Angela Merkel iktidarı: En çok tartışılan ve ihlal yaşanan 16 yıl

  • 09:04 4 Ekim 2021
  • Siyaset
 
ANKARA - Almanya’da Angela Merkel yönetiminin son bulması ve  partisinin de seçimlerde ikinci parti olarak çıkmasını değerlendiren HDP’li Feleknas Uca, Angela Merkel’in Türkiye’ye gelerek verdiği her destek sonrasında Almanya’da Kürtlerin kriminalize edildiğini, ev ve kurumlarına saldırılar düzenlendiğini söyledi. Feleknas, Angela Merkel döneminin en çok tartışılan ve insan haklarının ihlal edildiği dönem olduğunu belirtti. 
 
Almanya’da 26 Eylül’de gerçekleşen federal seçimleri sonucuna göre Angela Merkel’in 16 yıllık iktidarı son buldu. Seçim sonuçlarına göre uzun yılların ardından ilk defa kayıp yaşayan Muhafazakar Hristiyan Birlik Partileri (CDU-CSU) yüzde 24,1 oy oranı ile ikinci sırada yer aldı. Seçimde yüzde 25,7 oy oranıyla birincilik elde eden Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) kuracağı koalisyon ülkede büyük bir meraka yol açarken, SPD’nin yüzde 14,8 oy oranıyla üçüncü sırada yer alan Yeşiller Partisi ve yüzde 4,9 oy oranı alan Sol Parti (Die Linke) ile koalisyon kurabileceği tartışılıyor. Açıklanan seçim sonuçlarına göre 7 Kürt aday Almanya Meclisi’ne seçilirken, Angela Merkel döneminin ardından Türkiye ve Avrupa’da nelerin değişebileceği ise merak konusu.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüsü Feleknas Uca, Almanya seçimlerini ve 16 yıllık Angela Merkel yönetimi sonrasının Türkiye’ye etkilerini değerlendirdi.
 
‘Merkel hükümeti en çok tartışılan hükümet oldu’
 
Almanya seçimlerini değerlendirmeden önce Avrupa siyasetinin ele alınması gerektiğini belirten Feleknas, Almanya’nın İngiltere ve Fransa ile birlikte Avrupa siyasetini belirleyen birincil güç konumunda yer almak istediğini söyledi. Almanya ve Fransa siyasetinin birbirine yakın olduğunu kaydeden Feleknas, “Kararları birlikte alıyorlar. Avrupa siyaseti Almanya’ya bir rol ve misyon verdi. 16 yılllık Angela Merkel yönetimi, Hristiyan koalisyonunda en uzun süre kalan iktidar. Yine Merkel hükümeti en çok tartışılan ve insan haklarının en çok yok sayıldığı hükümet oldu. Kadına yönelik şiddet en çok bu dönemde arttı. Toplumsal sorunlar, gençlerin sorunları, ekonomik sorunlar arttı. Kamusal alanda da sorunlar yaşanmaya başlandı” sözlerine yer verdi.
 
‘Efrîn’in işgali Avrupa ve NATO silahlarıyla gerçekleşti’
 
16 yıllık süre zarfında yalnızca Almanya’da değil Avrupa’da da sorunlar yaşandığını dile getiren Feleknas, NATO ve Afganistan sorunu ile Irak’ta kullanılan kimyasal silahların bunlardan biri olduğunu belirtti. Türkiye ile en çok diyalog halinde olan iktidarın Angela Merkel olduğuna dikkat çeken Feleknas, “Türkiye’deki seçimlerden önce Merkel Türkiye’ye gelerek Erdoğan’a desteklerini sunuyor ve ortak mesajlar veriyordu. Merkel Türkiye’de Erdoğan’a desteklerini sunarken, Almanya’da ise Kürtler kriminalize ediliyor ve baskı görüyordu. Türkiye ile anlaşma imzalandığında Almanya’da Kürtlerin ev ve derneklerine saldırılar düzenleniyordu. Almanya demokrasi ve insan haklarından söz ediyor ama Türkiye Almanya’nın gözü önünde insan haklarını çiğniyor, Almanya ise buna rağmen Türkiye’ye silah satıyor. Tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen Efrîn işgali, Avrupa ve NATO silahlarıyla gerçekleşti. Kimse buna ses çıkarmadı. Efrîn’in şu an çetelerin elinde olmasının sebebi Avrupa’nın sessiz kalışı” şeklinde konuştu.
 
‘Oy almak için gözlerini Kürt sorununa kapattılar’
 
Feleknas, Kürtlere yönelik yanlış politikaların yürütüldüğünü kaydederek, Almanya hükümetinin 16 yılda Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümü için çabalamadığını söyledi. Almanya’nın barış yanlısı olmadığının altını çizen Feleknas, “Barış olursa silah firmaları zarar görecek. Ticari anlamda da böyle bir durum söz konusu. Almanya kapılarını göçmen ve mültecilere kapattı ve gelmemeleri için elinden geleni yaptı. Sınır kapılarını kapatmak için Erdoğan ile para karşılığı anlaştı. Ancak verdiği paranın nereye harcandığını kurcalamadı. Erdoğan, mültecileri bir koz olarak kullanarak Avrupa siyasetini rehin aldı. Son süreçte Almanya’daki siyasi partiler, Kürt sorunu ve Türkiye’nin demokratikleşmesi noktasında oldukça sessizdi. Bu sessizliğin nedeni yaklaşan seçimlere bağlıymış. Çünkü bu partilerin tamamı milliyetçi Türklerin oyunu da almak istiyordu. Oy almak için gözlerini Kürt sorununa kapattılar. Halk üzerinde ırkçı kampanyalar gerçekleştirildi” diye belirtti.
 
‘Oy istiyorsanız Kürtleri dinlemek zorundasınız’
 
Seçim öncesi Almanya’da birtakım krizlerin yaşandığını ifade eden Feleknas, Hristiyan Demokrat adayının sel bölgesinde yaptığı konuşmada üzüntülerini paylaşmak yerine gülmesinin tepkiyle karşılaşıldığını sözlerine ekledi. Halkın yaralarını sarmak için siyaset üretmediklerini vurgulayan Feleknas, “Gerçekleşen seçimler mevcut siyasete bir cevaptı. Toplumsal sorunlara cevaplar üretmek yerine kişilerin söylemleri ön plana çıktı. Bu seçimler partilerin stratejilerini tartışmaları gerektiğini açığa çıkardı. ‘Neden var, nasıl bir mücadele yürütüyorlar, ne için mücadele yürütüyorlar?’ Bu soruların yanıtlarını aramadıkları müddetçe önümüzdeki seçimlerde daha çok kaybedecekler. HDP üzerinde yasaklamalar ve saldırılar gerçekleşti. Kürt halkı üzerindeki saldırılar yoğunlaştı, katliamlar yaşandı, kimyasallar kullanıldı, mezarlıklara saldırıldı. Adaylar, tüm bu sorunların yaşandığı bir süreçte konu hakkında söz kurmadılar. Kürt sorununu, tecridi gündemlerine almadılar. Adaylar bireysel olarak dile getirmiş olabilir ama genel bir söz kurulmadı. Oysa binlerce Kürt seçmen de var. Avrupa’daki yurttaşlarımız da bu partilere karşı tutumlarını netleştirmeliler. Kürt oylarını almak istiyorsanız Kürt sorununu dinlemek zorundasınız. Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi için çaba sarf etmek zorundasınız. Bu konuları gündemine almayan siyasi partilere oy vermememiz gerekiyor” dedi.
 
‘Alman Bakan kameralar önünde çekindi’
 
Angela Merkel yönetiminde koalisyonda Sosyal Demokrat ile Hristiyan Demokratlar’ın olduğunu hatırlatan Feleknas, aralarında bir fark olmadığını belirtti. Almanya Dışişleri Bakanı’nın da Sosyal Demokrat olduğunu ifade eden Feleknas, “Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın serbest bırakılması, AİHM kararlarının uygulanması için ne kadar çaba sarf ettiler? Türkiye’ye ziyaret gerçekleştiren Almanya Dışişleri Bakanı, kameralar önünde Türkiye’ye AİHM kararlarını hatırlatmaktan çekindi. Sorduğumuzda kamera arkasında konuyu görüştüklerini söylediler. Kamera arkasında konuşulan hiçbir şeyi görmüyor, duymuyoruz. Almanya hükümetinin bundan sonraki stratejisi çok önemli. Avrupa’da Sosyal Demokratlarla da ilişkilerimiz var. Türkiye’nin demokratikleşmesi için çabalamaları gerekir” diye belirtti.
 
HDP deklarasyonu
 
HDP’nin 27 Eylül’de açıkladığı 11 maddelik deklerasyonu Avrupa’daki tüm parti ve elçiliklere gönderdiklerinin altını çizen Feleknas, bu perspektifin Avrupa siyaseti açısından bir yol olabileceğine dikkat çekti. HDP’nin açıkladığı yol haritasının Kürt sorununun çözümü için Almanya’nın da yol haritası olabileceğine işaret eden Feleknas sözlerini şöyle sürdürdü: “Hangi koalisyon gelirse gelsin HDP olarak tüm partilerle görüşmelerimizi sürdürüyoruz. HDP’nin 11 maddelik deklarasyonunu Almanya’da kurulacak yeni koalisyona sunuyoruz. Kürt sorununu çözmek, demokrasinin oluşmasını, özgürlüğün gelişmesini, Türkiye’nin faşizmden kurtulmasını istiyorsanız HDP’nin deklarasyonunu bir yol haritası olarak görün. Türkiye de bunun üzerine demokratikleşebilir.”      
 
‘Türkiye’deki demokrasi sorununu çözmelisiniz’
 
Almanya’daki adayların Kürt sorununa uzak olmadığını dile getiren Feleknas, Kürtlerle masaya oturmadan Kürt sorununun çözülemeyeceğinin altını çizdi. Seçimlerin kırmızı kart gösterdiğini aktaran Feleknas, “Kürt sorunu ile ilgilenmedikleri ve çözmedikleri için oyları azaldı. Kürt sorunu çözülmüş olsaydı Kürt seçmenler daha fazla oy verirdi. Yeni koalisyonu izleyeceğiz ancak düşüncelerimizi ve önerilerimizi de ifade edeceğiz. Kurulacak koalisyon Merkel hükümeti gibi Kürt sorununu çözmez ve AİHM kararlarını uygulatmazsa bunları onlara hatırlatacağız. Barış adına çalışma yürütmek istiyorsanız Türkiye’deki demokrasi sorununu da çözmelisiniz. Almanya hükümetini büyük bir iş bekliyor. Koalisyon kurmak kolay değil. 3 farklı düşünceyi bir arada toplamak ağır bir yük. HDP olarak kurulacak koalisyonun yanında bir dost olarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz ve gerekli uyarılarımızı da yapacağız” ifadelerini kullandı.