‘Siyaset sokakta, halkın arasındadır’

  • 11:02 5 Haziran 2020
  • Siyaset
DİYARBAKIR - Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın tutuklanmasına tepki gösteren HDP’li vekiller,  “Bizler siyasetimize parlamento ile başlamadık parlamento ile de bitirmiyoruz. Siyaset sokaktadır halkın arasındadır. Bizler bunu gerçekleştirdik ve bu geleneği sürdüreceğiz” dedi.
 
Yargılandıkları davalar gerekçe gösterilerek tutuklanan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları ve CHP Milletvekili Enis Berberoğlu için tepkiler büyüyor.
 
HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel ile Şırnak Milletvekili Nuran İmir, parlamenterlerin vekilliklerinin düşürülmesine ve tutuklamalara tepki gösterdi.
 
‘Vekilliklerin düşürülmesi 4 Kasım darbesinin devamıdır’
 
“AKP, bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük darbe mekaniğini işletiyor” sözleriyle, vekilliklerin düşürülmesine ve tutuklanmalara tepki gösteren Semra Güzel, AKP’nin kendi varlığına engel olarak gördüğü herkesin ve her kurumun üstünden geçmeyi tercih ettiğini dile getirdi. Semra, “Bugün vekilliklerin düşürülmesi 4 Kasım darbesinin devamı olarak, 2016 yılından beri bir darbe mekaniği özellikle HDP’ye karşı uygulanıyordu. Bu süre içerisinde 148 belediyemize kayyım atandı, 13 vekilimizin vekilliği düşürüldü. Önceki dönem vekilliği düşürülen arkadaşlarımızın birçoğu Meclis’te yaptığı yani yasal sorumluluğu ve dokunulmazlık çerçevesinde yaptığı konuşmalar yüzünden tutuklandı” diye konuştu.
 
‘Sivil darbenin ne olduğunu hepimize gösterdi’
 
Vekilliklerin alelacele düşürülmesi ve ardından çıkarılan tutuklama kararıyla, iktidarın demokrasi kavramından ne kadar uzak olduğunu bir kez daha gördüklerinin altını çizen Semra, 12 Eylül darbesinin bugün siyasetteki yansımasına tanık olduklarını belirtti. Semra, “4 Kasım 2016’da vekillerimizin hakkında hazırlanan bütün suçlamaları yapan hakimler, savcılar bugün FETÖ’den içeride, tutuklular. Çamur üstüne çamur. Battıkça batıyorlar. Bugün Leyla vekilimiz ve Musa vekilimizin Yargıtay tarafından onanan cezalarının hepsi legal alanda yürüttükleri faaliyetler sonucu haklarında açılmış davalar. Yargının bağımsız olmadığı, AKP’nin dilek ve temennileri, yönlendirmeleri doğrultusunda harekete geçen bir mekanizmanın Kürt düşmanlığı ile verdiği kararlar sonucu bugün demokrasi adına belki milyonuncu kez bir darbe yapıldı. Darbe sadece tankla topla sokaklarda olmuyor. AKP ‘sivil darbe nedir, nasıl yapılır’ sorularının en somut dünya örneğini bugün Türkiye’de hepimize gösteriyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Onurlu bir barış için haklarımızı savunmaya devam edeceğiz’
 
Tutuklamaların ve vekilliğin düşürülmesinin halkın iradesine ve seçme hakkına yapılan bir saldırı olduğunu söyleyen Semra, şöyle devam etti: “Fezleke hazırlama yetkisi ellerinde, Meclis’te herhangi bir demokratik işleyiş yok, muhalefet ne derse desin bir etkisi yok, görevi el kaldırıp indirmek olan AKP’li vekillerinin önüne AKP’li yöneticiler tarafından yasalar, kanunlar getiriyor onlar da kukla gibi el kaldırıp indiriyor. Meclis aile şirketi gibi kendi kararlarını kendilerinin verdiği bir yere dönüştürülmüş durumda. Şu saatten sonra tıpkı 4 Kasım darbesinde olduğu gibi meclisin temsil rolü ve misyonu ortadan kalkmıştır, Hakkari ve Diyarbakır halkının iradesinin olmadığı, temsilinin olmadığı bir mecliste ne demokrasiden ne insan haklarından ne Kürt sorununun çözümünden bahsedebiliriz. Mücadele etmeye nerede olursa olsun devam edeceğiz. AKP’nin bu darbe politikalarına karşı yaşamın her yerinde halkımızla beraber mücadele etmeye, insan hakları, demokrasi çerçevesinde onurlu bir barış için haklarımızı savunmaya devam edeceğiz.”
 
‘Siyaset sokaktadır halkın arasındadır’
 
Nuran İmir ise “Bizler siyasetimize, mücadelemize parlamento ile başlamadık ve parlamento ile de son bulmayacak” diyerek, Leyla Güven’in direniş ve iradesiyle tüm Kürt halkı ve halklar tarafından sahiplenildiğini kaydetti. Nuran, Leyla’nın kadın direnişinde ve mücadelesinde bir sembol olduğunu ifade ederek, “Hakeza emeği duruşu, mücadelesi ile Musa Farisoğulları da halkımızın siyasetçisidir. Parlamentoda olmamaları mücadelelerinden vazgeçecekleri anlamına gelmez, bizim için her alan siyaset alanıdır. Siyaset sokaktadır halkın arasındadır. Bizler bunu gerçekleştirdik ve bu geleneği sürdüreceğiz.  İktidarın elinde sopa haline gelen yargının kararlarını tanımıyoruz bizim ve halkların nazarında yargının iktidarın eliyle verdiği kararlar yok hükmündedir. İktidar eliyle partimiz ve halklar siyasal bir terörizmle karşı karşıyadır” diye konuştu.
 
‘Her saldırıdan, darbeden güçlenerek çıkıyoruz’
 
2016 sürecinin yeniden yaşatılmaya çalıştığını ifade eden Nuran, AKP’nin amacına ulaşamayacağını vurguladı. AKP’nin içeride ve dışarıda yürütmüş olduğu savaş politikalarının sonucu olarak sürekli kayıp yaşadığına işaret eden Nuran, “Biz her saldırıdan her darbeden güçlenerek çıkıyoruz. Her platformda, her alanda barış ve demokrasi çığlığını haykırmamıza rağmen, İktidar içerde ve dışarda Kürde karşı savaş politikasında ısrar etti. Yaklaşık 5 yıldan fazladır ülkeyi darbeler ve kaos politikaları ile yöneten AKP iktidarının tek amacı iktidarını sürdürebilir bir hale getirmekten başka bir şey değildir. AKP, kendini var etmenin iktidarda kalabilmenin tek yolu olarak Kürt düşmanlığı yapmak ve demokrasi güçlerine saldırmayı görmektedir. AKP Türkiye için bir tehlike arz etmektedir. Adım adım meşrulaştırılan saray rejimi, her geçen gün muhalif kesimleri yok ederek kendine alan açmaktadır. Bu ülke bu halk ya AKP'siz demokratik bir ülkeyi tercih edecek, ya da saray rejimin var olduğu tekçi bir zihniyet ile karşı karşıya kalacaktır” değerlendirmelerinde bulundu.