Tülay Hatimoğulları: KDP ve AKP işbirliği tüm Kürt kazanımlarını etkiler

  • 09:05 11 Kasım 2020
  • Siyaset
ANKARA - KDP’nin tutumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan HDP Milletvekili Tülay Hatimoğulları, “KDP’nin AKP faşizmiyle girmiş olduğu ilişkiler ve yürüttüğü işbirliği, Kürt halkının şimdiye kadar bölgedeki tüm kazanımlarını etkileyecek bir duruma sahip. MYK toplantısında alınan ‘Çöktürme Planı’ adım adım hayata geçirilmeye çalışılıyor” dedi.
 
Federe Kürdistan Bölgesi'nde, Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) savaş hazırlığı kamuoyunda tartışılan önemli gündem maddeleri arasında yer aldı. Olası saldırıda Kürt kanının döküleceğini ifade eden çok sayıda kişi, KDP’nin bu kararını tepki ile karşıladı. Türkiye ile birlikte Ortadoğu’yu da etkileyeceği dile getirilen bu karardan vazgeçilmesi için birçok siyasi parti, Kürtler arası ulusal birliğin sağlanması amacıyla çalışmalar yürüterek çağrılarda bulunuyor.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, konu hakkında değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Kazanımlara da darbe vurabilir’
 
Tülay, Irak’ta ki gelişmelerin bir yanıyla ülkenin kendi iç pozisyonunu açığa çıkardığını, bir yanıyla dört parça Kürdistan için önem taşıdığını, bir yanıyla da tüm Ortadoğu açısından önemli gelişmeler barındırdığını söyledi. KDP’nin uzun zamandır Türkiye’de mevcut iktidar ile el ele vererek bölge politikalarının belirlenmesi konusunda birlikte adım attığının bilinen bir gerçek olduğunu vurgulayan Tülay, “Ancak son zamanlara baktığımızda bu durum, Kürtler arasında kardeş kanının dökülmesine sebebiyet vermiş durumda. Kürt halkının yaşadığı bölgelerde veya Kürt Özgürlük Hareketi’nin mücadele yürüttüğü alanlarda, KDP Türkiye ile gerek istihbari, gerek siyasi gerekse de askeri anlamda bir arada olarak ve Türkiye’nin önünü açarak Kürdistan’ın kaderini olumsuz yönde etkileyecek manzaralara imza atıyor. KDP’nin AKP faşizmiyle girmiş olduğu ilişkiler ve yürüttüğü işbirliği, Kürt halkının şimdiye kadar bölgedeki tüm kazanımlarını etkileyecek bir duruma sahip. Kürt halkının dört parça Kürdistan’da yürütmüş olduğu mücadele ve bu mücadelenin dünya kamuoyunda bilinirliğine, bunun yanı sıra Rojava’da İŞİD’e karşı elde edilmiş olan başarı ve Rojava’da, özellikle Kuzey ve Doğu Suriye olarak nitelendirdiğimiz bölgede, bir anayasa çalışması ve halkın kendi dili, inancı ve gelenekleriyle kendini yönetebileceği bir modelin yürütüldüğü bir dönemde, KDP’nin Irak’ta Kürt halkına yönelik bir operasyonun içine girmiş olması, Rojava'daki kazanımlara da bir darbe vurabilir” diye konuştu.
 
 'Çöktürme Planı’ adım adım hayata geçirilmeye çalışılıyor’
 
Kürtler arası iç çatışmaların derinleştiğine işaret eden Tülay, İran’da yürütülen Kürt politikalarına da vurgu yaptı. Tülay, olası savaş durumunda İran’da Kürtlere yönelik idam politikasının da artacağına dikkat çekerek, Kürt mücadele alanının daralacağını dile getirdi. Aynı durumun Türkiye için de geçerli olduğunu belirten Tülay, “Türkiye Kürdistan’ında da aynı şeyler yaşanacak. Kürt halkının 40 yıllık mücadele sonucunda, elde ettiği birçok kazanımı tırpanlamak için çöktürme planını devreye koyduklarını biliyoruz. Özellikle barış sürecinde Dolmabahçe Mütabakatı’ndan vazgeçip onu ‘Buzdolabına aldık, dondurduk’ diyerek savaş ve çatışma siyasetini uygulamalarına tanık olduk. MYK toplantısında alınan ‘Çöktürme Planı’ adım adım hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bu karar dört parça Kürdistan için alındı. Bir yanıyla Kürt halkı çökertilmek istenirken bir yanıyla da tüm muhalifler hedef alındı” sözlerini kullandı.
 
 ‘Faşistlerle baş etmemizin yolu tüm halkların birlik olmasından geçiyor’
 
Tülay, Kürt halkının ulusal birlik talebinin daha fazla açığa çıktığını ifade ederek, dünyadaki tüm aydın ve siyasetçilerin bu konudaki çağrılarını da hatırlattı. Ulusal birliğin önemine dikkat çeken Tülay, “Emperyalist ve faşistlerle baş etmemizin yolu tüm halkların birlik olmasından geçiyor. Halkların önce iç birlikteliklerini sonrasında da kendi aralarında birleşme ağlarını kurmaları çok önemli olacaktır. O bakımdan bizler de, bugüne kadar elde edilen Kürt kazanımlarının heba olmaması için, Kürdün Kürt kanını akıttığı bir sürecin yaşanmaması için, ulusal birlik çağrısını yineliyoruz. Bugün KDP ile merkezi Irak Yönetiminin Şengal ile ilgili anlaşmasına, herkesin bir olup karşı durması gerekiyor. Orada İŞİD’e karşı özgün bir mücadele verildi. İŞİD’in Kobane’de yenilmesi, İŞİD ve kalıntılarının tüm bölgede yenilmesinin önünü açtı. Böyle kazanımların elde edildiği bir bölge hedef alınmıştır” diyerek Kürtlerin bölgedeki önemine işaret etti. 
 
‘Çocuklarımız birbirini öldürmesin’
 
“Saldırılara KDP’nin ortak edilmesi kabul edilmeyecek bir durumdur” diyen Tülay, tüm kadınların ve Barış Anneleri’nin, barış çağrılarını yükselttiğini dile getirdi. Annelerin, ‘Çocuklarımız birbirini öldürmesin’ dediğini kaydeden Tülay, “Bu durum, annelerin iki cümle ile özetlediği yalınlıktadır. Bu iki cümle Kürt halkının kaderini ve geleceğini belirleyecek olan iki cümledir. Bu sihirli iki cümle, mücadelenin formülüdür. Tek adam rejiminin sıkışmışlığının açılması gerekiyor. Ekonomik kriz çok ciddi bir şekilde derinleşmiş durumda. Ekonomik durum içtiğimiz suya kadar yansıyor. Maliye bakanı damat istifa etti ancak yandaş medya susuyor. Bütçe görüşmeleri Meclis’te görüşülmeye devam ederken bakan istifa etti. Bu, ülkenin içinde bulunduğu durumu ve ülkeyi nasıl bir aile şirketi haline getirdiklerini açığa çıkarıyor” dedi.
 
‘Faşizm iç sıkışmışlığı için sınır ötesi operasyonlar yapar’
 
Türkiye'nin Kuzey Suriye’ye daha doğrudan bir saldırıda bulunabileceğini söyleyen Tülay, olası savaşı kalıcı hale dönüştürebileceklerini belirtti. “Faşizm tarihinde faşistlerin içerdeki sıkışmışlığı aşmak için sınır ötesi operasyonlar gerçekleştirir” diyen Tülay şöyle devam etti: “Şengal’e yönelik saldırı damadın istifasıyla aynı zamana denk geliyor. Türkiye’de mevcut olan ulus devlet anlayışı, AKP iktidarıyla derinleştiği için bölgede çok ciddi adımlar attı. En önemli adımlarından biri de KDP ile olan ilişkileridir. Bir yanıyla iç siyaseti dizayn etmek, bir yanıyla da ulus devlet anlayışıyla Kürt halkının kazanımlarını yok etmek ve örgütlülüğünü dağıtmak için sınır ötesi operasyonları yapabilirler. Başta bu işin ilk muhatabı olan KDP ve bölgedeki tüm siyasi partilerin bu analizi yapan tutum içinde olması gerekiyor. Biz o sebeple Kürt halkı için ulusal birliğin oluşması ve halklar arası barış ittifakının kurulması gerektiğini savunuyoruz.”
 
‘Köklü çözüm, halkların barış iklimiyle yaşamasıdır'
 
ABD’de gerçekleşen senato ve başkanlık seçimlerinin ardından, ABD Başkanı Donald Trump’ın seçimi kaybetmesi ve Demokrat Parti adayı Joe Biden’in seçimi kazanmasının Ortadoğu’ya yansımalarını da değerlendiren Tülay, “ABD, çok güç kaybetmesine rağmen dünya ölçeğinde ‘süper güç’ olma konumunu sürdürüyor. Dünyanın dört bir tarafında etki gücü ve belirleyiciliği yüksek olan ülkelerden biri. Dönemsel bağlamda o ülkeyi hangi partinin yönettiği, kısmi de olsa bir değişiklik yaratabiliyor ama ana siyasette, ana politikada bir değişiklik yaratacağını düşünmüyorum. Pentagon’da, derin devletin aldığı kararlar hayata geçiyor. Bölgedeki çatışmaların derinleşmesinin en önemli sebebi ABD ve İran ilişkileridir. Obama sürecinde daha ılıman bir politika izlendi ve o sürece dönülmesi Ortadoğu’yu rahatlatır ama sorunların köklü çözümüne katkı sağlamaz. Köklü çözüm, halkların iç içe ve barış iklimiyle yaşamasıdır. Halklar arasındaki dayanışmayı sağlayamadığımız sürece, bölgede acı çekmeye ve gözyaşı dökmeye devam edeceğiz. Emperyalizm, bir kişinin değişmesiyle mümkün değil” sözlerine vurgu yaptı.