Nuran İmir: 80 soruşturma nereye gitti?

  • 09:06 28 Haziran 2021
  • Siyaset
 
Dilan Babat
 
ANKARA - HDP’nin kapatılması istemiyle hazırlanan iddianame hakkında konuşan HDP’li Nuran İmir, “Önceki iddianamede hakkımda 86 soruşturma varken yeni iddianameyle birlikte 6’ya düştü. 80 soruşturma nereye gitti” diye sordu.   
 
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) kapatmaya yönelik ikinci defa hazırladığı iddianameyi Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) sundu. AYM tarafından iddianamenin kabul edilmesiyle HDP’ye yönelik kapatma davası resmen başlamış oldu. AYM, savunmaların alınmasının ardından HDP'nin kapatılarak, iddianamede hakkında siyasi yasak istenen 451 isme veya bir kısmına siyaset yasağı getirebileceği gibi, sadece hazine yardımının kesilmesi yönünde de karar verebilir. Haklarında siyaset yapma yasağı verilecek kişiler ise 5 yıl boyunca herhangi bir siyasi partinin kurucusu, üyesi veya yöneticisi olamayacak.
 
Hakkında siyaset yapma yasağı istenen siyasetçilerden biri de HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir. Nuran, HDP’nin kapatılması istemiyle hazırlanan iddianame hakkında değerlendirmelerde bulunarak, “kokuşmuş bir iddianame” yorumunu yaptı.
 
‘Hiçbir güç Kürt halkının varlığını yasaklayamaz’
 
Bu davanın asla kabul edilemeyeceğinin altını çizen Nuran, sessiz kalmayacaklarını vurguladı. Kürtlerin siyasetteki yerlerinin bir gerçeklik olduğunu söyleyen Nuran, “Coğrafya kaderdir ama Kürt halkının yaşadıkları kader değil, devletin yarattığı imha ve inkar siyasetidir. Bunun için de Kürt hareketi ve kadın hareketi direndi ve siyasi alanda da milyonlara ulaştı. Kürt siyasetinin dünya siyasetinde de bir örnek oluşturduğunu görüyoruz. Halkların birbirleriyle ortak yaşaması, kadın ve gençlerin toplum içindeki rolü Kürt halkının mücadelesi sayesinde oldu. Bu nedenle de Kürt sorunu yasaklandı. Hiçbir güç ve yargı Kürt halkının varlığını yasaklayamaz. Yargılanmasına da izin vermeyeceğiz” sözlerine yer verdi.
 
‘Sistem ölü bir Kürt yaratmak istiyor’
 
7 Haziran’da HDP ile yeni bir sürecin kapılarının aralandığına işaret eden Nuran, halkların Kürt halkıyla birlikte tarih değiştirdiğinin altını çizdi. Nuran, “Bu tarih, inkar ve yok etmeye karşı yeni bir yaşamın mümkün olduğunun gösterildiği tarihti. Her halkın, inancın bu ülkede demokratik bir yasa ile birbirini kabul ederek yaşaması mümkün. Yüz yıllardır egemen sistem ölü bir Kürt yaratmak istiyor. Biz Kürt’üz ve Kürt olarak bu coğrafyada yaşamak istiyoruz. Kürt halkının inkarına karşı halkımızı, emeğimizi sahiplenmek istiyoruz. Yıllardır halklara ve Kürtlere karşı düşmanca tavırlarıyla iktidarını sürdüren bir iktidar var” şeklinde konuştu.
 
‘7 Haziran kozmopolit bir zaferdir’
 
Davanın “7 Haziran 2015 seçimlerinin intikamı” olduğuna dikkat çeken Nuran, şunları kaydetti: “Hem Kürtlere hem de tüm dostlarımıza saldırıyorlar. Özellikle 7 Haziran’ın ardından ülkeyi karmaşık bir hale getirmek istediler. Kürt halkını siyasetten uzaklaştırmak istiyorlar. HDP kadın partisidir, kadınların buna izin vermemesi gerekiyor. Bunlar karşısında tepkisiz kalmayacağız. Kürt sorunu, mücadelesi ve kazanımları mahkemelerde çözülemez. Göç ve katliam politikalarıyla çözülemez. Faili meçhullerle çözülemez. İnsanlar katledildi. Binlerce Kürt başka ülkelere göç etmek zorunda kaldı, binlerce Kürt cezaevlerinde. Çok ağır bedeller ödendi. O nedenle de eğer bu parti kadınların, gençlerin partisiyse, HDP’ye sahip çıkmalıdırlar.”
 
‘Kobanê dayanışması yargılanıyor’
 
Nuran, değerlendirmelerinde Kobanê Davası’na işaret ederek, burada Kürt halkının yargılandığını belirtti. Kobanê için dayanışmanın davada yargılandığına işaret eden Nuran, “Partimiz şahsında Kobanê direnişi mahkum edilmek isteniyor. Ama DAİŞ’e karşı bir yargılama yapılmıyor. 1 Kasım tüm dünyada ‘Dünya Kobanê Günü’ olarak tanımlanıyor. Dün de bu değere sahip çıktık, bugün de sahip çıkacağız. Tüm dünya kamuoyuna sesleniyoruz: Bu dava insanlık değerlerine karşı yaratıldı. DAİŞ zihniyetine karşı direniş mahkum ediliyor. Bu bir intikam davasıdır. Bu nedenle tüm kurumların davayı sahiplenmesi çağrısında bulunuyorum” dedi.
 
86 soruşturma 6’ya indi
 
HDP’nin kapatılması istemiyle hazırlanan ikinci iddianamenin de usulen eksiklikler taşıdığını kaydeden Nuran, önceki iddianamede hakkında 86 soruşturma varken bu soruşturmanın yeni iddianameyle birlikte 6’ya düştüğünü ifade etti. “80 soruşturma nereye gitti” diye soran Nuran, “İlk iddianamede 700’e yakın kişi hakkında siyaset yapma yasağı istenirken, ikinci iddianamede bu isim 451’e düştü. Sözde iddianameyi düzeltmişler ama hala birçok yanlışlık var. Örneğin Remziye Tosun Diyarbakır Milletvekili ama Urfa Milletvekili olarak gösterilmiş. Gizli tanıkların tamamı Kürt siyasetini tasfiye etmek isteyenlerdir. Bunların da tamamı polis, jandarma ve istihbarat çalışanları. Baştan sona kokuşmuş bir iddianame bu” ifadelerini kullandı.
 
Susmaya fezleke
 
İddianameye konu olan olayları anlatan Nuran, “Savaşta yaşamını yitiren insanların ailelerine başsağlığı dilemek için yaptığımı ziyaretler, açlık grevine ilişkin ölümler yaşanmasın diye cezaevlerine gönderdiğimiz mektuplar, partimizin önünde insanlara selam verdiğimiz için, yerimizde oturduğumuz, ağzımızdan tek söz çıkmadığı için, eşbaşkanlarımızın yaptıkları açıklamaya tepki göstermediğimiz için hakkımızda fezleke hazırlanmış. O kadar acayip ve trajikomik fezlekeler var. Baştan sona gerçeklikten uzak bir iddianame bu. 2014’te yapılan MGK toplantısının sonuçlarının devamıdır bunlar. Kentleri yıktılar, insanları bodrumlarda diri diri yaktılar ama Kürtlerin iradesini teslim alamadılar. Kürtler yine mücadelesine devam etti, partisine sahip çıktı, diline, kimliğine, iradesine sahip çıktı. O nedenle de bunları itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Ne olursa olsun önümüzde duramayacaklar” şeklinde konuştu.
 
‘Zindan tarihi başlı başına direniş tarihidir’
 
Cezaevlerini Kürt siyasetçilerin doldurduğunu kaydeden Nuran, zindan tarihinin başlı başına bir direniş tarihi olduğunu vurguladı. Binlerce arkadaşlarının yıllarca cezaevlerinde bedel ödediğini aktaran Nuran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hiçbir zaman orası boş kalmadı ve mücadele alanı haline geldi. Orası Kürtlerin değerlerine sahip çıktığı bir kırmızı çizgi. Değil 451 binlerce kişi bu mirası devralmaya hazır. Nerede olursak olalım mücadelemize sahip çıkacağız.”