‘Toplumun ihtiyacı olan sistem Demokratik Özerklik’

  • 09:06 14 Temmuz 2018
  • Siyaset
DİYARBAKIR - Kadınlara, gençlere, çocuklara ve topluma yararlı olan tek sistemin Demokratik Özerklik olduğunu belirten DBP PM Üyesi Sevim Adsoy, “Türkiye aslında şu an daha çok bataklığa ve iflasa giden bir yola konulmuştur. Başkanlık sistemi hiçbir topluma ve hatta AKP’nin kendi kesimine bile hitap etmemektedir” dedi.
 
Türkiye 24 Haziran seçimlerinden sonra başkanlık sistemine resmi olarak geçti. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı kabine ve çıkardığı kararnamelerle fiilen de uygulamaya başladığı yeni sistemin, toplum, yargı, eğitim ve siyaset üzerindeki etkilerini Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi (PM) Üyesi Sevim Adsoy, ajansımıza değerlendirdi.
 
Başkanlık sistemi kabinesinde sadece 2 kadın bakanın yer aldığını hatırlatan Sevim, bu sistemin gençlere ve kadınlara hiç bir şey vaat etmediğini vurguladı. Sevim, “2015’den bu yana çocuk istismarı, kadına yönelik şiddetin artması aslında bu sistemin bize ne vaat ettiğini ortaya çıkarıyor. Keza Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Çalışma Bakanlığı’na bağlanması da bir o kadar manidardır” dedi. 
 
‘Başkanlık sistemi AKP’lilere de hitap etmiyor’
 
İktidarın başkanlık sistemini meşrulaştırmak için seçime gittiği değerlendirmesinde bulunan Sevim, “Türkiye aslında şu an daha çok bataklığa ve iflasa giden bir yola konulmuştur. Birilerinin meşrulaştırarak götürdüğü bir seçimle Türkiye halkları bu sistemi kabul etmiş gibi gösterilerek meşruluk yakalanmak istendi. Başkanlık sistemi hiçbir topluma ve hatta AKP’nin kendi kesimine bile hitap etmemektedir” ifadelerini kullandı. 
 
‘Toplum yararına olan tek sistem Demokratik Özerklik’
 
Kadınlara, gençlere, çocuklara ve topluma yararlı olan tek sistemin Demokratik Özerklik olduğunu söyleyen Sevim, Kapitalist Modernite’nin globalleşen dünya ile birlikte çöktüğünü belirtti. Sevim, şöyle dedi: “Demokratik Özerklik dışında globalleşen dünyada toplum yararına olan ve topluma hitap eden başka bir sistem yoktur. Çünkü ulus devletler, Kapitalist Modernite çöküyor. Bugün eğer dünyanın birçok noktasında halklar ayaktaysa kendi ihtiyaçlarını karşılayacak bir sistem olmamasından kaynaklıdır.” 
 
 ‘Bu sistem ihtiyaçları karşılamıyor’
 
“Toplum gerçekten ayrılmış ve derinleştirilmiş sosyolojik öfke bunalımında” diyen Sevim, bu duruma karşı en etkili yöntemin itiraz hakkını kullanmak olduğunu belirtti. Sevim, başkanlık sistemi tartışmalarının başladığı ilk andan bu yana karşı çıktıklarını hatırlatarak “Bu sistem ihtiyaçları karşılamıyor ve aynı zamanda kadın ve çocuklara yönelik şiddette artış söz konusu. Yine bu sistemle beraber eril ve faşist zihniyetin kendisini kurumsallaştırma çalışması olduğunu çok iyi biliyoruz. DBP’nin PM toplantısını yapıp bir bildirge yayınladık. Bir kez daha belirtelim ki; Bizler örgütlenmeye, mücadeleye devam edeceğiz ve yerellerin kendi inşasını örgütlemeyi sürdüreceğiz. Çünkü toplumun ve kadınların ihtiyacı olan sistem kendilerini yönetme hakkına sahip oldukları sistemdir” diye konuştu. 
 
‘Korkup eve çekileceğimizi bekliyorlar’
 
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun seçimin hemen ardından Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ı arayarak tehdit etmesinin kadınlara yönelik bir mesaj olduğunu belirten Sevim, bu tehditle kadınları nelerin beklediğini görebildiklerinin altını çizdi. Sevim, “Onlar baskı, zulüm ve tehditkâr davranmaya devam edecekler. Bizim onların tehditlerinden korkup eve çekileceğimizi bekliyorlar ancak asla öyle bir şey olmayacak. Bu tehditler karşısında biz ancak örgütlülüğümüzü ve direnişimizi yükselterek cevap olabiliriz. Aynı zamanda çalışmalarımızı sürdürdüğümüz alanlarda başkanlık sisteminin kısa vadeli olduğunu ve toplumun ihtiyaçlarını karşılamadığını halka duyurmaya devam edeceğiz” dedi. 
 
 ‘Meclis’teki gerçek muhalefet HDP’
 
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) seçim sürecindeki duruşuna ilişkin de değerlendirme yapan Sevim,  Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun tabanın değişim talebine olumsuz yaklaşımını proto-diktatörlük olarak nitelendirdi. Sevim, “CHP’nin içinde bulunan kimi kesimlerin değişim, dönüşüm talebi ortadadır ancak gerçekleştirilmiyor. Küçük bir proto-diktatörlük ortada. Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğu bırakmamasının yanı sıra kadın kotasına baktığımızda aslında CHP’nin değil HDP’nin muhalefet partisi olduğu daha net anlaşılabilinir. CHP’de kadın sayısı çok az ama HDP’ye baktığımızda en çok kadın vekile sahip olan, kadını ve kadın politikalarını yapan parti HDP oldu. Tekçiliğe karşı öteden beri alternatif olan tek parti HDP’dir” diye konuştu.