Sena Dolar

 

İSTANBUL -  5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Meclis’te kabul edildi. Hayvan Hakları Yasama İzleme Delegasyonu’ndan Şebnem Aslan,  “Hayvanları üretip satacaklar, esaret altında tutacaklar, üstlerinde deney yapacaklar ve o hayvan mal olmayacak öyle mi” sözleriyle kanunun içeriğine tepki gösterdi.

 

TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu tarafından 11 Mart’ta hazırlanan “5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” 7 Temmuz’da Komisyon’dan geçti. Teklif, dün ise Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. 6 Temmuz’da tasarıya dair yapılan görüşmelere çok sayıda hayvan hakları savunucusu katıldı. Hayvan hakları savunucuları yasa tasarısını, “Katliam ve sürgün tasarısı” olarak adlandırırken, görüşmelerde hayvanların hakkını ihlal eden maddelere tepki gösterdi. Yasanın, hayvan haklarını değil belediyeleri korumaya yönelik olduğunu dile getiren hayvan hakları savunucuları, kanun ile hayvan katliamlarının önünün açılacağını vurguladı.

 

Hayvan Hakları Yasama İzleme Delegasyonu’ndan Şebnem Aslan, yasanın kabul edilmesiyle hayvana şiddet uygulayan failleri şikayet etme hakkının ellerinden alınacağına dikkat çekti.

 

‘Yasa hayvanlar lehine değil belediyeler lehine’

 

2004 yılında çıkartılan 5199 sayılı kanunu hatırlatan Şebnem, kanunda eksikler olması sebebiyle girişimlerde bulunduklarını ifade etti. 2019 yılında Meclis’te Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu kurularak konuya dair raporlar hazırlandığına değinen Şebnem, Komisyon Başkanı Tekirdağ AKP milletvekilinin hazırlanan rapor ile paralel olarak kanun teklifi sunduğunu, ancak bakanlıklar ile görüşülmesinin ardından kanun teklifinin değişikliğe uğradığını kaydetti. Şebnem, yeni kanunun “hayvanların lehine değil bakanlıkların lehine uygun şekilde hazırlandığına” dikkat çekti.

 

‘Yasa hayvanların yararına olmaktan çok uzak’

 

Komisyonda hayvan hakları savunucuları ve hayvanlar üzerinden rant sağlayan sektör temsilcilerinin katılarak sunumlar yaptığını söyleyen Şebnem, “Defalarca gittik, toplantılara katıldık, saatlerce sunumlar yaptık. Fakat bunun sonucunda görüyoruz ki gelinen şu noktada bu kanun hayvanlar yararına olmaktan çok uzak. Şimdiye kadar hakkımız olan ‘hayvana ihlalde şikayet edebilme hakkımız’ bu kanun teklifinde elimizden alınıyor. Bir hayvan ihlale uğradığına Tarım Müdürlüklerine gideceğiz, oralara dilekçe vereceğiz, mesai saatleri dışında değilse ve birilerini de koltuğundan kaldırabilirsek hayvana bakacak ve kurtarmaya çalışacak. Kanun diyor ki sadece suçüstü durumlarda direkt şikayet edebilirsiniz. Bizim teklifimiz ise aynı kadın, çocuklara işlenen suçlarla ilgili savcılıklarda soruşturma büroları var hayvanlarla ilgili de Hayvan Hakları Soruşturma Bürolarının kurulmasıydı. İl ve ilçe müdürlüklerinin şikayet almasının işlevsel ve uygulanabilir olduğunu düşünmüyoruz” dedi.

 

‘Kısırlaştırma merkezleri zorunluluğu kaldırılacak’

 

Kanunun tüm hayvan türlerini kapsamadığını ve sokak hayvanları ile ilgili maddelerinin hayvan hakkı ihlaline yol açacağını kaydeden Şebnem,  tasarıda 25 bin nüfusun altında olan belediyelerin kısırlaştırma merkezi açma zorunluluğu olmayacağı maddesinin yer aldığını aktararak,  “Kısırlaştırma merkezi olmayan yerlerde de hayvanları en yakın bakımevi olan ilçeye götürecekler. Halbuki biz bin 400’e yakın bütün belediyelerde kısırlaştırma merkezi olmasını istiyoruz. O ilçeden hayvan çıktığı andan itibaren bir daha dönmeyecek. Çünkü ormanlara, dağa, kırsala atılacak bu gerçeği hepimiz biliyoruz. 17 sene önce Hayvanları Koruma Kanunu çıktı ve birinci şartı sokak hayvanlarını kısırlaştırmaktı. Ve bu kanun şu ana kadar hiç uygulanmadı” diye konuştu.

 

‘Bu yanlıştan bir an evvel dönülsün’

 

Kanun yapıcıların, “Hayvanlar mal kapsamından çıkarılarak can kapsamına alınacak” sözlerini hatırlatan Şebnem, şunları söyledi: “Hayvanları üretip satacaklar, esaret altında tutacaklar, üstlerinde deney yapacaklar ve o hayvan mal olmayacak öyle mi? Bu kanun ile hayvanlar ‘mal’ olmaya devam edecek. Bu yasada şikayet hakkımız elimizden alındığı için bizi bir adım geriye götürüyor. Cezalar veriliyor gibi yapılıyor ama pratikte yapılmıyor. Bu kanun bir hayal kırıklığı. Bu yanlıştan bir an evvel dönülmesini istiyoruz.”