Gazeteci Gülistan Tara: Tüm partiler özeleştiri vermeli

  • 09:52 19 Ekim 2021
  • Siyaset
 
Medya Üren 
 
HABER MERKEZİ - Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki seçim sonuçlarını değerlendiren gazeteci Gülistan Tara, seçime katılım oranının yüzde 21 oranında olduğunu, bunun da büyük bir boykot anlamına geldiğini, siyasi partilerin halka özeleştiri vermelere gerektiğini söyledi. Gülistan, seçimlerde özellikle Şengal'de KDP'nin büyük oyunlar oynadığını belirtti. 
 
Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi’nde yapılan seçimler sorunlu geçti. Açıklanan seçim sonuçlarına göre Irak’ın genelinde 25 milyon seçmenden sadece 9 milyon seçmen sandık başına gitti. Buna göre sandık başına gitme oranı yüzde 41. Sadece Şengal’de 83 bin oyun 13 bini kullanıldı. Yaşanan seçim sonuçlarına ilişkin bölgedeki gelişmeleri yakından takip eden gazeteci Gülistan Tara ajansımıza değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Antidemokratik bir sistem var’
 
Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi’nde ortaya çıkan durumun  aynı zamanda Ortadoğu’nun da tablosu olduğunu belirten Gülistan şöyle dedi: “Hegemonik güçler Güney’de sadece kendi çıkarları ve iktidarları için uğraşıyor. Güney Kürdistan yani bütün Mezopotamya toprakları zengindir ve bu güçler bunun üzerine hesaplar yapıyor, adımlar atıyor. Diyebiliriz ki Üçüncü Dünya Savaşı adım adım bu topraklar üzerinde yürütülüyor. Bu güçler için Güney’in sorunu ülkenin bağımsızlığı, demokrasi ve özgürlük değil. Gelen her iktidar demokrasi getireceğini söylüyor. 2003 yılında Amerika Saddam’ı devirdiğinde demokrasi getireceğini söyledi. Bugün görüyoruz ki bu söylem havada kalmış durumda.  Sömürü altındaki topraklar üzerinde bu söylemleri dile getirmek ne kadar gerçekçi. Güney hala Amerika, İran ve diğer egemen güçlerce yönetiliyor. Eğer demokrasi ve özgürlükten bahsedilecekse, bu güçlerin eliyle mümkün değil. Sayın Abdullah Öcalan’ın dediği gibi ulus devletlerin aşılması yerine çok inançlı, çok renkli bir özerklik inşa edilmesi gerekiyor. Ancak bu durumda demokrasi ve özgürlük elde edilebilir.”
 
‘Hükümet yönetemiyor’
 
Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi’nin içinde bulunduğu durumda demokratik bir seçimden söz edilemeyeceğini söyleyen Gülistan, “Dediğim gibi  egemen güçlerce yönetiliyor. Seçim sonuçları da kuşkusuz halkların çıkarlarına göre değil, bu güçlerin çıkarlarına göre olur. Bugüne kadar görüyoruz ki toplumsal, ekonomik, siyasi ve kadınların sorunların çözümüne ilişkin bir adım atılmış değil. Halka hizmek etmek ya da halkın çıkarları ve özgürlüğü için hiçbir şey yapılmış değil. Bu yüzden de 2019’da halkın yoğun gösterileri oldu. Halkın sorunlarına çara olmayan, yönetemeyen iktidarın değişmesini istedi halk. Bu gösterilere yapılan saldırılar sonucu binlerce kişi katledildi, yaralandı. Bu insanların kanı üzerine erken genel seçimler yapıldı. O dönemde seçimlerin yapılması için halka söz verildi ve 2 yıl sonra 10 Ekim’de seçimler yapıldı” diye konuştu.
 
'Gerçekte katılım yüzde 21'
 
Halk gösterilerinin  geçmiş  yıllara göre çok farklı olduğunu ve ilerleme olduğunu ifade eden Gülistan, Federe Kürdistan Bölgesi’nde bu yıl farklı bir atmosferin olduğunu belirtti. 2014 seçimlerini hatırlatan Gülistan devamında şunları dile getirdi: “Bir önceki seçimlerde halkın hükümetin değişeceğine dair umudu vardı. Ancak bu defa yoktu. Seçimlerden önce birçok yurttaş boykot kararı aldı. Bundan önce gösterilerde binlerce kişi yaşamını yitirdi. Bu yüzden de halk artık bu yöntemle durumun değişeceğine inanmıyor. Çünkü halk 'ne kadar da oy versek bu durum yine devam eder' diyor. Seçimlere katılım oranının yüzde 41 olduğu belirtiliyor. Ancak gerçekte bu oran yüzde 21. Bu çok düşük bir oran. Goran Hareketi bir özeleştiri olarak açıklama yaptı ve yönetimin tümü istifa etti. Diğer partilerin de bu şekilde halka özeleştiri vermesi gerekiyor. Goran örneğini verdik. Goran Hareketi YNK’den koparak oluşmuştu ve bu değişim için halkta bir umut yarattı. Ancak halk uyanmış durumda onların da sistem içinde kendi çıkarları için hareket ettiğini gördü.”
 
KDP’nin oyunları
 
Halkın seçimleri boykot etmesinin yanı sıra  seçimlerde önemli sorunların da çıktığını kaydeden Gülistan şu bilgileri paylaştı: “Bu sorunlar özellikle Şengal’de yaşandı. Şengal’de seçimlerde ihanete halkın büyük bir ders vermesi bekleniyordu. Çıkarılan adaylar, Şengal’in özerkliği için önemli bir adım olacaktı. Ancak burada oyunlara tanık olduk. Seçim öncesi ve seçim esnasında büyük engeller çıkardılar. Her gün saldırı ve Şengal’e girme girişimi vardı. Seçimler geç başladı. 21 sandıkta seçim işlemi durduruldu. Kamplardan gelen Êzidîler engellendi. Bu da Türk devletinin planıydı ve KDP gerçekleştirdi. Şengal’de katılım oranı çok düşüktü. Ancak seçimleri büyük bir coşku ile karşılayan da Şengal’di. Saldırılarla Şengal’e giremeyen KDP, oyun ve planlar yapmayı meşru gördü.”
 
‘Kadın siyasetçiler birlik oluşturmalı’
 
Seçimlere katılan kadın adaylara ilişkin de konuşan Gülistan, “Birçok kadının seçilmesi mutluluk verici. Ancak bizim için sayı önemli değil. Kadın birliğine ihtiyaç var. Kadınların toplum içinde yaşadıkları sorunların çözümünde onların öncülük etmesi yazım. Özellikle de demokrasi ve halkın özgürlüğü için bu önemli.  Kendi çıkarları için bir çalışma yürütmemeliler. Ancak bu kadınlar kendilerini bağlı oldukları parti ve onların çıkarlarından kurtaramıyor. Onlara bizim bazı sorularımız var. Eğer kadınları temsil ediyorlarsa neden kadınlar üzerinde bu kadar şiddet var ve bu kadar katlediliyorlar? Neden buna karşı yasalar çıkarılmıyor? Kadınların yaşadıkları sorunları dile getiremezler mi?  Bunlar büyük sorunlar. Biz biliyoruz ki siyasete giren kadınlar büyük bir mücadele yürütüyor. O aşamaya gelinceye kadar erkeklerden daha fazla çaba sarf edip  bedel veriyor. Bu yüzden de kadınlar verdikleri mücadeleyi daha da büyütmeli ve sonuca ulaştırmalı. Güney Kürdistan ve Irak’ta kadın siyasetçilerin birlikleri oluşturmalarını umuyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Şengal ihaneti unutmayacak’
 
Seçim sonuçlarına birçok itirazın yapıldığını belirten Gülistan şöyle dedi: “Özellikle Şengal’de itiraz var. Şengal halkı seçim sonuçlarını onaylamıyor. İradesinin onaylanmamasını kabul etmiyor. Kuşkusuz Şengal halkı katliamı da ihaneti de unutmuş değil. Özellikle de 9 Ekim anlaşması  ve seçimlerle bir kez daha Şengal’e girmek isteyecekler. Bu yüzden de Şengal halkı için duyarlı olmak gerekiyor. Orada büyük bir direniş var. Özellikle de annelerin direnişi önemli.”