Ebru Günay: Devlet taciz ve tecavüzü örtüyor

  • 13:05 17 Temmuz 2020
  • Siyaset
DİYARBAKIR - HDP Parti Sözcüsü Ebru Günay, güncel gelişmeleri değerlendirdiği basın toplantısında, bölgede yaşanan tecavüz ve istismar olaylarına dikkat çekerek, “Devlet taciz ve tecavüzü örtüyor, tacizciyi koruyor. Sarhoşluk kılıfı Kürt kentlerinde suç işleyen kamu görevlilerinin koruma kalkanına dönüşmüş durumdadır” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Sözcüsü Ebru Günay, haftalık olağan basın toplantısını Diyarbakır İl binasında düzenledi. Evli olduğu Ebru Işık’a şiddet uygulayan HDP’li Mensur Işık’ın ihraç kararı ile disipline sevk edildiğini açıklayarak konuşmasına başlayan Ebru, sonucu kamuoyuyla paylaşacaklarını belirtti.
 
'AKP'nin işkencelerine karşı sesimizi yükselttik’
 
Haziran ayında başlattıkları “Demokratik Mücadele” programının tüm engellemelere rağmen büyük bir kararlılıkla sürdüğünü söyleyen Ebru, "14 Temmuz’da, 12 Eylül darbesinin işkence merkezleri olan Amed ile Ulucanlar Cezaevinin önündeydik. Hapishanelerde, mahkemelerde, sokaklarda, karakol ve emniyet müdürlüklerinde, yaşamın her alanında insan hakları ihlallerine, AKP’nin Esat Oktay’ın ruhunu yansıtan işkencelerine karşı sesimizi yükselttik. İktidar da, polis gücüyle, bütün engellemeleriyle Ulucanlar ve Amed Cezaevinin önündeydi. Tıpkı 12 Eylül’de işkence edenler ile direnenlerin karşı karşıya gelmesi gibi bizler de onlarla karşı karşıyaydık" dedi.  
 
'Buluşmalar gerçekleştiriyoruz'
 
Dün Urfa’da, DEDAŞ mağduru olan çiftçilerle, tarım işçileriyle, halkla emek buluşması gerçekleştirdiklerini dile getiren Ebru, bugün ise “Hep birlikte savaş ve yoksulluğa hayır” demek için Diyarbakır ve İstanbul’da eş genel başkanlarının katılımıyla buluşmalar gerçekleştireceklerini vurguladı.
 
'Mücadeleyi büyütürken, AKP saldırıyor'
 
Ebru, bu mücadeleyi yürütürken AKP-MHP iktidarının da toplumun bütün kesimlerine karşı saldırılarını sürdürdüğünü belirterek, “İktidarın kadın düşmanı politikaları sonucu 14 Temmuz günü Amed ve Antep’te yapılan ev baskınlarında TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan’ın da aralarında bulunduğu 24 kadın gözaltına alındı. 70-75 yaşlarındaki annelerimizi tutukluyor. 10 günlük bebekleri anneleri ile beraber gözaltına alıyor, bebekleri tutukluyor. Tüm arkadaşlarımızın alnı ak, kimse size diz çökmedi, çökmeyecek! Akıl dışı ve gülünç suçlamalarınız bizi bu haklı yolumuzdan, sizi de gidici olmaktan kurtaramayacak” diye ekledi. 
 
‘Rojava Devrimi’nin halklara barış getirmesini diliyoruz’
 
19 Temmuz Rojava Devrimi’nin yıldönümü olduğunu hatırlatan Ebru, açıklamanın devamında şu ifadeleri kullandı:"2012 yılında Kobanê’de Baas rejimi ve selefi grupların dayatmasına karşı halklar kendi yolunu seçerek 3'üncü yolu inşa etmişlerdi. Bu 3'üncü yol hem Esad rejimine karşı hem DAİŞ çetelerine karşı bütün Suriye halklarının umudu oldu ve olmaya devam ediyor. Bu vesileyle Rojava Devrimi’nin yıl dönümünü kutluyor ve Ortadoğu’daki halklara kalıcı barış getirmesini diliyoruz. Türkiye dış politikası Suriye iç savaşından kısa bir süre sonra adeta Milli Savunma Bakanlığı’nın bir alt birimi haline gelmiş ve bütün faaliyetleri militarist enstrümanlarla yürütülmektedir. Suriye’ye yönelik sürdürülen askeri faaliyetlerin, Suriye’de siyasi çözüme katkı sunmayı bırakın, oradaki savaşı Libya’ya kadar taşımaktan başka bir işlevi olmadı.”
 
'Şırnak Valiliği cinsel saldırıyı örtbas etmeye çalışıyor'
 
Şırnak merkezde Türk Silahla Kuvvetleri (TSK) personeli Aslan A. isimli uzman çavuşun bir çocuğu cinsel istismara maruz bırakmasın konusuna da değinen Ebru, "Kürt kentlerinde son zamanlarda yoğun olarak yaşanan asker ve polisin işlediği istismar suçlarına bir yenisi daha eklenmiş oldu. Sadece son bir hafta içinde Şırnak ve Silopi’de iki cinsel saldırı olayı gerçekleşti. Şırnak Valiliği yaptığı açıklama ile yaşanan saldırıyı örtmekten başka bir amaç taşımamaktadır. Taciz ve tecavüzün bu şekilde rutin bir işlem gibi ele alınması devlet kurumlarının cinsel saldırıya ilişkin bakış açısını yansıtmaktadır. Devlet taciz ve tecavüzü örtüyor, tacizciyi koruyor. Sarhoşluk kılıfı Kürt kentlerinde suç işleyen kamu görevlilerinin koruma kalkanına dönüşmüş durumdadır. 2017 yılında evlerinin odalarında uyuyan 6 ve 7 yaşındaki Furkan ve Yıldırım kardeşleri panzerle ezen polisin de sarhoş olduğu iddia edilmişti. Çocukları ezen polis tutuklanmış, iki yıl sonra denetimli serbestlikle görevine iade edilmişti.  Kürt kentlerinde cinsel istismar ve saldırılar, sürekli biçimde yaşanmaktadır” dedi. 
 
'DEDAŞ elektrikleri neden kesiyor?'
 
DEDAŞ'ın bölgede yaptığı elektrik kesintisine de dikkat çeken Ebru, buna dair rapor hazırladıklarını söyledi. Ebru, DEDAŞ’ın bölgede hizmet veremeye başladığından bu yana elektrik kesintileri ve su ile ilgili şikayetlerin her yıl katlandığını vurguladı ve “Çiftçiler büyük mağduriyetler yaşıyor. DEDAŞ elektrikleri neden kesiyor? 75 günlük bir çiftçinin elektrik bedeli 375 bin TL olabilir mi? Hangi çiftçi iki ayda bu kar yüklü bir faturayı ödeyebilir?  İşin aslı şudur; Elektrik faturalarına yüklü miktarda zam yapılıyor, çiftçiler yüksek meblağdaki faturaları ödeyemiyor. DEDAŞ bir köyden üç kişi gelen yüksek meblağdaki faturaları ödeyemeyince bütün köyün elektriğini kesiyor. Halkı topluca cezalandırıyorlar. Bu uygulamalar ile söz konusu şirket köylüleri birbirine düşman ederek toplumsal barışı da tehdit ediyor. Uzun süren elektrik kesintileri köylerde özellikle tarımsal üretimi ve bütün hayatı felç ediyor” ifadelerini kullandı. 
 
Ebru hazırladıkları raporda çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
 
 *Çiftçinin hak ettiği destek, borçlarına mahsuben elektrik şirketlerine aktarılmamalı, hesaplar üzerindeki blokeler derhal kaldırılmalıdır.
 
*Çiftçilerimizin DEDAŞ’a olan mevcut borçları ya kamu borcu olarak devletçe karşılanmalı ya da büyük oranda karşılandıktan sonra kalan miktar ödenebilir makul düzeyde taksitlendirilmelidir. 
 
*Çiftçiler indirimli elektrik tarifesinden faydalandırılmalıdır. Elektrik faturaları aylık değil dönemsel tahsil edilmelidir.
 
*Tarımda kullanılan elektrik faturalarda uygulanmakta olan Enerji Fonu payı, TRT payı, KDV bedeli, dağıtım bedeli ve belediye payı kaldırılmalıdır.
 
*Elektrik kesintilerinden veya standart dışı (Yüksek, düşük voltaj vb) elektrik sunumlarından kaynaklı çiftçilerin yaşadığı zararın tazmin edilmesi gerekmektedir.
 
* Cengiz Holding’in, Limak’ın vergi borçlarını bir gecede silebilen iktidar çiftçilerin borçlarını silse ne olur? İktidar’a buradan soruyoruz. Çiftçilerin bu patronlar kadar kıymeti yok mu?”
 
Ebru, çözüm önerilerinin ardından basın toplantısını sonlandırdı.