Ebru Günay: Mücadelemiz hiçbir sınırı tanımadı tanımayacak

  • 13:01 22 Mayıs 2020
  • Siyaset
DİYARBAKIR - HDP Sözcüsü Ebru Günay haftalık gündem değerlendirmesi toplantısında bugün sabah saatlerinde gerçekleştirilen siyasi operasyonlara dikkat çekerek, “İktidar kadın düşmanlığı yapmaya devam edeceğinin mesajını veriyor. Bizim kadın mücadelemizi, kadın dayanışmamızı hiçbir baskı engelleyemedi; mücadelemiz hiçbir sınırı tanımadı, tanımayacak” diye vurguladı.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü ve Mardin Milletvekili Ebru Günay, HDP Diyarbakır il binasında haftalık basın toplantısı gerçekleştirerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ebru, AKP’nin baskıları, hukuksuzlukları, gözaltıları, siyasi soykırım operasyonlarına şaşırmadıklarını söyleyerek, bu saldırıların her defasında mücadele azimlerini arttırdığını kaydetti. Rosa Kadın Derneği’nin bölgede kadına yönelik şiddete karşı direnen tek kadın derneği olduğuna dikkat çeken Ebru, bu sabah derneğin basılarak arama gerçekleştirildiğini aktardı.
 
‘Hiçbir baskı kadın mücadelesini engelleyemeyecek’
 
Ebru, “Kadına yönelik şiddetle mücadele eden bir derneğin basılması, yöneticilerinin gözaltına alınması, TJA’lı aktivistlerin gözaltına alınması şu demek oluyor, iktidar diyor ki: Ben kadına şiddet uygulamaya devam edeceğim, ben erkekleri korumaya devam edeceğim, ben tacizciyi, tecavüzcüyü, kadın katillerini korumaya devam edeceğim. Çünkü kadınları koruyan, kadınları savunan bir derneğin yöneticileri bu sabah gözaltına alındı. Tam da çocuk istismarına yönelik yasayı tartıştığımız, kadınların ‘aklınıza bile getirmeyin’ dediği bir yasal düzenlemenin arefesinde kadınlar gözaltına alınıyor. İktidar aslında kadın düşmanlığı yapmaya devam edeceğinin mesajını veriyor. Ben de buradan şunu söylüyorum: Bizim kadın mücadelemizi, kadın dayanışmamızı hiçbir baskı engelleyemedi; mücadelemiz hiçbir sınırı tanımadı. Bugün de tanımadı yarın da tanımayacak. Biz dayanışmaya, kadın mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz. Buradan tekrar söylüyorum, kadın arkadaşlarımız ve gözaltına alınan diğer partililerimiz derhal serbest bırakılmalıdır” dedi.
 
‘AKP’nin kayyımlarının yolsuzlukları hafızalarımızda’
 
Açıklamanın devamında Ebru şunları kaydetti: “Tabii hukuksuzluklar bunlarla bitmiyor. AKP’nin saldırıları, soykırımları bunlarla bitmiyor. Kayyım politikası konusunda AKP ısrarcı olmaya devam ediyor. Şu ana kadar 51 belediyemiz AKP tarafından gasp edildi; 45’ine kayyım atandı, 6’sı KHK bahanesiyle gasp edildi. Son olarak Iğdır ve Siirt belediyelerimize kayyım atandı, Iğdır Belediyesi 3 dönemdir HDP’nin yönettiği bir belediyeydi. İller Bankası’nın gönderdiği kıt kanaat imkanlarla eşbaşkanlarımız Iğdır halkına hizmet ediyordu. Ama kayyım el koydu. Biz önceki kayyım dönemlerinde tanıklık ettik, Iğdır’da da tanıklık edeceğiz. AKP’nin kayyımlarının nasıl yolsuzluk yaptığını, halkımızın kaynaklarını nasıl yandaşlarına peşkeş çektiğini göreceğiz. Kayyımların yaptıkları hepimizin hafızalarında.
 
‘AKP talanını bir halkın ulusal marşı ile örtmeye çalışıyor’
 
Kayyımlarla seçme seçilme hakkına darbe var. 21’inci yüzyılda Kürtlerin seçme seçilme hakkı gasp ediliyor, engelleniyor. Biz Türkiye’nin 3’üncü büyük partisiyiz. Parlamentoda temsilimiz var ama ne oluyor: Seçimle kazandığımız belediyeler polislerle, TOMA’larla, özel harekatla sarılarak gasp ediliyor, halkın belediyelerine el konuluyor. Bu politikaların en somut örneğini en son Siirt’te yaşadık. Siirt'te belediye binasının etrafı çevik kuvvetlerle sarıldı, özel harekatlar nöbet tuttu. Daha önemlisi, belediye binasında İstiklal Marşı Siirtlilere dinletildi. İstiklal Marşı, Türkiye’nin ulusal marşı. AKP iktidarı ne yapıyor? AKP iktidarı kendi talan politikasını, kendi kirliliğini, çirkinliğini, talanını bir halkın ulusal marşı ile örtmeye çalışıyor. Ve bu aslında aynı zamanda ulusal marşa hakarettir. 
 
‘Ankara Valisi derhal istifa etmelidir’
 
Yapacağınız hiçbir şey sizin kirliliğinizi, çirkinliğinizi, kötülüğünüzü örtemeyecek. Bu halk bunları görecek, biliyor ve görüyor. Buradan başta Siirt ve Iğdır’da kayyım iradesini tanımayan, bunu kabul etmeyen her yerde bunu ifade eden halkımıza teşekkür ediyorum. Yine gördük halkımız Türkiye’nin dört bir yanında İstanbul’da, Adana’da, Diyarbakır’da kayyımı kabul etmediğini yüksek sesle AKP’nin tüm baskılarına rağmen ifade etti. Kayyımı kabul etmeyen, bunun için sokağa çıkan partililerimiz polis tarafından darp edilerek gözaltına alındı. İlk gün MYK üyemiz, PM üyelerimiz, il eşbaşkanımız darp edilerek, sürüklenerek gözaltına alındı. Sonraki gün Ankara il binamızın önünde kayyımı kabul etmediğini söyleyen partililerimize saldırı oldu. Ankara’nın göbeğinde Türkiye’nin 3. büyük partisinin milletvekilleri darp edildi polis tarafından. İşkenceye uğradı. Ankara Emniyet Müdürü, Ankara Valisi derhal istifa etmelidir. Bir halkın iradesine bu şekilde saldıramazlar. Derhal istifa etmeliler. Kendilerini demokrasiye davet ediyoruz. İktidar korkuyu yaydıkça biz cesareti yayacağız. İktidar karanlığı yaydıkça biz umudu ve ışığı yayacağız. Buna geçmişte de engel olamadılar bugün de engel olamayacaklar yarın da engel olamayacaklar. 
 
‘İktidar mezarlıklara saldırmaya devam ediyor’
 
Son olarak Bitlis Garzan Mezarlığı’ndan İstanbul Adli Tıp Kurumu'na götürülen 282 cenazenin Kilyos’ta mezarlığa değil de kaldırıma gömüldükleri basına yansıdı, hepimiz gördük. Daha önce zaten Garzan Mezarlığı’ndan çıkarılıp İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilerek aileler cezalandırılmıştı. Dün bir kez daha kaldırımlara gömülerek aileler cezalandırılmış oldu. Mezarlıklar toplumun ortak değeri ve kutsalıdır. İslamiyet’e göre cenazenin kimliğine, inancına ve düşüncesine bakılmaksızın saygı duyulur. Cenaze geçerken durum ne olursa olsun herkes ayağa kalkar ve saygı gösterir. Ama AKP ne yapıyor? İktidar ne yapıyor? İktidar mezarlıklara saldırmaya devam ediyor. Halkın kutsalına saldırmaya devam ediyor. Ahlaksızca mezarlıkları kaldırıma gömüyor. O kaldırıma gömülen iktidarın vicdanı, ahlakı, iktidarın insanlığıdır. Bu halk bunları unutmayacak, bu halk bunun hesabını elbet soracak. 
 
‘Türkiye toplumu artık bu iktidarı terk ediyor’
 
İktidarın sözcülüğünü yapan Bahçeli, tekrar seçim yasasını değiştirmekten söz ediyor. Ve muhalefeti tasfiye edeceği tehdidini savuruyor etrafa. Ancak bu bir zayıflık, yenilgi ve erimenin itirafıdır. Maskeleri düştü. Türkiye halkları, Türkiye toplumu artık bu iktidarı terk ediyor. Artık bu iktidara güvenmiyor, artık bu iktidarı tanıyor. Onlar da bu yüzden sandığa güvenleri kalmadı. Halktan uzak saraylarda oturarak yasal mühendisliklerle saltanatlarını sürdüreceklerini sanıyorlar, bunun hazırlıklarını yapıyorlar. Ama saltanatınız devam etmeyecek, saltanatınız kaybediyor. Erken de yapsalar, zamanında da yapsalar, geç de yapsalar ilk seçimde kaybedecekler. Bunun farkındalar, bunun çırpınışları içerisindeler. Bizler ve halkımız onlara gereken cevabı sandıkta ve her koşulda mücadelemizle vermeye devam ediyoruz. Bizler bu koşullarda Ramazan Bayramını kutlayacağız. Umuyor ve diliyorum ki Ramazan Bayramı Türkiye halkları, tüm Ortadoğu halkları ve toplumları için barış ve kardeşliğe vesile olur ve dünyada herkesin mücadele ettiği pandeminin de bitmesine vesile olur. Buradan tüm halkımızın, tüm Türkiye halklarının tüm İslam aleminin Ramazan Bayramını kutluyorum.”