalıştığı kesimler içerisine CHP de dahildir. Toplumsal mücadelede dinamik rolü olan, kararlı duruş sergileyen bütün toplumsal ve sınıfsal kesimlerle bir hesaplaşma yoluna gidecektir. Çünkü baskı rejimini kurgulamaya çalışıyor, baskı rejimi üzerinden kendi siyasetini inşa etmeye çalışıyor. Elbette bu sadece Erdoğan'ın ve AKP'nin ideolojik emelleri ile sınırlı değil, bu tek adam tek parti yönetiminin inşası. Aynı zamanda egemen sınıflar da burjuvazinin, sermayenin bütün klikleri de böylesi siyasal bir yapılanmaya onay vermektedir. Dolayısıyla Erdoğan sandık gücünü meşruiyet olarak kullansa da, esas olarak siyasal rejimi değiştirme gücünü işte bu arkasına aldığı sınıflardan, sermaye guruplarından, tekelcilerden ve onlarla iş birliği yapan diğer sermaye gruplarından almaktadır” ifadelerini kullandı.  
 
Bu tehdidin aynı zamanda Kürt halkının taleplerini zorla bastırmak anlamına da geldiğini kaydeden Selma, “Demokrasi güçlerine, emek güçlerine ve barış güçlerine düşen görev bu tehdit karşısında boyun eğmeden demokrasi mücadelesini ilerletmek birlikte mücadelenin yolunu açmaktır. Yeni dönemde özelikle 24 Haziran'dan sonra bizlere düşen görev ve sorumluluğu bu çerçevede değerlendirmek gerekir" dedi.
 
'Kadınlar ortak paydada buluşmanın yolunu bulmalı’
 
Tayyip Erdoğan’ın ekonomideki yağma, çalışma hayatındaki sömürü ve toplumsal hayattaki gerici düzeni kadınlar üzerinden planlayarak kurmaya çalıştığını ifade eden Selma, şöyle dedi: “Dolayısıyla kadınların bugün yaşamış olduğu eşitsizliğin çok daha artacağını söyleyebiliriz. Görünen bir şey var ki kadınlar da hükümetin bu politikalarına karşı kolay pes etmeyecektir. Çünkü hükümet  'Tecavüzcülerin' meşrulaştırılmasını gerektiren yasal düzenlemeler başta olmak üzere hangi yasal düzenlemeye el atıysa, kadınlar buna mücadele ile cevap vermiştir. Kadınların özellikle kendilerini zora sokan bu politikaların karşısında kader birliği yapması, farklılıklarını bir kenara bırakarak ortak talepler etrafında buluşmanın, ortaklaşmanın ve birleşmenin yolunu bulması gerekir.” 
 
‘Kadın hareketlerine önemli sorumluluklar düşecek’
 
Demokrasinin herkese lazım olacağını belirten Selma, "Demokrasi mücadelesi dediğimiz şey, demokratik hak ve özgürlükler sadece Kürtlere, Alevilere gerekli değil. İşçi, emekçi sınıflar, ezilen halklar, ezilen inançlar ve ezilen cins olarak demokrasi mücadelesini ortaklaştırmak, birleştirmek zorundayız.  Çünkü birinin talebi diğerinin talebi ile doğrudan bağlantılıdır. Kadınların eşitlik talebi aslında iş, aş talebi ile doğrudan ilgilidir. Kürt halkının kimlik talebi barış ve ekmek mücadelesinden ayrı düşünülemez. Bu açıdan da emekçi sınıfların ve diğer bütün ezilenlerin demokrasi taleplerini birleştirecek ortak bir hatta buluşmamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemde bu karanlık tablo dağıtılacaksa şayet karanlığın ucunda ışık görünecekse kadın mücadelesinin demokrasi mücadelesine dahil olmasıyla mümkün olacaktır.  Kadınlar da bugüne kadar göstermiş oldukları mücadele pratikleri ile bu mücadelenin bir neferi olacaklarını göstermişlerdir. Burada da kadın hareketine önemli sorumluluklar da düşecektir" diye konuştu.