HDP Kadın Meclisi kampanyanın startını verdi

  • 13:37 8 Haziran 2020
  • Siyaset
ANKARA - HDP Kadın Meclisi 'Kadın Mücadelesi Her Yerde' kampanyasının startını Kuğulupark’ta vererek, “Hep birlikte erkek iktidarların korkusu olalım” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi'nin, kadın kazanımlarına dönük artan saldırılara karşı başlattığı ve bir ay sürecek olan “Kadın Mücadelesi Her Yerde” kampanyasının startını Ankara Kuğulu Park’ta yaptığı basın açıklaması ile verdi. Açıklamaya HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran ile milletvekilleri, HDK Kadın Meclisleri, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Kadın Meclisi, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Komisyonu, HDP Demokratik Yerel Yönetimler Kadın Kurulu, Kadınların Kurtuluşu, Sosyalist Kadın Meclisi (SKM) SODAP’lı kadınlar, SYKP Kadın Meclisi, Tevgera Jinên Azad (TJA), Yeşil Sol Kadınlar katıldı. 
 
Açıklamada, “İstismara infaza kayyıma karşı biz varız kadın mücadelesi her yerde” pankartı açıldı. Pankartta ‘kayyım’ yazdığı gerekçesiyle polisler açıklamayı engelledi. Polisin bu tutumuna karşı HDP’li milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu ve Dilan Dirayet Taşdemir pankartı vücutlarına sararak tepki gösterdi. Açıklamada, "Eşbaşkanlık mor çizgimizdir", "İstismarın affı olmaz" ve "Kadın mücadelesi her yerde" dövizleri taşındı. Sık sık “Berxwedan jiyane", "Kadın yaşam özgürlük" , "Eşbaşkanlık bizim mor çizgimiz dır", "Tekoşîna jina li her dere yê" ve "Kadınlar yürüyor mücadele büyüyor” sloganları atıldı. Polisin engellemesine karşın bu sırada HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran bir aylık “Kadın mücadelesi her yerde” başlıklı açıklamayı okumaya başladı. 
 
‘Kadın düşmanı olduklarını bir kez daha gösterdiler’
 
Türkiye ve dünyada kapitalizm krizi yaşandığını belirten Ayşe, "Kapitalizm krizini aşmanın yolu olarak nefret söylemleri üreten, ırkçılığı örgütleyen, kadınların kazanılmış haklarına saldıran, işçi ve emekçilere daha fazla sömürü dayatan ırkçı-faşist, sağcı iktidarlar, Covid-19 pandemisi döneminde uyguladıkları politikalarla ne kadar kadın, halk ve toplum karşıtı olduklarını bir kez daha göstermişlerdir” dedi. 
 
Açıklama devam ederken polis anonsundan saldırı tehdidi geldi. Kadınlar buna karşı zılgıtlarla cevap verdi. Tüm engellemelere rağmen Ayşe, açıklamayı okumaya devam etti. 
 
‘Leyla Güven yaşamını kadın mücadelesine adamıştır’
 
Pandeminin müsebbibi olan kapitalist sistemin yürütücüsü devletlerin pandemiyi fırsata çevirdiğini kaydeden Ayşe, rejimlerin daha fazla otoriterleştirme eğilimi gösterdiğine dikkat çekti. Ayşe, sözlerini şöyle sürdürdü: “Süreci fırsata çeviren AKP/MHP ittifakı da, kayyımlar eliyle Kürt halkının seçme seçilme hakkını yok saymış; halk iradesine darbe vurmuştur. Kürt halkının iradesini gasp etmekle kalmamış; diline, kültürüne saldırı gerçekleştirmiştir; eşbaşkanlık sistemimize saldırarak kadın kazanımlarımızı gasp etmeye çalışmıştır. Bunun son örneğini; halkın iradesine darbeyi yönetim biçimi haline getirerek 3 milletvekilinin, vekilliğini düşürerek göstermiştir. Vekilliği düşürülen DTK Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekilimiz Leyla Güven, yaşamını kadın ve Kürt halkının özgürlük mücadelesine adamış ve bu uğurda büyük bedeller ödemiştir.”
 
‘Özgürlük mücadelesini esas alıyoruz’
 
Ayşe, kadın mücadelesini hedefe koyan, direnen, mücadele eden başta kadınlar olmak üzere bütün kesimlere saldıran, sindirmeye çalışan, halkın, kadınların seçtiği milletvekillerinin vekilliklerini düşüren faşist iktidarların, salgın döneminde sömürüyü artırdığının altını çizdi. Ayşe, “Kadınların kazanılmış haklarına saldırırken, sokağa çıkanlara, direnenlere saldırı geliştiriyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, kadınların öfkesini, ezilen halkların öfkesini dindiremiyorlar, dindiremeyecekler. Onlar; erkek egemenliğinin bekasını, kapitalist sistemlerinin, kendi koltuklarının, saraylarının bekasını esas alırken, biz kadınlar, kadın eşitlikçi, özgürlükçü mücadeleyi esas alıyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Kadın düşmanı politikalar süreklilik haline geldi’
 
“Hayat Eve Sığar” çağrıları yapan hükümetin Kadın Meclisi, kadın kurum ve örgütlerinin uyarılarına rağmen, kadına yönelik şiddeti önleyecek tedbirler almadığını dile getiren Ayşe, bunun aksine İstanbul Sözleşmesi’ni, 6284 sayılı yasayı adeta yürürlükten kaldırdığını ifade etti. Ayşe, “Kadına yönelik şiddetle mücadele eden kadın derneklerine, kadın yapılanmalarına saldırdı. Bunun son örneği, Rosa Kadın Derneği üye ve yöneticileri ile Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistlerinin gözaltına alınarak tutuklanması oldu. Yetmedi, MHP’nin arkasında durduğu İnfaz Yasası’nı alelacele çıkartarak, kadına şiddet uygulayanları ve taciz faillerini salıverdiler” dedi. 
 
Ayşe konuşmasının devamında şunları dile getirdi: 
 
“Kadın düşmanı politikalarla ömrünü uzatmaya çalışan AKP-MHP iktidarı, bir ‘normalleşme’ söylemi tutturmuş gidiyor. Beslendiği erkek egemenliği üzerinden ‘normalleşme’ adı altında, bin bir emekle, mücadele ederek elde ettiğimiz kazanımlarımıza gözünü dikmiş durumdalar. Biz kadınlar biliyoruz ki, AKP-MHP ittifakının ‘normal’ dediği faşizmdir, cinsiyetçiliktir, kadın düşmanlığıdır. Onların ‘normal’i, kadın katliamlarıdır, onların ‘normal’i intihar adı altında kadınların yaşamlarını sona erdirmektir. Onların ‘normal’i, Gülistan Doku’nun kaybedilmesi olayında gördüğümüz gibi, genç kadınlara yönelik polis, asker eliyle sömürge siyaseti uygulamaktır, katilleri korumaktır. Biz bu ‘normal’i kabul etmiyoruz.
 
‘Kadınlar, sokaklar terk etmemeyi düstur edinmiştir’
 
Kazanımlarımıza yönelen bu saldırılar yeni değil. AKP-MHP faşist iktidarı döneminde de, önceki iktidarlar döneminde de kadın kazanımlarımıza saldırılar yaşandı. Fakat onların görmediği, görmek istemediği bir şey var ki, kadınlar gerek Türkiye ve Kürdistan’da, gerek Lübnan’da, gerek Fransa’da, ABD’de, dünyanın her yerinde, bu saldırılara karşı direnmeyi, sokakları terk etmemeyi düstur edinmiştir. Biz kadınlar; mücadele mirasımızı, Rosalardan, Claralardan, Saralardan, Newyorklu dokuma işçisi kadınlardan, Gezi direnişinden, 8 Martlarda sokakları özgürleştiren kadınlardan aldık. Onların mücadele iradesini sürdürmekte kararlıyız.”
 
Ayşe, ‘Kadın Mücadelesi Her Yerde’ kampanyasına ilişkin bir aylık yapılacakları eylem ve etkinlikleri şu şekilde sıraladı:
 
“* HDP Kadın Meclisi olarak, başlattığımız kampanyamızın startını, bileşen eşbaşkanlarımız, eşsözcülerimiz, HDK ve DTK olarak ‘Biz varız, buradayız, kadın mücadelesi her yerde’ diyerek veriyoruz. Evde, sokakta, mecliste, iş yerinde; kısaca yaşamın her alanında haklarımıza sahip çıkacağız.
 
* Meclis’ten geçirilmek istenen istismar yasasına karşı, ‘İstismarın Affı Olmaz’ diyeceğiz.
 
* Siyasi tutsaklar için ölüm yasası anlamına gelen ancak çeteler, hırsızlar, kadın tacizcileri ve şiddet faillerini salıveren kadın düşmanı İnfaz Yasasına karşı sokakları terk etmeyeceğiz.
 
* ‘Eşbaşkanlık Mor Çizgimizdir’ diyerek kadın düşmanı kayyımların kentlerimizi erkekleştirmesine izin vermeyeceğiz.
 
* Adeta bir cins kırımına dönüşen kadın katliamlarına karşı ‘Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok’ diyerek her yerde örgütleneceğiz.
 
* AKP-MHP erkek ittifakı bilsin ki; kazanılmış haklarımızı onların insafına terk etmeyeceğiz. Biz Kadınlar biliyoruz ki birlikteysek güçlüyüz. Bizi yaşatacak olan kadın dayanışmamız ve mücadelemizdir. Tüm kadınlara çağrımızdır; gelin hep birlikte mücadelemizle erkek iktidarların korkusu olalım. Yaşanabilir bir dünya için kadın kazanımlarımızı gasp ettirmeyelim.
 
* Tüm bu saldırıların tek bir amacı vardı. Biz kadınları ‘biat ettirmek’, ‘makbul kadın’ sıfatına bürünmemizi sağlamak. Faşist, erkek egemen iktidarların hedefi kadınları susturmak, dört duvar arasında sıkıştırmak, kadınların kazanılmış haklarına saldırarak gasp etmektir. Ancak unuttukları bir şey var ki, biz kadınlar, geçmişte olduğu gibi eşit, özgür bir yaşam için direnmeye ve mücadeleye etmeye daha kararlı ve güçlü devam edeceğiz.
 
* HDP Kadın Meclisi olarak; hep birlikte, kayyıma karşı, istismara karşı, infaz yasasına karşı, kadına yönelik şiddete karşı; Meclis’te, sokakta, mahallede, evde, meydanlarda, fabrikalarda, atölyelerde ve kentlerin her noktasında mücadele halinde eylem ve örgütlenme halinde olacağız.”
 
Açıklama, “Jin Jiyan Azadî” sloganı ve kadınların zılgıtlarıyla son buldu.