‘Kadınlar mücadele ile tecridi kıracak’

  • 09:03 29 Eylül 2021
  • Siyaset
ANKARA - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ilişkin konuşan siyasetçi kadınlar, halkların tecrit altında olduğuna işaret ederek, “Mücadelemizle ağırlaştırılmış tecridi kıracağız” dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde süreklileşen tecrit koşulları derinleşerek devam ediyor. Tecridin son bulması için cezaevleri başta olmak üzere Ortadoğu ve Avrupa’da çok sayıda eylem ve etkinlik gerçekleştiriliyor. En son cezaevlerinde tutulan PKK ve PAJK’lı tutsaklar tecridin kaldırılması için 27 Kasım 2020 tarihinde süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi başlatmış, eylemlerini 12 Eylül’de sonlandırmıştı.
 
Abdullah Öcalan üzerinde sürdürülen tecride ilişkin konuşan siyasetçiler, tecridin topluma yayıldığını kaydederek, mücadele ile tecridi kıracaklarını belirtti.
 
‘Toplum tecrit altında’
 
Çocuklardan kadınlara kadar toplumun tamamının tecrit altında olduğunu dile getiren Silopi Belediye Eşbaşkanı Adalet Fidan, toplumun düşüncelerini özgür bir şekilde ifade edemediğini, anadilini konuşamadığını ve anadilde eğitim taleplerinin karşılanmadığını kaydetti. Taciz, tecavüz ve şiddetin meşru kılınmaya çalışıldığı bir dönemden geçtiklerinin altını çizen Adalet, “Bununla halkın iradesi teslim alınmak isteniyor. Kürt Sorununun çözülmesi gerekiyor ve halkların kendi dilleriyle kendilerini ifade etmesi, eğitim görmesi gerekiyor. Halklar kendi kimlikleriyle tanınmalı ve anılmalı. Ancak bu kalıcı bir sorun olarak görülmüyor. İktidar bu soruna kendi çıkarları doğrultusunda yaklaşıyor. Erdoğan, ‘Kürt sorunu Diyarbakır’da çözülmeli’ demişti ancak şimdi öyle bir sorun olmadığından bahsediyor. Kendi söyledikleriyle çelişiyorlar. Kürt sorunu vardır” sözlerine yer verdi.  
 
‘Tecridi iliklerimize kadar hissediyoruz’
 
Halkların tecrit altında olduğunu belirten Kayapınar Belediye Meclis üyesi Nevin Oyman, özellikle kadın ve gençlerin tecrit altında olduğunu vurguladı. Tecridi iliklerimize kadar hissetmeye başladık diyen Nevin, “Biz artık konuşamayacak durumdayız. Bu bile tecridin ne kadar ağır olduğunu gösteriyor. İktidar her şeyi eline almaya çalışıyor ve kimseyi konuşturmak istemiyor. Tecridin bir sonucu olarak kendimi özgür hissetmiyorum ve hep baskı altında hissediyorum. İstanbul Sözleşmesi’nin bir gecede feshedilmesi bile bir tecrit” diye belirtti.
 
‘Tecrit en ağır insanlık suçudur’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde sürdürülen tecridin tüm Ortadoğu ve dünya halklarını etkilediğine dikkat çeken yerine kayyım atanan Savur Belediye Eşbaşkanı Gülistan Öncü, iktidarın tecritle alternatif düşüncenin ve yaşamın önünü almak istediğini belirtti. Tecridin en çok Kürtleri etkilediğine işaret eden Gülistan, “Tecrit her şeyin önünü kapatıyor, yaşamımızı ekonomik, siyasi her açıdan etkiliyor. Tecrit en ağır insanlık suçudur. Yıllarca bir insanın başka insanlarla ilişkisinin kesilmesi, iletişiminin kesilmesi düşünülemez. Halkın ulusal bilinçle, örgütlü bir şekilde tecride karşı durması gerekiyor. Halk üzerinde öyle kirli politikalar yürütülüyor ki halkın düşünmesinin bile önüne geçiliyor. Halkın değerlerine sahip çıkması, sesini yükseltmesi gerekiyor. Halkın direnişiyle bu saldırılar ortadan kaldırılabilir” ifadelerini kullandı.  
 
‘Mücadelemizle tecridi kıracağız’
 
Erkek zihniyetiyle yürütülen ve halkların, kadınların, toplumun iradesinin tanınmadığı politikalara dikkat çeken Batman Belediye Meclis üyesi Şükran Çelebi ise iktidarın tekçi politikalarına tepki gösterdi. Abdullah Öcalan’ın bu tekçi politikalara karşı bir paradigma geliştirdiğini kaydeden Şükran sözlerini şöyle sürdürdü: “Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir düşünceyi tüm Ortadoğu'da geliştirdi. İnsanlar ve inançlar kendini bu anlayışta gördü. İnsanlar bu yaşamın içinde onurlu, eşit bir yaşam gördüler. İktidar ise bu paradigmanın gelişmesini kendisine tehlike olarak gördü. Bu mücadele sistemin sonunu getirecek. Bunun farkına varıldı. İmralı'da Kürt Halk Lideri Sayın Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen tecrit tüm Ortadoğu halkları, özelde de Kürt halkı üzerinde uygulanıyor. Mücadele sonucunda birçok kadın kazanımı elde edildi.  İktidar bu kazanımları kendine bir tehlike olarak gördü. Biz bu paradigma doğrultusunda yaşıyor ve mücadele ediyoruz. Mücadelemizle ağırlaştırılmış tecridi kıracağız.”