‘Kapatma davası HDP’ye açılsa da bütün demokrasi güçleri etkilenecek’

  • 09:14 5 Temmuz 2021
  • Siyaset
Marta Sömek
 
İSTANBUL - HDP’ye yönelik kapatma davası kapsamında hazırlanan iddianame, kadınlara yönelik “suçlamalar” ve baskı atmosferine ilişkin EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, SODAP Eş Sözcüsü Sevtap Akdağ ve TÖP Sözcüler Kurulu Üyesi Perihan Koca ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
 
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamenin Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından kabul edilmesi sonucu HDP’ye ikinci kez kapatma davası açıldı. Davaya ilişkin hazırlanan 843 sayfalık iddianamede HDP’nin önceki dönem eş genel başkanlarıyla beraber belediye eş başkanlarının da aralarında bulunduğu 451 isim hakkında siyasi yasak isteniyor.
 
İddianamede İstanbul Sözleşmesi pankartı dahi “suç unsuru” olarak görülürken demokratik tüm eylem ve etkinlikler de örgüt üyeliğine delil olarak sunulmuş. İddianameyi ve baskı atmosferini Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Sözcüsü Sevtap Akdağ ve Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu Üyesi Perihan Koca ile konuştuk.
 
‘Talimat Erdoğan’dan’
 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin hedef göstermesiyle HDP’nin kapatılma davasının açıldığını belirten Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, “Talimatı Erdoğan verdi, şimdi yargı işaret ve talimat verilen süreci işletmek üzere girişimlerini başlattı” diye konuştu.  Selma, daha önce iddianamede eksiklikler nedeniyle geri çevrilen dava sürecinin yalnızca yargı süreciyle sınırlı bir planlama olmadığını HDP İzmir il binasına yapılan saldırı ile birlikte gözlemlediklerini dile getirdi.
 
‘Tüm barış güçleri siyasi iktidarın hedefi altında’
 
HDP’ye yönelik kapatma davasının yanı sıra HDP binalarına, üyelerine ve yöneticilerine yönelik saldırılara dikkat çeken Selma, sözlerini şöyle sürdürdü: “HDP üzerinden yürütülüyor gibi duruyor ama şunu söyleyebilirim ki bu iktidar, tek adam yönetimi, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi dedikleri, siyasi rejimi daha otoriter ve baskıcı faşist bir siyasi rejimle taçlandırmak istiyorlar. Bugün HDP’ye, yarın başka muhalif partilere uygulanacak. Saldırının hedefine HDP’nin konulurken, hak, özgürlük ve demokrasi talep eden işçi, emekçi, halk ve tüm barış güçlerinin siyasi iktidarın hedefi altında. Her şeyden önemlisi Kürt halkının eşit haklara dayalı taleplerinin, eşit yurttaşlık taleplerine dayanan mücadelesinin önünü kesmeyi planlıyorlar.”
 
‘İktidar politik bekası açısından HDP’yi tehdit olarak görüyor’
 
Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Sözcüsü Sevtap Akdağ da HDP’nin kapatılma davası, Deniz Poyraz’ın katledilmesi ve iktidarın HDP’yi hedef göstermesinin tesadüf olmadığını belirtti. İktidarın uzun zamandır kendi politik bekası açısından HDP‘yi tehdit olarak gördüğü ve bu doğrultuda toplum nezdinde HDP‘yi şeytanlaştırmak, kriminalize etmek ve tasfiye etmek konusunda son derece sistemli çalışmalar içerisinde olduğunu vurgulayan Sevtap şu değerlendirmelerde bulundu: “Çözüm masasının devrilmesinden sonra 7 Haziran‘da HDP’nin demokratik güçleri ile beraber baskı iklimini ortadan kaldırabilecek halkların demokrasi ve barış özlemini giderebileceği konusunda bir odak yarattı ve bu iktidarda korku yarattı. Bir kaos ve korku iklimi yaratıldı. Süreci örgütleyen mafya liderlerinin itiraflarında da ifade edilen korku iklimi yaratma meselesi çok yoğun yaşandı.”
 
‘Yıldırma çabaları istedikleri başarıyı yaratmadı’
 
HDP‘ye karşı sistematik bir yok etme, yok sayma ve tasfiye etme çalışmalarının sürdürüldüğünü belirten Sevtap, medyadan yargıya, Meclis kürsüsünden sokağa kadar HDP‘ye karşı büyük bir baskı ve sindirme politikalarının olduğunu kaydetti. “Şimdiye kadar tüm bu yıldırma çabaları istedikleri başarıyı yaratmadı, HDP ne on kaybettirildi ne de toplumdan HDP fikriyatı sildirilebildi” diyen Sevtap, halkların ortak sesi olan HDP’ye yönelik var olan iktidar korkusunun HDP yaşadığı sürece devam edeceğine ışık tuttu.
 
‘Ogün Samast’ları, Onur Gencer’leri çokça yaşadık’
 
Kobanê Siyasi Soykırım Davasına da değinen Sevtap, “Kobanê kumpas davası olarak adlandırdığımız davayı biz aydınlatamayız çünkü bu işi aydınlatması gereken savcılık ve yargı makamında olan kişilerdir” dedi. Deniz Poyraz’ın katledilmesi meselesindeki tetikçinin arkasındaki kişileri açığa çıkarması gerekenlerin de yine yargı olması gerektiğine işaret eden Sevtap, “Ogün Samast’ları, Onur Gencer’leri çokça yaşadık. O yüzden ciddi bir sorgulamanın ve bu politik cinayet nasıl gerçekleştirildiğinin aydınlatılması için çok umutlu olduğumuzu söylemem mümkün değil” dedi.
 
‘Saldırılar artacak’
 
Siyasi yasak istenen 400’den fazla siyasetçiden birinin de kendisi olduğunu aktaran Sevtap sözlerini şu cümlelerle sonlandırdı: “Bu saldırıların arka arkaya gelmiş olması ve ‘bunlar daha iyi günleriniz’ söyleminin başta HDP olmak üzere önümüzdeki günlerde tüm demokrasi güçlerine yönelik saldırıların artacağı anlamı olarak okunması gerekir. Demokrasi güçleri olarak artacak saldırıların karşında güçlü bir dirençle örgütlenilmesi gerekir.”
 
‘Devletin kodları baştan aşağı Kürt halkının inkarına dayalı’
 
Kapatma davasının “faşist rejimin kurumsallaşması açısından içsel mantığa uygun” olduğunu belirten Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu Üyesi Perihan Koca ise “devlet içerisinde herkesin gözü önünde cereyan eden derin kriz kavgasını bertaraf etmenin yolunu, savrulma eğilimi yaşayan egemen sınıf fraksiyonlarını bir arada tutmanın formülünü” bulmaya çalıştıklarını kaydetti. Perihan “Çünkü bu devletin kodları baştan aşağı Kürt halkının inkarına dayalı. Kürt halkının inkarı iktidarların orta paydası. 7 Haziran seçimleri sonrası estirilen havaya geçiş için bir de cinayet işlediler ve görünen o ki çok daha fazlasını hedeflemişlerdi” diye belirtti.
 
‘Topyekün bir direnişi örülmeli’
 
İktidarın planlarının tutmadığını kaydeden Perihan, “Sevgili Deniz Poyraz’ın katledilmesine karşı halkın gösterdiği refleks diriydi ve halk güçleri şimdilik bu provokasyon girişiminin başarısız olmasını sağladı. Ama Devlet Bahçeli’nin her bir cümlesi ayrı bir suç teşkil eden grup toplantısı konuşmasından da anlayacağımız gibi pes etmeyecekleri ve bu girişimleri sürdürecekleri anlaşılıyor. Bize, yani halk güçlerine de topyekün bir direnişi örmekten başka yol kalmıyor” sözlerini kullandı.
 
‘Suç unsurlarının hesabı sorulacak’
 
Siyaset yasağı getirilen siyasetçilere ilişkin “Arkadaşlarımız Kürt halkının ve diğer tüm halkların çıkarlarını savunan kişilerdir” diyen Perihan, iktidarın tepeden tırnağa suça ve pisliğe battığını dile getirdi. Ne Kürt halkının ne kadınların ne de gençlerin devletin şiddetini arttırmasına rağmen mücadeleden vazgeçmediğinin altını çizen Perihan, tüm suç unsurlarının hesabının sorulacağını dile getirdi.