Remziye Tosun: Kürt coğrafyasına ve Kürt çocuklarına yöneliyorlar

  • 09:01 14 Mayıs 2020
  • Siyaset
Beritan Canözer
 
DİYARBAKIR - Tüm dünyanın Covid-19 salgını ile mücadele ettiği bugünlerde AKP-MHP ittifakının Kürtleri yok etme siyaseti yürüttüğünü ifade eden HDP’li Remziye Tosun, "Kürt coğrafyasına ve çocuklarına yöneliyorlar. Kürdistan’da çatışmalı ortamlarda büyüyen çocukların yaşadıkları olaylar fiziksel ve psikolojik bütünlüklerini tehdit etmektedir" dedi.
 
Mardin'in Nusaybin ilçesinin Fırat Mahallesi'nde Covid-19 salgını nedeniyle sokağa çıkma yasağının olduğu 24 Nisan Cumartesi günü polislerin, evlerinin bulunduğu sitede oyun oynayan 8 yaşındaki çocuğu gözaltına almaya çalışması ve havaya ateş açması basına yansımıştı. Olayın tepki toplamasının ardından açıklama yapan Nusaybin Kaymakamlığı polisin açığa alındığını duyurmuştu. Kamuoyu ise politik ve ideolojik bir alt zemininin olduğunu belirten paylaşımlarla sosyal medyada bu olayı gündemde tutmaya devam ediyor. Öte yandan birçok siyasi parti temsilcisi ve üyelerinden de yaşanan olaya dair tepkiler yükseldi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, çocuğa yönelik polis şiddetini değerlendirdi.
 
'Sıradan ele almamak gerekiyor'
 
Remziye, toplumun pandeminin tüm dünyayı etkisi altına aldığı günlerden geçtiğini ifade ederek, "Savaş, ekonomik kriz, deprem, salgın hastalık gibi olağandışı durumlar başta yaşam hakkı olmak üzere sağlık, beslenme, barınma, çalışma, eğitim, ulaşım gibi temel insan haklarına ilişkin hak kayıplarını arttırmaktadır. Yoksullar, mülteciler, kadınlar ve çocuklar bu süreçlerden en çok etkilenen kesimlerdir. Pandemi sürecinde bu gerçek, Mardin’in Nusaybin ilçesinde tüm çıplaklığı ile kendini göstermiş olup, an be an kameralara yansımıştır. Evlerinin bulunduğu sitede oynayan çocuklar, güvenlik güçleri tarafından önce kovalandı, sonradan da silahla ateş açıldı. Ardından polislerden biri Bahoz’u yakalayarak zırhlı polis aracına doğru şiddet uygulayarak götürüyor. Bu konuyu sıradan ele almamak gerekiyor" diye belirtti.
 
'Kafatasçı geleneğin devamıdırlar'
 
Yaşanan bu olayın Kürt halkına karşı sistematik bir devlet politikası olduğunun altını çizen Remziye, bu olayın Kürt halkına karşı nasıl bir nefret ve kin duyduklarının resminin açık göstergesi olduğunu söyledi. Yaşananları sıradan bir polis vakası olarak değerlendirmemek gerektiğine işaret eden Remziye, "Zira batıda polis bu vakaları yapamaz çünkü başına gelecek olanı bilir ama Kürdistan'da bunu yaptığında Batı'da kahraman olarak algılanacağını biliyor ki birçok sosyal medya kullanıcısının da 'Kürt çocuğudur, yarın terörist olacak, zaten taş attıkları için polis kovaladı' vb ırkçı söylemlerin tarihsel bir arka planı var basit bir yaklaşımla ele almamak gerekir. Bu sadece AKP ile başlamadı. İttihat ve Terraki'den beri süren kafatasçı bir geleneğin devamıdır. Olaya ilişkin görüntülerin sosyal medyada yayılması akabinde, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapılarak görüntülerde bulunan polis memuru hakkında soruşturma başlatıldığı ve görevden el çektirildiği açıklanmıştır. Pervasızlık ve cezasızlık politikasının bunlara cesaret verdiğini çok net belirtebiliriz" ifadelerine yer verdi.
 
'Kürt çocuklarına yapılan saldırılar gerekçelendiriliyor'
 
Olayın 20 gün önce yaşandığına dikkat çeken Remziye, "20 gün bu olayın üstünün kapatıldığını görmek çok nettir. Görüntüler ortaya çıktıktan sonra sosyal medyada tepkilerin artmasıyla valilik ve emniyetin apar topar olayı örtbas etmeye yönelik açıklama yapması dikkat çekti. Ancak açıklamalarda çocuklar için ‘taş attılar’ denilerek Kürt çocuklarına karşı nefret ve saldırı gerekçelendirilmeye çalışılıyor. Şunu çok net belirtmek isterim ki böylesi bir açıklamayı yapanlar saldırıya ortak olduklarını ortaya koyuyorlar. Bu yaşta bir çocuğun taş atmış olması böyle bir nefrete ve saldırıya gerekçe yapılamaz, bu yaşta bir çocuğun taş atması bir serçenin kanadını bile incitemezken kolluğun nefreti ses tonuna ve kollarından tutarak sürüklemesine kadar yansımaktadır. İktidar, benzer görüntüler Filistin'de yaşandığında İsrail'i insanlık düşmanı ilan etmiştir" diye belirtti. 
 
'Kürtleri yok etme siyaseti'
 
Kürt halkına karşı her süreçte saldırı gerçekleştiğini dile getiren Remziye, AKP ve MHP ittifakının Kürt düşmanlığından vazgeçmediğine değindi. Remziye şöyle devam etti: "Virüsten önce Kürt halkına ve değerlerine dönük yok etme siyaseti izlemektedir. Kürtlere karşı verilen bu mücadele virüse karşı verilse belki de bu kadar ağır bir tablo oluşmayacaktı. İktidar ve ortağı MHP şunu iyi bilsin ki Saldırılar ne kadar devam ederse etsin Kürt halkı tek bir adım bile geriye doğru atmayacaktır. 1945 ile 1992 yılları arasında, 23 milyondan fazla insanın ölümüne neden olan,  149’dan fazla büyük savaş vardı. Elbette çocuklar da, her zaman olduğu gibi, bu savaş ortamından fazlasıyla etkilendiler. Son on yılda, 2 milyon çocuk öldürüldü,  4-5 milyon çocuk sakat kaldı, 1 milyon çocuk yetim bırakıldı ya da ebeveynlerinden koparıldı ve 12 milyon çocuk da evlerini terk etmek zorunda bırakıldı. Kürdistanı’da çatışmalı ortamlarda büyüyen çocukların yaşadıkları olaylar fiziksel ve psikolojik bütünlüklerini tehdit etmektedir.”
 
'Orantısız silah kullanımı nedeniyle yüzlerce çocuk yaşamını yitirdi'
 
Remziye, 40 yıldan uzun bir süredir bölgede çatışmalı bir ortamın olduğunu ve bu ortamdan en çok çocukların etkilendiğini kaydetti. Remziye, çocukların bir kez daha tüm toplumun gözleri önünde polisin şiddetine maruz kaldığını ifade ederek, "Özellikle polisin orantısız silah kullanımı nedeniyle yüzlerce çocuk yaşamını yitirmiş, binlerce çocuk yaralanmıştır. Ceylan Önkol, Enes Ata, Cemile, Uğur, Berkin ve daha yüzlercesi örnek verebiliriz. Kamu görevlileri tarafından gerçekleştirilen bu ihlallerin akabinde yetkililer tarafından failleri koruyan ve çocukları suçlayan açıklamaların yapılması yani cezasızlık politikası ne yazık ki bu ihlallerin artarak devam etmesine neden olmuştur. BM Çocuğa Karsı Şiddet Araştırması (BMCKS ya da CKS Araştırması) çocuğa karşı şiddeti çocukların pek çok hakkının ihlali olarak tanımlar. Bu bağlamda çocuğa karşı şiddetin önlenmesi, çocuğun korunması, çocuğun haklarına saygı gösterilmesi ve şiddet içermeyen bir ortamda gelişip var olan potansiyelini tam olarak kullanabilmesi için gerekli ortamın yaratılması konularında devletlerin yasal yükümlülüklerini tanımlarlar" dedi.
 
'İktidar zihniyetidir'
 
Remziye, son olarak şunları söyledi: "Bu saldırı Kürt halkına yönelik bir saldırıdır. Kürdistan coğrafyasında kolluk güçlerindeki nefretin bu kadar körüklenmesine ve yayılmasına neden olan zihniyet bu iktidarın zihniyetidir. Bu nefret, gücünü bu iktidarın zihniyetinden alıyor. Bu nefret hali özellikle Kürt coğrafyasına ve çocuklarına yöneliyor. Bütün çocuklara ama özellikle Kürt çocuklarına yönelik bu nefretin ortadan kaldırılması için HDP olarak mücadele edeceğiz. Yılmadan bunun mücadelesini vereceğiz."