'Leyla Güven’e verilen cezanın bir hükmü yoktur’

  • 09:02 29 Aralık 2020
  • Siyaset
ANKARA - DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in tutuklanmasına tepki gösteren siyasi parti temsilcileri, “Bu cezanın bizim açımızdan hiçbir hükmü yoktur. Leyla Güven aynı zamanda milletvekili olarak bizim irademizdir, yoldaşımızdır ve mücadele arkadaşımızdır” dedi.
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK)  Eşbaşkanı Leyla Güven, DTK faaliyetleri nedeniyle yargılandığı davada hakkında 22 yıl 3 ay hapis cezası verilerek, 22 Aralık günü tutuklandı. Leyla’nın tutuklanmasına yönelik yükselen tepkiler ise sürüyor. Siyasi parti eş genel başkan ve genel başkanları da Leyla Güven’in tutuklanması ile verilmek istenen mesaja dikkat çekti.
 
‘Leyla’ya verilen ceza Kürt özgürlük hareketine verilen bir cezadır’
 
Leyla Güven’e verilen cezanın tek boyutlu ele alınmaması gerektiğinin altını çizen Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren, “Birinci boyutu; Leyla Güven'e verilen ceza Kürt özgürlük hareketinin bütün öznelerine yönelik bir cezadır. HDP’nin son bir yılına baktığımızda özellikle son 5-6 aydır binlerce üyesi,  dostları, çevresi, hatta son süreçte eski MYK üyeleri, yöneticileri, neredeyse hepsi tutsak edildiler. İkinci boyutu ise Kürt özgürlük hareketini değerlendiğimizde, özneleşmiş kadınlar vardır. Bu kadınların hemen hemen tamamı şu an tutsak etme politikasıyla karşı karşıya. Leyla yoldaşımız da kadın mücadelesinde özne olan yüzlerce kadından biri. Kürt özgürlük hareketi; hem iktidarın gözünde faşizme karşı bir dinamik oluşturuyor hem de bölgede feodal devletin, AKP ve MHP faşist iktidarının kadın düşmanı politikalarına karşı Kürt kadınlarının da açtığı bir mücadele alanı yaratıyor” dedi. 
 
‘Biz kadınlar olarak Kürt halkıyız, Leyla Güven’iz’
 
Türkiye’deki kadın kurtuluş mücadelesinde hem Kürt kadınlarının hem de sosyalist kadınların ortak mücadele yürüttüğünü ve Leyla Güven’in bu mücadelede önemli bir konumda durduğunu ifade eden Elif, sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer Kürt kadınlarına yapılan politikalar gibi Leyla Güven’i de susturmak için açık ve net bir tavırla tutsak etmek istiyorlar. Şimdi Kürdistan coğrafyasına baktığımızda, tacizci tecavüzcü kolluk kuvvetleri var. Leyla Güven’in yargılandığı dosyaya baktığımızda geçerli olan hiç bir iddia yok. Yani içeriksiz bir iddianame oluşturulmuş. Şu ana kadar değindiğim sıkıntıların bir parçası olarak yansıyor. Leyla tutuklansa da biz kadınlar olarak Kürt halkıyız, Leyla Güven’iz…”
 
‘Bu cezanın bizim açımızdan hiçbir hükmü yoktur’
 
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce de Leyla Güven’in aldığı cezanın kendileri açısından hükümsüz olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “AKP ve MHP faşist bloğu uzun zamandır birinci demokratik muhalefeti ortadan kaldırmak için hukuk sopasıyla bir siyasi soykırım hamlesi başlattı. Birçok arkadaşımıza mesnetsiz suçlamalarla cezalar verildi. Bu çabaların hiçbirinin ne tarihimizde ne de şimdi mücadeleyi engellemek adına bir faydası olmamıştır. Biz biliyoruz ki bu ceza Kürt özgürlük mücadelesine, barış mücadelesine, demokrasi mücadelesine ve kadın özgürlük mücadelesine verilmiş bir cezadır. Bu cezanın bizim açımızdan hiçbir hükmü yoktur. Leyla Güven aynı zamanda milletvekili olarak bizim irademizdir, yoldaşımızdır ve mücadele arkadaşımızdır. Geçmişte de gördük, birçok alanda direndi. Birçok kesime hem umut hem ışık oldu.”
 
‘Özgürce siyaset yapma hakkını savunmak gerekiyor’
 
Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP) Genel Başkanı Güneş Gümüş ise Leyla’ya verilen ceza ile kadın siyasetçilerinin sesinin kısılmak istendiğini kaydetti.  Güneş, “Bu tavır Leyla Güven’le başlamadı. Partinin eşbaşkanları, milletvekilleri, sendika yöneticileri, dernek yöneticileri ve alanda çalışan birçok kadro tutuklanmış durumda. İktidar, Kürt halkının siyasi temsilcilerinin sesini kısmak, sahada mücadelelerini engellemek istiyor. Bu kabul edilir bir şey değil ve bu konuda çok da ikiyüzlüler. Seçim öncesinde Leyla Güven açlık grevindeyken onun taleplerini gerçekleştirip onu şartlı tahliye etmişlerdi. Yani işlerine nasıl geliyorsa, seçim hesaplarını yaptıklarında Leyla Güven’i bıraktılar, şimdi ise tutukluyorlar. Dolayısıyla Kürt halkına yönelik bu baskılara karşı çıkmak, Kürt halkının siyasi temsilcilerinin özgürce siyaset yapma hakkını savunmak gerekiyor” şeklinde konuştu.
 
‘Sahada güçlü olan ne varsa engellemeye çalışıyorlar’
 
İktidarın Kürt ulusal mücadelesine yönelik saldırılarını net bir tavırla ortaya koyduğuna işaret eden Güneş, “İktidar, Kürt sorununda demokratik bir çözüm yanlısı olmadı. Kürt sorununda barış ve çözüm yanlısı değil. İktidarlarını sürdürmek için zaten bu, hesapların bir parçasıydı ama iktidar küçük ortağı MHP’ye takılmış durumda. Yapılan seçim anketlerinde HDP’nin her koşulda barajı geçeceği gözüküyor. Kürt ulusal hareketi ve destekçileri siyasete devam ediyor. Bunu kabullenemiyorlar ve kıramıyorlar. Bunun da bir öfkesi var. Dolayısıyla sahada güçlü olan ne varsa engellemeye çalışıyorlar” dedi.