‘Adalet Bakanlığı’nın talebi var’ denilerek gece koğuşlara baskın yapıldı

  • 15:54 14 Ekim 2021
  • Siyaset
 
ANKARA - Şakran 3 Nolu Tipi Cezaevi’nde yaşanan hak ihlallerini Meclis gündemine taşıyan HDP’li Serpil Kemalbay, Adalet Bakanlığı’na “'Adalet Bakanlığı’nın talebi var’ denilerek birden fazla cezaevinde gece koğuşlara baskın yapılarak koğuş değiştirilmesinde bakanlığınızın gerekçesi nedir?” diye sordu.
 
Hakların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü, İzmir Şakran 3 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutsakların Ege Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği’ne (EGE-TUHAYDER) gönderdikleri ve yaşadıkları ihlallerin yer aldığı mektubu Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e sordu. 
 
‘Nakil konusunda taleplerin dikkate alınmadığı kaydediliyor’
 
Tutsakların gönderdiği mektuplar aracılığıyla hak ihlallerinin iletildiğine dikkat çekilen önergede, mektupta yer alan ihlallerin bazıları şöyle aktarıldı: “Oda mevcutlarının kapasitenin 3 katına çıkarıldığı, yıllardır ceza evinde olan ve hastalıkları bulunan mahpusların kapasitenin çok üstünde odalarda nefes almakta bile artık zorlanır duruma geldikleri, bu biçimi ile Covid-19 virüsünün alınmasına, bulaştırılmasına ve yayılmasına uygun ortam yaratıldığı, acil durumlarda hastaneye gidiş-gelişlerde karantina uygulaması adı altında hücre cezasından daha ağır şartlara mahkum edildikleri, tutuldukları odaların hijyen açısından hiç uygun olmadığı, hastaneye gidiş ve gelişlerde askerlerin dayattığı üst aramalarının rencide edici ve onur kırıcı olduğu, çıplak arama sorununun halen çözülmediği, kurum revirine zamanında çıkarılmadıkları, dilekçe üzeri rahatsızlığı belirtme, muayene edilme ve ilaç yazdırmanın bir muayene yöntemine dönüştürüldüğü, olumsuz yaklaşımı, tutumu ve dilinden dolayı kurum revir doktoru ile iletişim kurmada ciddi sorunlar yaşandığı, ailelerinin ikamet ettiği illerden farklı illere sürgünlerle getirilmeleri nedeni ile hem kendilerinin hem de ailelerinin mağdur edildiği, kendilerine yönelik özel bir politika ve uygulama bulunması nedeni ile sevk ve nakil konusunda taleplerinin dikkate alınmadığı kaydediliyor.”
 
‘Eşyaları toplama zamanı dahi tanınmadı’
 
Pandemi nedeniyle tüm sosyal, kültürel, eğitsel ve sportif faaliyetlerin ortadan kaldırıldığı, televizyon, semaver gibi ihtiyaçlarının karşılanmasının keyfi olarak engellendiği belirtilen önergede, “Cezaevinde verilen yemeklerin günlük kalori ihtiyacını karşılamaktan uzak az ve kalitesiz olduğu, kantinden satın almış oldukları birçok şey için kantinde yoktur gibi gerekçeler ile listeye yazılan taleplerinin eksik getirildiği, kantin ürünleri ve manav fiyatlarının çok yüksek olması nedeni ile ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıkları, içme suyunu kendi paraları ile karşıladıklarını, kurum içindeki şebeke suyunun içilir duruma getirmek için arıtma cihazının kendi paraları ile alınması taleplerinin kabul edilmediği, elektrik faturalarının her ay artan fiyatla kendilerine verildiği yer almaktadır. ‘Adalet Bakanlığı’nın talebi var’ denilerek gardiyanların gece saatlerinde koğuşlarına baskın yaptıkları, aynı koridorda bulunan 3 odanın her birini farklı oda ve koridorlara zorla taşıdıkları, kendilerine bir sonraki günü bekleme ve eşyaları toplama zamanı dahi tanınmadığı ayrıca belirtilmektedir” denildi.
 
Önergede, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e şu sorular yöneltildi:
 
“* Bu uygulamalardan Bakanlığınızın bilgisi var mıdır? Var ise herhangi bir müdahalede bulunulmuş mudur?
 
* İzmir Şakran 3 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde oda mevcutlarının kapasitenin 3 katına çıkarıldığı bilginiz dahilinde midir? Bilginiz dahilinde ise Bakanlığınızca kalabalık olan koğuşlarda yaşanan sorunlara kalıcı çözümler bulunması adına neler yapılmaktadır?
 
*’Adalet Bakanlığı’nın talebi var’ denilerek birden fazla cezaevinde gece koğuşlara baskın yapılarak koğuş değiştirilmesinde bakanlığınızın gerekçesi nedir?
 
*Mahpusların hastaneye gidiş-gelişlerde dayatılan rencide edici ve onur kırıcı üst aramaların yapıldığı, olmadığı iddia edilen çıplak aramaların devam ettiği bilginiz dahilinde midir?
 
* Mahpusların kurum revirine zamanında çıkarılmadıkları, dilekçe üzeri rahatsızlığı belirtme, muayene edilme ve ilaç yazdırmanın bir muayene yöntemine dönüştürüldüğü bilginiz dahilinde midir?
 
* Yapılan son düzenleme ile birlikte ziyaret saatlerinin 1.5 saate çıkarılmasına rağmen adı geçen cezaevinde bu uygulamaların idarenin keyfi tutumu ile gerçekleştirilmediği bilginiz dahilinde midir? Bilginiz dahilinde ise idare yönetiminin bu keyfi tutumuna karşı başlatmış olduğunuz herhangi bir soruşturma bulunmakta mıdır?
 
* Herhangi bir gerekçe gösterilmeden, toplama kararı olmayan ve yasaklanmayan gazete, dergi, kitapların cezaevi idareleri tarafından mahpuslara verilmediği doğru mudur?
 
* Bakanlığınızca tüm cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin bu denli artması üzerine hak ihlallerinin tespit edilmesi, gerekli iyileştirmelerin yapılması ve görevi kötüye kullanmak suretiyle suç işleyen cezaevi yetkilileri ve gardiyanlar hakkında idari veya hukuki soruşturma başlatılacak mıdır?
 
* Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ile ulusal ve uluslararası sözleşmelerin yok sayılmasına yönelik olarak Bakanlığınızca herhangi bir açıklama yapılması düşünülmekte midir?”