‘Devlet Dersim halkından özür dilemeli’

  • 10:03 4 Mayıs 2020
  • Siyaset
ANKARA- Dersim Katliamı’nın Ermeni Soykırımı’ndan sonra en büyük katliam olduğunu belirten HDP Halklar ve İnançlar Komisyonu devletin Dersim halkından özür dilemesi gerektiğini vurgulayarak hakikatle yüzleşilmesi çağrısında bulundu. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Halklar ve İnançlar Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları Dersim Katliamı'nın yıl dönümünde “1937 – 1938 yıllarında Dersim’de yapılan kitlesel katliamı/soykırımı kınıyoruz” başlıklı yazılı bir açıklama yayınladı. 
 
‘Ermeni Soykırımı'ndan sonra en büyük katliam’
 
Dersim halkının 37-38 katliamına büyük tufan, yıkım ve yok oluş anlamına gelen ‘Tertele’ adını verdiği belirtilen açıklamada, “Roza Şaye yani ‘ikinci kara gün’ olarak tarihe geçen bu büyük katliam, Ermeni soykırımından sonra Türkiye’de yaşanmış en büyük katliam olarak tarihin kara sayfalarında bir utanç olarak durmaktadır. Otoriteye baş eğmeyen, bağımsız ve özgür olmayı yaşam şekline dönüştüren Dersim, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar hemen tüm iktidarlar tarafından operasyon yapılması gereken bir coğrafya olarak anıldı. Padişahların hâkim olmak için ferman çıkardığı, Şeyhülislamların ‘katli vaciptir’ dediği Dersim’e yapılan askeri operasyonların sayısı dahi bilinmiyor” denildi. 
 
‘70 bin insan katledildi’
 
“Tek millet, tek din, tek dil anlayışı çerçevesine kurulan ulus devlet idarecileri, 25 Aralık 1935 yılında 2884 sayılı ‘Tunceli Vilayetinin İdaresi Hakkında’ kanun çıkarıp, ‘tedip’ ve ‘tenkil’ harekâtı için çerçeve çizdi” diye kaydedilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
 
“Tunceli Kanunu’yla resmi olarak adı değiştirilen Dersim’de, 4 Mayıs 1937 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla da on binlerce insan katledildi.1937 – 1938 tarihlerinde Dersim’de tarihte eşi benzeri az bulunan bir etno dinsel katliam gerçekleştirildi. Resmi kurum verilerine göre Dersim Katliamında, 13 bin 160 kişi öldürülmüş ve 11.818 kişi de batı illerine sürgüne gönderilmişti. Oysa yerel kaynaklara göre hakikat; kadın ve çocuk ayrımı yapılmadan gerçekleştirilen bu soykırımda 70 bin civarında insan katledildi. Tarihe ‘38 Kırımı’ olarak da geçen katliam sürecinde on binlerce Dersimli sürgüne gönderildi ve binlerce çocuk da evlatlık verildi. Dersimliler, katliamdan sağ kurtulan ve evlatlık verilen çocukların akıbetini ise hiç öğrenemedi. Dersim’in kayıp kızlarından hiç haber alınamadı.  
 
'Arşivler açılmalı'
 
Devlet, 83 yıl sonra da olsa bu vahşi katliamın hakikatiyle yüzleşmeli. Bunun için de Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu kurulmalı. Öncelikle arşivlerin tamamı açılmalı, mahkeme kayıtları kamuoyuna sunulmalı, katliamda yer almış failler gıyaben de olsa yargılanmalı. 15 Kasım 1937’de idam edilen Seyid Rıza ve yol arkadaşlarının mezar yerleri belirlenmeli, sürgün edilen ve evlatlık verilen çocukların/Dersim’in kayıp kızlarının belgeleri açıklanmalıdır. Dersim halkı açısından hiç kaybolmayan Dersim’in adı, dili ve tarihi resmen iade edilmeli. Devlet hakikatle yüzleşme temelinde katledilenlerin ailelerinden ve Dersim halkından özür dilemelidir. Bu coğrafyada her şeyden çok ihtiyaç duyduğumuz toplumsal barış ve demokratik Türkiye bu tarihsel yüzleşmelerle inşa edilebilir.”