‘Kadınlar toplumda kışkırtılmış erkeklikle yüz yüze kaldı’

  • 14:54 10 Aralık 2020
  • Siyaset
ANKARA - Bütçe Kanun Teklifine ilişkin Meclis Genel Kurulunda konuşan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran,  pandemiden en fazla etkilenen kesimin kadınlar olduğunu belirterek, “ Sürekli bir biçimde toplumda kışkırtılmış bu erkeklikle yüz yüze kaldılar; bir taraftan da iktidarın şiddetiyle yüz yüze kaldılar ama pandemi döneminde işsizlik ve yoksullukla daha fazla yüz yüze kaldılar” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, 2021 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi üzerine Meclis Genel Kurulu'nda konuştu. 
 
‘Bütçe erkek bütçesi’
 
Bütçenin halkın bütçesi olmadığını tam tersi savaş ve rantın bütçesi olduğunu kaydeden Ayşe, “Bir de bu bütçe "erkek bütçesi". Şimdi, niye ‘erkek bütçesi’ diyoruz? Tabii ki bazı kadın arkadaşlarımız da buna katılmayabilir çünkü bu zihniyet meselesi, bunu da dönüştüreceğiz hep beraber, rahat olun. Şimdi, zaten biz, iktidarın erkek egemen bir bakış açısına sahip olduğunu ve kadınlara -tıpkı Bakanlıkta olduğu gibi- ailenin içerisinde bir rol biçtiğini ve onun dışına çıkan kadınlara sürekli bir biçimde saldırdığını, hedef aldığını çok iyi biliyoruz. İktidarın kadın politikasının temeli, cinsiyetçi emek sömürüsüne dayanıyor, ev içi emek sömürüsü… Şimdi, eğer bir kadın çalışacaksa da mümkün mertebe cinsiyetçiliğe dayalı, o cinsiyet rollerine bağlı olarak evin içerisinde bir çalışma yürütsün, ama toplumsal hayat içerisindeki çalışmalara katılım sağlamasın. Ve bununla beraber, şu anda iktidarın yürüttüğü politikalara göre "sosyal yardım" adı altında kadınlara evin içerisinde hasta ve yaşlı bakımı dayatılıyor ve bunlar da sanki kadınlar istihdama katılmış gibi bir biçimde rakamlara, istatistiklere ekleniyor maalesef” diye konuştu. 
 
‘Türkiye’de kadınların yüzde 17’si emekli oluyor’
 
Türkiye'de kadınların yüzde 49'unun ev emekçisi olduğu, 11 milyon 741 kadının ev işleri nedeniyle çalışma hayatına katılmadığı ve 494 bin kadının ise ev işleri ve bakım hizmetleri nedeniyle ücretli işlerinden ayrıldığını aktaran Ayşe, “Kadın Derneğinin yaptığı bir araştırmada kadınların yüzde 96'sı temel problemlerinin yoksulluk olduğunu ifade etmiş ve bu yoksulluğun aslında şiddeti de tetiklediğini, yoksulluk nedeniyle kadınların şiddet gördükleri alanlardan uzaklaşamadıklarını çok iyi biliyoruz. Kadınların büyük bir çoğunluğu kendi adına sigortalı değil arkadaşlar; kadınların büyük bir çoğunluğu ya ebeveynleri ya da eşleri üzerinden sağlık sigortasından yararlanabiliyor bu ülkede. Bu ülkede, kadınların sadece yüzde 17'si emekli olurken, bu rakam erkeklerde yüzde 81” diye konuştu. 
 
‘5 milyon kadın işsiz var’
 
Pandemiden en fazla etkilenen kesimin kadınlar olduğuna dikkati çeken Ayşe,  sözlerini şöyle sürdürdü: “ Zaten iktidarın yürüttüğü cinsiyetçi politikalar ve savaş politikaları, kadınların yaşam alanını daralttı. Kadınlar, sürekli bir biçimde toplumda kışkırtılmış bu erkeklikle yüz yüze kaldılar; bir taraftan da iktidarın şiddetiyle yüz yüze kaldılar ama pandemi döneminde işsizlik ve yoksullukla daha fazla yüz yüze kaldılar. Bakın, sadece istatistiklerden bir rakam söyleyeceğim. DİSK'in yaptığı bir araştırmaya göre Covid-19 etkisiyle revize edilmiş kadın işsizlik oran yüzde 45,3 olmuş yani 5 milyon 219 bin. Şimdi, birçok araştırmada kadınların pandemi sürecinde daha fazla yoksullaştığı ortaya çıkmış bunun nedenlerinden biri de zaten kadınlar güvencesiz olarak çalışıyorlardı zaten kadınlar ek iş gibi kullanılıyorlardı bu nedenle de kadınlar bu pandemiden daha fazla etkilendiler. ‘Eve çekilin’ çağrılarıyla beraber ev yükümlülüğü kadınların sürekli bir biçimde, bu yürütülen toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve cinsiyetçi politikalar nedeniyle, kadınlara yüklendiği için kadınlar bu pandemi döneminde daha fazla yoksullaştı.”
 
‘Mülteci kadınlar cinsel saldırı ve şiddete maruz kalıyor’
 
 Kadın Dayanışma Vakfı’nın verilerine göre mülteci kadınların  cinsel saldırı ve şiddete maruz kaldığını aktaran Ayşe,  mültecilerin Türkiye vatandaşı olmadıkları için 6284 sayılı yasadan yararlanamadıklarını dile getirdi.  Bu yüzden son süreçte mülteci kadınların daha fazla şiddete maruz kaldığını vurgulayan Ayşe, “İktidar İstanbul Sözleşmesi'ni tartışmaya açtı, 6284'ü tartışmaya açtı; belediyelerimize kayyum atayarak, eşbaşkanlık sistemimizi, eşit temsiliyet politikamızı hedef alarak, sürekli bir biçimde, bu pandemi sürecindeki politikalarla aslında kadınlar daha fazla hedef hâline geldi. 2020 yılının ilk on ayına göre, bakın birçok farklı rakamlar var ama yaklaşık 250 kadın yaşamını yitirmiş, erkekler tarafından katledilmiş; 122 kadın taciz edilmiş, 226 çocuk istismara uğramış, 79 kadın tecavüze uğramış. Biz rakamların ne olduğunu bilmiyoruz çünkü Bakanlıktan çok ısrarlı bir biçimde sormamıza rağmen bu rakamlar net olarak açıklanmıyor. Ve bu şiddet artmışken, maalesef, üniformalıların ve iktidara yakın kişilerin şiddeti özellikle İpek Er ve Nadira Kadirova'da olduğu gibi iktidar tarafından korundu, kollandı bu süreç içerisinde” ifadelerini kullandı. 
 
‘Kadınların her alanda bütçeden faydalanma tartışmalarını yürüttük’
 
“On sekiz yıldır iktidarın beceremediğini biz becerdiğimiz, biz başardığımız için belediyelerimiz hedef alındı” diyen Ayşe,  Meclis’te toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçe önerdiklerini ifade ederek, şöyle devam etti: “HDP Kadın Meclisi olarak, toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçe çalıştayı düzenledik. Birçok kadın kurumunun, aktivistin, akademisyenin katıldığı, kadınlarla beraber ‘Biz nasıl gerçekten toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçe gerçekleştirebiliriz’ tartışmasını yürüttük. Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme, sadece, kadınların şiddete uğradığı zaman bariz belli mekanizmaların kurulması değil. Kadınların -yok sayılan, toplumun yarısı olan ama bütçeden eşit olarak yararlanamayan kadınların- toplumun her alanında bu bütçeden faydalanmasının tartışmalarını yürüttük.”
 
‘Tartışmalara kadın örgütlerinin dahil edilmesi gerekir’
 
Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeden örnek veren Ayşe, şöyle konuştu: “Kadın emeğinin görünür olacağı, kadın istihdamının artacağı, kadın yoksulluğunun son bulacağı, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemenin esas alınması kadınların talebidir. Talebimiz sadece sığınaklar, kadın merkezleri için bütçe değil, yaşamın her alanında karşılaştığımız eşitsizlikleri ve ayrımcılıkları sonlandırmayı hedefleyen bir bütçedir. Görüşülen her bütçe kaleminde toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçe esas alınmalıdır. Bütçenin tartışma ve onay süreci vatandaşların ama özellikle kadınların katılımına açılmalı, herkesin anlayacağı halk dostu bir dil kullanılmalıdır çünkü buradaki vekillerimizin bile çoğu aslında bu bütçede neyin ifade edildiğini anlayamıyoruz. Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin olabilmesi için bütçe sürecindeki tartışmalara kadın örgütlerinin mutlaka dâhil edilmesi gerekir.”
 
Kadın tutsaklara ayrı bütçe önerisi 
 
Kız çocuklarının eğitimini teşvik eden politikaların hayata geçirilmesi için özel bir bütçenin ayrılması gerektiğini vurgulayan Ayşe, Bakanlıkların ve bağlı oldukları teşkilatların cari transfer giderlerinin toplumsal cinsiyete duyarlı bir harcamayla gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı. “ Ekmeği kazanan erkek etrafında örülmüş sosyal güvence çerçevesini kırmak gerekmektedir” diyen Ayşe, ayrıca kadın tutsaklara yönelik yeterli ödeneğin olduğu bir bütçe düzenlemesinin hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti.