‘Kadına yönelik şiddet her yerde ise kadın direnişi de her yerde’

  • 09:08 16 Temmuz 2020
  • Siyaset
AĞRI - HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, ‘Kadın mücadelesi her yerde’ kampanyası kapsamında Ağrı’da gerçekleştirilecek yürüyüşe çağrı yaptı. Dirayet, iktidarın kadını hedef alan politikalarına karşı, “’Kadına yönelik şiddet her yerde ise kadın direnişi de her yerde’ demek için tüm kadınları çağırıyoruz” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi’nin başlatmış olduğu “Kadın mücadelesi her yerde” kampanyası kapsamında son haftada gerçekleşecek etkinliklerden biri de Ağrı yürüyüşü olacak. 18 Temmuz’da gerçekleşecek yürüyüşün Ağrı’da yapılmasının sebebi ise şüpheli kadın ölümlerinin artmasına ve kadına yönelik şiddete karşı duyarlılık oluşturmak. 
 
‘Kürt kadın hareketi iktidarın hedefinde’ 
 
Kampanya ve yapılacak yürüyüşü değerlendiren HDP Ağrı Milletvekilli Dilan Dirayet Taşdemir, iktidarın tekçi, muhafazakâr, inkârcı ve kadın düşmanı bir rejim kurma peşinde olduğunu, bu rejime engel gördüğü kadın mücadelesini de hedef haline getirdiğini vurguladı. “Bu nedenle kadın mücadelesini algı operasyonları geliştirerek, toplumu ikna ederek, iftiralarla, düzmece iddianamelerle, yargıyla susturmaya çalışan bir süreci yaşıyoruz” diyen Dirayet, bu politikalardan en çok pay alanın ise Kürt kadın hareketi olduğunu dile getirdi. 
 
Dirayet şöyle devam etti: “Çünkü Kürt kadın hareketinin, özgürleşme, toplumu demokratikleştirme mücadelesi ve bununla bağlantılı olarak kurumsallaştırdığı bir sistemi var. Eşbaşkanlık sisteminden tutulalım eşit temsiliyete, özgün kadın örgütlenmesine, kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmalarına kadar bir bütünüyle hem toplumu demokratikleştiren hem kadını özgür bir birey olarak potansiyelini güçlendiren, kamusal hayatta da bunun görünürlüğünü sağlayan devrimci bir kadın mücadelesi var. Bu devrimci kadın mücadelesini yok etmeden de erkek egemen, muhafazakâr, tekçi, tek adam rejimini kurma olanakları yok.” 
 
‘Buradan güç alarak İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açıyorlar’ 
 
OHAL sürecinde 43 kadın kurumunun kapatıldığını söyleyen Dirayet, TJA’nın (Tevgere Jinên Azad) illegalize edilmek istendiğini belirtti. Türkiye’de ki diğer kadın kurumlarının da hedef olacağına işaret eden Dirayet, “İlk olarak Kürtlerin özgürleşme hareketi, HDP, kadın hareketi hedef alınmıştır. İlk önce eşbaşkanlık hedef haline getirildi, belediyelerimize el konuldu, kadın merkezlerimiz kapatıldı, kadın politikaları daire başkanlıkları erkeklere teslim edildi. Diyarbakır’da içerisinde TJA sözcüsü Ayşe Gökkan’ın olduğu farklı demokratik kitle örgütlerinde, sivil toplum örgütlerinde kadın özgün çalışması yürüten arkadaşlarımız ev baskınlarıyla gözaltına alındı. Bir bütünen baktığımızda bu siyaset ile varılmak istenen bir yer var. İstanbul Sözleşmesi bundan güç alınarak tartışma konusu yapılıyor, TCK 103. maddesi bundan güç alarak gündeme getiriliyor” dedi.  
 
‘Erkeklerin serbest bırakılması konseptin bir parçasıdır
 
Türkiye ve dünyanın her yerinde kadın mücadelesinin yükseldiğine dikkat çeken Dirayet, yükselen kadın hareketinin popülist erkek egemen iktidarlar tarafından tehdit olarak algılandığını kaydetti. Kadın hareketinin sistematik bir şekilde güçsüzleştirilmek istendiğini söyleyen Dirayet, “İnfaz yasasından kadına yönelik şiddet suçu işleyen erkeklerin serbest bırakılması ideolojik konseptin bir parçasıdır. Çünkü AKP kadınların özgürleştirici pratiğinden ciddi anlamda korkuyor. Medeni yasada mevcut olan kadın haklarını, kazanımlarını ortadan kaldırmaya çalışan bir AKP iktidarıyla karşı karşıyayız. Kadın siyasetçiler tutuklandı, milletvekillikleri düşürüldü, kadın kurumları kapatıldı, aktivistler tehdit ediliyor, şiddete maruz bırakılıyor. Diyarbakır'daki arkadaşların gözaltına alınması, İstanbul Sözleşmesi'nin, TCK 103. Maddenin tartışmaya açılması saldırının çok yönlü ve sistematik olduğunu gösteriyor. AKP kadına mesaj vermek istiyor. Rojbin Çetin bunun bir örneği. Rojbin şahsında kadın mücadelesine, eşbaşkanlık sistemine, Kürt kadınlarına, Türkiye’deki aktivistlere bir mesaj vermek isteniyor” diye belirtti. 
 
‘Kentte duyarlılık oluşturmak amaçlı Ağrı’yı seçtik’ 
 
Dirayet, “Kadın mücadelesi her yerde” kampanyası kapsamında Ağrı'da yapılacak yürüyüşe ilişkin de şunları dile getirdi: “Ağrı son dönemlerde kadın intiharları ile gündeme gelen bir kentimiz. Son 1 ay içerisinde 5 kadın yaşamına son verdi. Kadınlar sosyal, psikolojik sorunlar ve sıkışmışlık bir ruh halini yaşıyor. Bu açıdan buradaki kadın mücadelesini yükseltmek, erkek şiddeti karşısında kentte duyarlılık oluşturmak açısından kampanyamızı yürütüyoruz. Kampanya çalışmamız devam ederken Diyadin Belediyemize de kayyım atandı. Diyadin Belediyesi kentteki kadın sorunlarının farkında olarak çözüm üreten bir belediye. Betül arkadaşımızın tutuklanması ve kayyım atanması Kürt iradesini tanımama ve kadın iradesine yönelik de bir operasyondur.” 
 
Yürüyüşe de katılım çağrısı yapan Dirayet, “’Kadına yönelik şiddet her yerde ise, kadın direnişleri de her yerde’ diyebilmek için, kazanımlarımıza sahip olmak için, geleceğimiz için, karar sahibi olabilmek için hep birlikte tüm Serhatlı ve Ağrılı kadınları 18'inde alanlarda kadın mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz” dedi.