Meral Danış: Bu ülkeye Kürt sorununu çözebileceğimizi göstereceğiz

  • 14:38 3 Haziran 2020
  • Siyaset
ANKARA - Gündeme dair açıklamalarda bulunan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, pazartesi günü HDP Eş Genel Başkanları tarafından açıklanan “Demokrasi İnşa Belgesi”nin ilk etabının cuma günü açıklanacağının bilgisini paylaştı. Meral, “Bu ülkeye barışı, adaleti ve Kürt sorununun çözümünü sağlayabileceğimizi göstereceğiz” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili ve Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te basın toplantısı düzenleyerek gündeme dair gelişmeleri değerlendirdi. Son bir haftanın en önemli gündeminin polis şiddeti olduğunu söyleyen Meral, Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde gözaltına alınan kişiye emniyette yapılan işkenceyi örnek gösterdi. 
 
‘Fotoğrafları kim servis etti’
 
Bekçilerin yetkilerini arttıran yasayı “şiddet yasası” olarak nitelendiren Meral, son dönemlerde artan bekçi ve polis şiddetine dikkat çekti. Bağlar’da bir polisin yaşamını yitirmesi soruşturmasında gözaltına alınan M.E.C.’ye işkence edilmesine dikkat çeken Meral, “Diyarbakır Bağlar son örnek olması için de onu örnek vermek isterim. M.C.E. gözaltına alındı. Gözaltında işkenceye uğradığını aleni bir şekilde gördük. Şu soruyu sormadan edemiyoruz: Bu fotoğrafları kim servis etti, hangi saikle bu fotoğrafları paylaştı. Diyarbakır Valiliği, Emniyet Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı açıklama yaptı. Bu konuda işkence alenen savunuldu. Süleyman Soylu da buna dair açıklama yaptı, işkencenin arkasında duranlara saldırarak yola devam etti. İşkenceye dair bir söz kurmadı. Öyle bir yere getirdi ki bütün toplum polisin ölümünden mutluymuş gibi korkunç bir algı yaratmayı da ihmal etmedi” dedi.
 
‘90’ları hatırlamamak mümkün değil’
 
İçişleri Bakanlığı’nın işkenceye karşı gerekenin yapılması için harekete geçmediğini belirten Meral, şunları dile getirdi: “Bu onların suçlu psikolojisini gösteriyor. Bu fotoğrafta kolluk da İçişleri Bakanlığı da suçüstü yakalanmıştır.  Bütün Türkiye’nin gördüğü fotoğrafı ben de yorumlamak isterim. Onların yaptığı açıklamada ‘Zanlı ağzındaki jiletle polise saldırmaya çalışmış’, zanlının kolları önden değil arkadan kelepçeli. Kolları arkadan kelepçeli birinin saldırması hayatın olağan akışına aykırı. Bu ifadelerle 90’lı yıllara ait dava dosyalarını hatırlamamak mümkün değil. Bunun ile ilgili yargı, kolluk ve idare pratiği var. Ne zaman işkence yapılsa absürt hayatın olağan akışına aykırı gerekçeler sürüldü.”
 
‘Hiç yaşanmamış algısı yansıtılıyor’
 
Ankara’da 20 yaşındaki Barış Çakan’ın katledilmesine ilişkin de konuşan Meral, “Çok üzüntülüyüz. Bu ülkede Kürtçe konuştuğu için, Kürt olduğu için, Kürtçe müzik dinlediği için sanki hiç bir vaka yok, tarihimizde böyle bir olay yok gibi bir durum yansıtılıyor. Biz HDP olarak Kürtçe başta olmak üzere bütün dillerin özgürce konuşulmasını savunuyoruz. Biz dillerin özgürlüğü noktasında iken bu konuda iktidar tek dil iddiasından vaz mı geçti? Bunu sormak istiyoruz. Gelin hep birlikte bunun yanıtını alalım. Eğer bu noktaya geldiyseniz bizim açımızdan hiçbir sorun yok. Biz bundan mutluluk duyarız ve halkların bir arada yaşamasının gerekçesi olarak görürüz ve arkasında dururuz” diye belirtti.
 
‘’Nefret ikliminden çıkmamız gerekiyor’
 
Hrant Dink Vakfı’na giden tehdit mektuplarını ve Rakel Dink'in tehdit edilmesine ilişkin ciddi bir hassasiyet oluştuğunu kaydeden Meral, “Herkese yönelik bir tehdit var. İşte bu nefret ikliminden çıkmamız gerekiyor. Peki, nedir bu şiddet. Barış Çakan’ın öldürülmesi meselesi nedir? Bunların hiçbiri birinden bağımsız değil. Türkiye’de yaşayan 82 milyon yurttaşın dili hangi dil olursa olsun aynı hak ve özgürlüklere sahip değil mi? Hangi diller yasaklı, gelin bunu tartışalım. Sanki bunlar yeni açığa çıkmış gibi bir kara propaganda var. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Barış Çakan meselesinde şunu ifade etmek istiyorum. Partimizin genel merkezi adına şu açıklamayı yaptık ve biz bu cinayete ilişkin şüphelerimizi koruyoruz. Bu şüphelerin giderileceği yer kesinlikle medya ve siyaset alanı değildir. Adil yargılamadır. Adil bir yargı ile bu cinayetin sebepleri ve sonuçları ilgili etkileşimleri ortaya çıkarılmalıdır” şeklinde konuştu.
 
‘Bu dosyadan herkes elini çeksin’
 
Barış’ın katledilmesi ile ilgili medya kanallarında ve iktidarın bazı birimlerinde “mahkemeler” kurulduğunu söyleyen Meral, “Bu cinayetten ve soruşturma dosyasından herkes elini çeksin. Birilerine açıklama yaptırılmasın. Bu konuda görevliler savcılar ve kolluktur. Araştırmayı yapacak olan ve tanıkları dinleyecek olan, savunma makamı ve müdahale makamıdır. Yargı böyle işler. Yargıya her yerden bir söz söyleyip yargıyı etki altına almak asıl suç budur. Adil yargılamayı etkileme suçudur. Biz şüphelerimizi koruduğumuz halde yargı sürecini dikkatle izleyeceğiz. Bu konudaki gelişmeleri yakından izleyeceğiz. Bunu yürekten istiyoruz parti olarak; umarız ve dileriz bu adil yargılama sonucunda Kürtçe konuştuğu için bu cinayet işlenmiş olmasın” ifadelerinde bulundu.
 
‘İki avukat ölüm orucunda’
 
Konuşmasında yargı şiddetine dikkat çeken Meral, ölüm orucundaki avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ı anımsattı. Meral, “Şu an itibariyle Türkiye’de iki avukat adil yargılama hakkı için ölüm orucundalar. Bundan daha büyük bir yargısal şiddet olabilir mi? Adil yargılamanın ön koşulu tarafsız bir yargın teşekkülüdür. Şu an yargı bağımsız ve tarafsız değildir. Yargı kendisini koruyamıyor. Şöyle bir dil defalarca duydum. Ben bu dosyada istenilen kararı vermezsem ertesi gün ben de cezaevine gideceğim diye hakimlerin olduğu bir ülkede yargının tarafsız ve bağımsız olduğundan kimse söz edemez” dedi.
 
‘Demokratik mücadele programını açıklayacağız’
 
Meral, HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın pazartesi günü açıkladığı, “Demokrasi İnşa Belgesi”ne ilişkin ise şöyle konuştu: “Bu girdaptan nasıl çıkılacağını ilan ettik. Cuma günü demokratik mücadele programının ilk etabını da parti sözcümüz kamuoyuna açıklayacak. Bu iktidarın sorunları çözmeyeceğini, krizi derinleştireceğini görüyoruz. Krizin sorumlusu olan bu iktidar krizi çözemez. Biz yol olarak çözüm bekleyen demokratik hamleler yapmaya devam edeceğiz. Biz toplumun şu anda temel ihtiyacının ne olduğunu biliyoruz. İhtiyacımız adalet barış demokrasi yoksulluğun kaldırılması demokratik anayasa ve diğer başlıklarla devam edeceğiz. Değişimin öncüsü olmaya kararlıyız. Bize saldırmalarının sebebi nedir diye soranlara söylüyorum işte bu değişim gücümüzü görmeleridir. Bu ülkeye barışı, adaleti, Kürt sorununun çözümünü sağlayabileceğimiz göstereceğiz.”