‘Kadına yönelik şiddetin azalması için kriz koordinasyon merkezi kurulmalı’

  • 13:46 2 Nisan 2020
  • Siyaset
ANKARA  -  Koronavirüs salgınının yayılmasıyla birlikte evde kalan kadınlara yönelik ev içi şiddetin arttığını söyleyen HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, “İktidar nasıl ki ilk vakanın tespiti ile beraber kriz koordinasyonu kurup bu konuda çalışma başlattıysa hızlıca kadına yönelik şiddetin azaltılması buna karşı önlemlerin alınması için de kriz koordinasyonu kurulması gerekiyor” dedi.
 
 Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili ve Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, parti Genel Merkezi’nde gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
 
Dünyanın ve Türkiye’nin gündeminde koronavirüs olduğuna dikkat çeken Ayşe, virüsün yaşamın birçok alanına etkileri olduğunu söyledi. Koronavirüsün en büyük etkilerinden birinin de kadına yönelik olduğunu aktaran Ayşe, “Bunu için sürekli çağrılar yapıyoruz.  Salgınların yoğunlaştığı dönemlerde kadınlara yönelik şiddet artıyor, evde kalma sürelerinin arttığı iktidarın ve sağlık çevrelerinden evde kalın çağrılarını yapıldığı dönemde kadına yönelik şiddetin Türkiye ve Kürdistan’da gün gün arttığını görüyoruz. İnsanların eve çekilmesiyle beraber kadına yönelik şiddetin tırmandığı kadınların, virüsün tehdidi altında iken bir taraftan da erkek şiddeti tehdidi altında yaşam mücadelesi vermeye çalışıyorlar” dedi.
 
 ‘Kadınlar için koordinasyon merkezi kurulmalı’
 
 Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü 11 Mart tarihinden bu yana 18 kadının hayatını kaybettiğini anımsatan Ayşe, bu kadınların 12’sinin güvenli alan denilen evlerin içinde hayatlarını kaybettiğine dikkati çekti. Koronadan korunmanın en güvenli biçiminin ev olduğunu bildiklerini ve bu yönde sık sık çağrılarda bulunduklarını söyleyen Ayşe, “Buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. İktidar nasıl ki ilk vakanın tespiti ile beraber kriz koordinasyonu kurup bu konuda çalışma başlattıysa hızlıca kadına yönelik şiddetin azaltılması buna karşı önlemlerin alınması için de kriz koordinasyonu kurulması gerekiyor. Bütün illerde bununla eşgüdümlü çalışacak kriz koordinasyonları olmalı. İktidarı bu koordinasyonları kadın kurumları ile ortaklaşarak, belediyelerle ortaklaşarak yürütmeli. Bu salgın bittiğinde evlere kapana kadınların katledilmesi bilançosu ile karşı karşıya kalacağız. Çünkü en nihayetinde bu salgın bittiğinde bir taraftan yaşamını yitirenler gerçeği ile yüz yüze kalacağız ama bir taraftan da erkek şiddeti ile katledilen kadınlar gerçeği gibi çok ciddi bir felaketle karşı karşıya kalacağız” diye konuştu.
 
‘Öz savunma mekanizmasını hep birlikte örebiliriz’
 
HDP Kadın Meclisi olarak kadın kurumları ile geniş dayanışma ve ortaklaşmalar kurduklarını dile getiren Ayşe, şöyle devam etti: “Buradan bir kez daha söylemek istiyoruz. Evet yalnız değilsiniz. Evet, iktidar kadına yönelik şiddet meselesini gündeme almadı ama biz kadınlar güçlüyüz. Biz şimdi kadın meclisi ve diğer kadın gruplarıyla beraber oluşturduğumuz sosyal medya grupları ile, oluşturduğumuz haberleşme ağları ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hiçbir kadın yalnız değildir. Bütün kadınlar dayanışma içinde olmalı, birbirinin gözü kulağı olmalıdır. Kadın arkadaşlarına yönelik şiddete karşı beraber korunma ve öz savunma mekanizmasını hep berabar kurabileceğimizi düşünüyoruz.”
 
 ‘Kadınlar için fon oluşturulmalı’
 
Koronavirüsün ekonomik yansımasının da en fazla kadınlara olduğuna dikkati çeken Ayşe, evde kalın çağrılarıyla birlikte kapatılan iş yerleri ile beraber en fazla kadınların işsiz kaldığını söyledi. Bu süreçte de en fazla yoksullaşan kadının ekonomik desteği olmadığı için şiddetle yüz yüze kaldığını vurgulayan Ayşe, “Şiddetin sonucunda yaşamlarını yitirme tehlikesi ile karşı karşıyalar. O açıdan en kısa zamanda kadınlara mali destek sunularak şiddet alanlarından çıkmaları sağlanmalıdır. İktidarın açıkladıkları paketlerde zenginleri daha zengin edecek adımlar atacağına kadınlara daha fazla destek ayırarak, bu süreçte kadınlar için fonun oluşturması gerekiyor” diye belirtti.
 
‘Sığınma evlerine kabul koşulları kolaylaştırılmalı’
 
 
 
 Kadına yönelik şiddetin arttığı şu günlerde özellikle Hakimler Savcılar Kurulu’nun (HSK) 6284 Sayılı Kanunu’nun uygulanması aşamasında yükümlülerin koronavirüs kapsamında sağlığını tehdit etmeyecek şekilde değerlendirmeler yapılması şeklinde açıklamalar yaptığını hatırlatan Ayşe,  şunları söyledi: “Evet yükümlülerin sağlığı öncelenmeli ama kadına yönelik şiddetin arttığı şu günlerde bunun da önüne geçecek mekanizmalar üretilmeli. Adliyelerin özellikle kapalı olduğu bu süreçte acil işler dışında başka işlerle ilgilenmediğini biliyoruz. Acilen 6284 Kanunu kapsamında, kadınların ulaşabileceği mekanizmalar daha işler hale getirilmelidir. Sığınma evlerine alınma koşullarına da darp raporu alınması getirilmesi ciddi problemlere yol açacaktır. Kadınların hayatı ciddi risk altında olsa dahi sığınma evlerine alınma koşulları arasında darp raporu istenmesi kadını en riskli alan olan hastaneye gitmesine neden olacaktır. O açıda bu dönemde darp raporunun getirilmesi daha büyük tehlike teşkil etmektedir. O yüzden sığınma evlerine kabul koşulları daha da kolaylaştırılmalı. Kadınların korunmasız olduğu hissini ortadan kaldırılmalı.