Meral Danış Beştaş: Çözüm ABD değil Meclis’tir

  • 13:41 1 Kasım 2021
  • Siyaset
ANKARA - Meclis’te düzenlediği basın toplantısında konuşan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Çözüm ABD, Glasgow, New York, Moskova’da değil Meclis’tir. Hukuk, insan hakları ve demokrasi sorunlarını çözecek merci siyasettir” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, gündemdeki konulara ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi. 
 
1 Kasım Dünya Kobanê Günü’nü kutlayarak sözlerine başlayan Meral, Kobanê’de farklı inanç ve halklar ile başka bir dünyanın mümkün olduğunu söyleyenlerle örülü bir direnişin tüm dünya halklarına hem ilham hem de umut olduğunu kaydetti. Meral, “IŞİD çetelerine karşı insanlık değerlerini yükseltenlere saygı ve sevgilerimi gönderiyorum. Bu uğurda hayatını kaybedenleri minnetle anıyorum” dedi.
 
Tayyip ile Joe Biden görüşmesi
 
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden görüşmesinin uzun zamandır gündemde olduğuna dikkat çeken Meral, “Biliyorsunuz en son New York'a gittiğinde Destici ile görüşmüştü. Burada görüşemiyordu herhalde. Sonunda büyük lobiler ve harcanan paralar ile bu görüşme gerçekleşti. Bir saatlik görüşme için ne kadar çaba ve efor sarf edildiğini hepimiz biliyoruz. Bir saatlik görüşme ile yapısal sorunlar çözülemez, ‘her şey güllük gülistan’ denilerek Türkiye yurttaşlarının aldatılmasına izin vermeyeceğiz” dedi.  
 
‘Türkiye’deki demokrasi çıtası eleştiri konusu’
 
Ortada anlaşmazlık konularının olduğuna değinen Meral, Türkiye’deki demokrasi çıtasının eleştiri konusu olduğunun bir kez daha görüldüğünü söyledi. Meral, S-400 ve Kuzey ve Doğu Suriye konusunda bir anlaşma olmadığını belirterek, “Erdoğan ve küçük ortağı içerde yarattıkları krize karşı bu tür mizansenlerle meşrulaştırma girişiminde bulunuyor. Bu kabul edilemez” ifadelerine yer verdi.
 
‘Çözüm ABD’de değil TBMM’de’
 
Meral, Türkiye’de hukuka dönülmesi, yeni bir hukuk düzeninin yaşama geçirilmesi gerektiğine işaret ederek, “Çözüm ABD, Glasgow, New York, Moskova’da değil TBMM’dir. Hukuk, insan hakları ve demokrasi sorunlarını çözecek merci siyasettir. AKP iktidarına bu çağrıyı bir kez daha yapmak istiyoruz. Biden ile görüşmeyi süslü cümlelerle, eksik, yanlış cümlelerle anlatmaktan halkı aldatmaktan vazgeçsinler” şeklinde konuştu.
 
‘Zam yapılmayan tek şey emekçilerin maaşlarıdır’
 
Türkiye’nin içerisinde olduğu ekonomik krize ilişkin konuşan Meral, “Elektrik üreten santrallerin doğal tarifesine yüzde 47 zam yapıldı. Ekim ayında da yüzde 15 zam yapılmıştı. Zam yapılmayan tek şey emekçilerin maaşlarıdır. Elektriğe en az yüzde 15 zam gelecek. Çünkü bunlar birbirini tetikliyor. Doğalgaza yapılan zam enflasyonu da tetikleyecektir. Merkez Bankası’nın enflasyonu hedefi ile zam hedefi arasında açıkça bir uçurum vardır. Bu zamlar her yere yansıyacak, not edilmelidir. Emekçilere yüzde 3-5 büyük şaşalı toplantılarla lütuf olarak sunuluyor ama Erdoğan’ın maaşı 100 bin TL’nin üstüne çıktı. Bu yüzde 14 zam demektir. İşçiye emekçiye ise 5,88 zam yapıldı. Onların adaletten anladığı budur. Bu zamlar sonucunda vatandaş çamaşır, bulaşık makinesi, televizyon, ütüsünü, klimasını kullanabilecek mi? Kombiler bu sene yakılmayacak, insanlar battaniyelere sarılı vaziyette gecelerini ve gündüzlerini çalışmayla geçirecek. Bu daha çok hastalık ve yoksulluk demektir. Zam zulme dönüştü artık” diye belirtti.
 
‘Cellatlara sesleniyorum; mücadeleye devam edeceğiz’
 
Türkiye’de giderek artan kadın katliamlarına da dikkat çeken Meral, kadın katliamlarının ülkenin en önemli sorunlarından olduğunu söyledi. Kadınların her gün katledilmeye devam ettiğini dile getiren Meral, “Kadınlar öldürülürken hiçbir farklılık gözetilmiyor, yaşı, eğitimi, ekonomik durumu. Kadın olmaları öldürülmeleri için yeterli. Devletin almadığı önlemler ve cezasızlık politikasını, cinayetlerin devamına katkı sağlıyor. En son Şebnem Şirin katledildi. Bir hashtag oluştu sonra bir sayaca kaydedildi. Katledilen kadınların tamamının ismi bir sayaca kaydediliyor. Kadınlar katledilirken, bu kadınlar İstanbul Sözleşmesini uygularken, yargı ve kolluğun eli titriyordu. Cellatlara sesleniyorum, kesinlikle tükenmiyoruz, daha çok bileniyoruz, mücadeleyi diri tutup cinayetleri durdurana kadar mücadeleye devam edeceğiz” sözlerine yer verdi.   
 
Meclis’teki uluslararası anlaşmalar
 
Meclis gündeminde 2 uluslararası anlaşma olduğunu belirten Meral, bu anlaşmaların Genel Kurul gündemine geldikten sonra yurttaşın haberdar olduğunu ifade etti. Meral, “Karadağ ile yapılan anlaşmaya göre üreticinin rekabet gücünü düşürecek vergiden muaf olacak şekilde canlı hayvan ve işlenmiş et ürünü ve buğday ithal edilecek. Üretici kan ağlarken bu destek niye üreticilere değil de Karadağlılara veriliyor. Bu ithalat anlaşması ile çiftçilere büyük bir darbe vuruluyor. Dışa bağımlı ekonomi devam ettiriliyor. Üretebileceğimiz ürünleri dışarıdan satın alıyoruz. Diğer anlaşma ise Katar ile. 2022 yılında Katar ile gerçekleşecek olan dünya kupası organizasyonuna destek kolluk gücü görevlendirecek. Türkiye'de destan yazan kolluk bakalım orada ne yapacak. Buradan gidecek kolluk gücüne iyi seyirler diliyoruz. Türkiye kadınların korunması ve şiddetin önlenmesi konusunda görevlerini kötüye kullandıklarını da burada not edelim” dedi.
 
‘Hormonlu ihracat rakamları ile büyümeyi hedefliyor iktidar’
 
Meclis’in diğer bir gündeminin İhracat Teşvik Kanunu olduğunu aktaran Meral, “Şimdi de hormonlu ihracat rakamları ile büyümeyi hedefliyor iktidar. Yine gerçek veriler ve alt yapı yok. Türkiye büyüyor diyecekler, ihracat arttı diyecekler ama büyüyen yandaş sermaye olacak ve yurttaşların sofrasında ekmekleri küçülmeye devam edecek. Sandığa endeksli hayali ihracat canlandırılmaya çalışılıyor. Gelir dağılımı istihdam vb sorunlar orta yerde dururken, emek sömürüsünü merkeze alan KİT’lerin tek tek satılmasını salık veren, piyasayı sermayeyi payanda eden iktisadi anlayış Türkiye’de bir enkaz yaratmış durumda. Bağımsız kurumlara yapılan müdahaleleri her gün görüyoruz. Bu müdahalelerle TL bir yılda 35 oranında devalüasyon oldu. Enflasyon yüzde 20’lere dayandı, işsizlik çift haneli rakamlarda seyrediyor. Bu iktidar artık kendi vatandaşlarından vazgeçti” şeklinde konuştu.  
 
Meral konuşmasını şöyle sürdürdü: 
 
“Türkiye'nin ihracatının milli gelire oranı yüzde 28. Yunanistan’da bu rakam yüzde 35. Erdoğan’ın 2011’de açıkladığı ihracat hedefinin çok uzağında olduğumuzu da hatırlamakta fayda var. Bu kanun teklifinde ihracatçı firmalar, ihracatı geliştirme fonu ile finansman oluşturulacak. İhracatçıya istedikleri krediyi verecekler. Erdoğan kendi maaşından da ihracatçılara fon desteği verebilir. Vatandaşın parası yerine büyük sarayını da ipotek edebilir. Neden vatandaşın cebinden veriyor? Her şeyi vatandaştan alıp yandaşlarını zenginleştiriyor. 
 
Akıllarına yoksul halk gelmiyor
 
Anketlerle yüzdeleri düşüyor, hayali ihracatla bunu yukarı çekmeye çalışıyorlar. Büyüme rakamları yükselsin sonrası Allah kerim diyorlar. İhracat büyüyecek diye vatandaşın sofrasındaki ekmek düşünülmüyor. Hep sermaye hep sermaye. Akıllarına yoksul halk gelmiyor. Kimin parasını kime peşkeş çekiyorsunuz. AKP iktidarı müşteri garantili otoyol ve köprüler, hasta garantili şehir hastaneleri kurdular, şimdi de kredi garantili yandaş şirketleri ihya edecekler. Genel Kurul’da güçlü muhalefetimizi sürdüreceğiz.
 
İktidarlar pandemiyi yönetemiyor
 
Günde 200-250 insanımız can veriyor, her gün bir uçak düşüyor. Bu rakamlar karşısında iktidarlar pandemiyi yönetemiyor, gerekli tedbirleri alamıyor. 3’üncü aşı neden ertelendi, 12 yaş altı çocuklara neden aşı yapılmıyor? Sağlık Bakanının görevi sadece tablo açıklamak değildir. Halkın sağlığını temin etmek, gereken tedbirleri almaktır.
 
Salgın nedeniyle 798 sınıfın kapandı 
 
Eğitim Sen’in bir raporuna göre 32 il, 127 ilçe ve 24 köyde Covid salgını nedeniyle 798 sınıfın kapandığı belirtiliyor. Okullarda yaşanan vakalar ve kapanan sınıf bilgilerinin paylaşılmaması için eğitimciler uyarılıyor. Bunlar açıklanmazsa, tedbir alınamaz. Milyonlarca veli endişe ile çocuklarını okula gönderiyor. Pandemi iktidarın gündeminden çıktı ama bizim gündemimizde olmaya devam edecek.
 
Müteahhit bütçesi ile karşı karşıyayız
 
SES ve Ankara Tabip Odası’nın çalışmasına 2021 Sağlık Bütçesinin yüzde 19’u 13 şehir hastanesine ayrıldı. 2024 ödenecek 4 yıllık kira bedeli ile 59 hastane daha yapmak mümkün. Bir müteahhit bütçesi ile karşı karşıyayız. 2021-2024’e kadar şehir hastanelerine ayrılan kira bedeli ile 39 şehir hastanesinin yapılması mümkün. SMA’lı hastaların aileleri her gün yardım kampanyası yapıyor, ailelerin istedikleri para bunun yanında çok küçük bir rakam olarak kalıyor. Kamu Özel İşbirliği modeli ile yapılan şehir hastanelerine 3 milyar 43 milyon TL kira bedeli ödendiği ortaya çıktı. Bununla 3 adet hastane yapılabilir. Şehir hastaneleri iktidarın inşaat politikalarının bir başka versiyonu. Bir hortumlama alanı olarak orta yerde duruyor. Yaşam ve sağlık hakkının bu şekilde ipotek altına alınması sosyal devlet ilkesi ile hiç bir şekilde bağdaşmıyor. Hastaneler insanı yurttaş yaşatmak üzerine inşa edilir, sermayeyi ve yandaşı yaşatmak için değil.”