Filiz Kerestecioğlu: Rabia Naz'ın ölümünde iddialar soruşturulmadı

  • 16:25 8 Temmuz 2020
  • Siyaset
ANKARA - Rabia Naz başta olmak üzere şüpheli çocuk ölümlerinin araştırılması için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu raporunu açıklayan HDP’li Filiz Kerestecioğlu, “Eğer bir yargı belirtilecekse o yargı da aslında rapora yazılması gereken bu iddiaların soruşturulmadığıdır” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, 2018’de Eynesil’de şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Rabia Naz Vatan başta olmak üzere şüpheli çocuk ölümlerinin araştırılması ve bu konuda alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu raporunu Meclis’te düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı.
 
‘Olay yeri keşfi yapılmadı’
 
Rabiz Naz’ın “nasıl öldüğüne” dair birçok iddia olduğunu belirten Filiz, komisyonun bu iddiaları değerlendirdiğini ifade etti. Rabia’nın vücudunda meydana gelen yaraların yanı sıra evlerinin yan tarafında bulunan fındıklık alana düşme ihtimalinin değerlendirilmediğini ve olay yeri keşfinin yapılmadığını kaydeden Filiz,  “Fındıklıktaki ayak izlerinin incelenmediğini ve kontrol edilmediğini gördük. Soruşturmada önemli delil taşıyan çantasının saatlerce bulunmaması da önemli bir detay. Tüm bunları şerhte detaylı bir şekilde ele aldık” dedi.
 
‘Görevli savcı olay yerine gitmedi’
 
Olaya ilk müdahale eden ekibin görevlerini uygun bir şekilde yerine getirmediğini ve olayın aydınlatılması için özel ekip kurulması kararının çok geç verildiğini vurgulayan Filiz,  “Aradan geçen zaman basit bir zaman değil. Olayın aydınlatılmamasında en önemli etmenlerden biridir. Görevli savcı olay yerine bile gitmedi. Kıyafetlerin aile teslim edilmesi gibi esas soruşturmaları yerine getirmedi. Vefatın düşme sonucu olup olmadığı incelenip değerlendirilmedi” ifadelerini kullandı.
 
‘Düşme ihtimaline karşın teras zemin dokusu incelenmedi’
 
Rabia Naz’ın şüpheli ölümünde trafik kazasının yanı sıra apartmanın terasından düşme ihtimalinin tartışıldığını kaydeden Filiz, buna rağmen teras zemin dokusunun incelenmediğini sözlerine ekledi. Filiz, “Olay akşamı düşme ihtimali üzerinde durulmasına rağmen yan tarafta bulunan fındıklıkta tahribat var mı yok mu incelenmedi. Rabiz Naz’ın kıyafetlerinin delil niteliği göz önünde bulundurulmadı. Eşyalara bütünlüklü bir inceleme yapılması gerekiyordu ancak yalnızca sperm kalıntısı olup olmadığı incelendi. Yine Rabia’nın üzerindeki talaşlarla ilgili boş binada bulunan kadın DNA’sı da tespit edilmedi” diye konuştu.
 
‘Adli Tıp’ta mimari inceleme yapabilecek bir birim yok’
 
Delillerin toplanması ve Rabia’nın olay yeri inceleme raporunun hazırlanması aşamasında kanuna ve usule uygun hareket edilmediğini vurgulayan Filiz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapılan araştırmalar yetersizdi. Diğer yandan trafik kazasına ilişkin komisyonumuza katılan daha ileriki tekniklerle incelemelerde bulunan uzmanlar, kıyafet üzerinde izlerin daha iyi bir teknoloji ile incelenmesi gerektiğini söyledi. Yüksekten atlama ve düşme arasındaki farkın tespit edilmesi için böyle bir ihtisas biliminin olmadığı ortaya çıktı. Bunlarca yıldır kurumsallaşmış Adli Tıp Kurumu’nda adli mimari inceleme yapabilecek bir birim yok. Yine simülasyon ve başka şeyleri inceleyecek birimler de yok. Bu eksikleri tespit ettiğimizde olayın aydınlatılması için Tahir Elçi katliamında inceleme yapmış olan mimari, fiziki inceleler yapan bağımsız bir kurum tarafından yapılmasını istedik, bu talebimiz de reddedildi.  Bu, ‘üniversiteler aracılığıyla yapılsın’ talebimiz de reddedildi. Yüksekten atılması dışında düşmeye ilişkin hiçbir simülasyon yapılmadı.”
 
‘Derin bir soruşturma yapılmadı’
 
“Adli Tıp yeni teknolojilerle geliştirilmiş olsaydı yapılan eksiklikler görmezden gelinmezdi” diyen Filiz, “Komisyon kurulurken öne çıkan esas husus birilerinin siyasi gücünü kullanarak olayı karartmaya çalıp çalışmadığıydı. Buna ilişkin derin bir soruşturma yapılmadığını gördük. Rabia Naz’ı bulan ilk kişinin sonradan neden ifadesini değiştirdiği ve diğer tanığın ifadesindeki çelişkilere değinilmedi. İtirazlarımıza rağmen delillerin karartıldığı bulgusunun tespit edilmediği söylendi. Eğer bir yargı belirtilecekse o yargı da aslında rapora yazılması gereken bu iddiaların soruşturulmadığıdır” ifadelerinde bulundu.
 
‘Kamuoyu ölümün karartıldığı kanısına nasıl varıyor’
 
Rabiz Naz’ın şüpheli ölümünü aydınlatmak isteyen ve adalet talebinde bulunan baba Şaban Vatan’ın gözaltına alındığı ve olayı açığa çıkartan gazeteci Metin Cihan’ın bu süreçte yine baskıya maruz kalarak yurt dışına çıkmak zorunda kaldığını anımsatan Filiz, şunları kaydetti: “Yine gazetecilik görevlerini yürüten Kazım Kızıl ve Canan Coşkun gözaltına alındı. Tüm bunlar siyasi erk sahiplerinin baskı yaptığı inancını doğuruyor. Hepimizin esas olarak sorgulaması gereken şey: Bu ölümün karartıldığı konusunda kamuoyu nasıl bu kadar yaygın bir kanıya vardı. Kamuoyu sadece bu olayda değil,  buna benzer birçok olayda aynı inanca kapılıyor. İşte bizim bunu sorgulamamız lazım. Artık işkencenin bu kadar doğallaştırıldığı bu yönetim altında her şeye siyasi müdahale var demektir. Siyasetçilerin güç sahibi kişilerin her zaman yargı karşısında avantaj sahibinde olduğu bir ortamda karartma yok diyemeyiz. İnsanlar güven duymuyor. Bağımsız tarafsız bir yargının olmadığını görüyorsunuz. Herkes sosyal medya üzerinden avukatlık yapmaya çalışıyor. İşte biz derhal harekete geçmek yerine kamu görevlilerini korumak için verilen refleks yerine soruşturmaya geç kaldığını düşünüyoruz.”
 
‘Birçok aile komisyona başvuruyor’
 
5 Ocak’tan beri kayıp olan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’nun hala bulunmadığını hatırlatan Filiz, şüphelilerin ifadesinin alınmadığına dikkati çekti.  Öte yandan 2015 yılında sokağa çıkma yasaklarında katledilen ve cenazesi buzdolabında bekletilen Cemile Çağırga’nın faillerinin tespit edilmediği ve dosyanın kapatıldığını vurgulayan Filiz, “Fettah Tamim’in sahip olduğu Rixos Otel’de staj yaptığı sırada ölen Burak’ın ölümü 9 yıldır aydınlatılmadı. Ailesi hala adalet peşinde Birçok aile komisyona başvuruyor” dedi.
 
‘Çocuk Bakanlığı kurulmalı’
 
Bu başvuruların gündeme alınması gerektiğinin altını çizen Filiz,  Meclis’te Daimi Çocuk Hakları Komisyonu ve Çocuk Bakanlığı’nın kurulması talebini yineledi. Rabia Naz gibi şüpheli ölümlerde aynı acıların yaşanmaması için eğitimli adli kolluk kuvvetlerinin kurulması, Adli Tıp Kurumu’nun birçok anlamda özerk bir yapıya kavuşturulması ve araştırmacı gazetecilerin özgür bırakılmasına kadar birçok adımın atılması gerektiğine işaret eden Filiz, “Rabia Naz’ın ailesinin acısını bir kez daha paylaşacağımızı söylüyoruz. Bundan sonra bu tür olayların yaşanmaması için önlemlerin alınması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.