HDK ve HDP Kadın Meclisleri 8 Mart’a çağırıyor

  • 09:19 5 Mart 2020
  • Siyaset
İSTANBUL - HDK ve HDP Kadın Meclisleri, 8 Mart günü yapılacak olan kutlamalar için “Kadınlar artık sistemin dayattığı kalıpları kabul etmiyor, kendi mücadele biçimlerini ve araçlarını ortaya çıkarıyor. Bizler artık ‘böyle gelmiş böyle gidecek’ demiyoruz. ‘Yaşamak istiyorum’ çığlığını her yerde ve daha güçlü bir şekilde yükseltmeye devam edeceğiz” diyerek eylemlere güçlü katılım çağrısında bulundu. 
 
Dünyanın birçok yerinde bulunan kadınların alanlara akın ederek birbirlerini selamlayacakları ve ortak mücadele vurgusunun yapılacağı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne sayılı günler kaldı. Bu kapsamda çeşitli siyasi parti ve kadın örgütlerinin çalışmaları devam ediyor. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul Kadın Meclisi Sözcüsü Aynur Cengiz ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Kadın Meclisi Sözcüsü Pınar Türk 8 Mart çalışmaları hakkında değerlendirmede bulundu.
 
'Birçok kadın haklarının ne olduğunu tam olarak bilmiyor'
 
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne giderken kadın mücadelesinde ortaklaşmanın ve sahada özgün çalışmalar yapmanın önemli olduğunu söyleyen HDK Kadın Meclisi Sözcüsü Aynur Cengiz, “Bir buçuk aydır çalışmalar yürütüyoruz. 3 bölgede sahada aktif olmaya çalıştık. Bu anlamda öncelikle İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı yasa ve nafaka hakkının kullanımına yönelik bir broşür çıkardık. Çünkü bizler biliyoruz ki birçok kadın tacize, haksızlığa, mobbinge uğradığında kendi haklarının ne olduğunu tam olarak bilmiyor. Çünkü kanunun yazıldığı hukuksal dille çoğu insan işin içinden çıkamıyor. İstedik ki bunları herkesin anlayabileceği bir dilde yazalım, o broşürleri kadınlara dağıtalım ve bilgilendirelim” dedi.
 
‘8 Mart günü emekçi kadınlarla bir arada olacağız’
 
Film gösterimleri ve çeşitli aktivitelerle kadınlarla bir araya gelerek dayanıştıklarını söyleyen Aynur, 8 Mart’a giderken ilk kadın şölenini birçok kadının katılımı ile Sultangazi Kadın Dayanışması 28 Şubat Çarşamba günü gerçekleştirdiklerini belirtti. HDP ve Tevgera Jinên Azad (TJA) ile ortak düzenleyecekleri şölenin savaş gündemine takıldığını ve bu yüzden iptal etmek zorunda kaldıklarını ifade eden Aynur, 8 Mart’a gelemeyen ve çalışan kadınlar için de planlamaları olduğunu dile getirerek şunları dedi: "Özellikle çalışan kadınlar. Tekstil sektörü herkesin bildiği gibi çok geniş bir sektör. Kadınlar daha çok orada çalışıyorlar. İstedik ki 8 Mart’ı onlara götürelim. Bu anlamda 3 bölgede planlamalar çıkacak. 7 Mart günü bir tekstil atölyesinde broşürlerimizi dağıtacağız. Bir avukat arkadaşımız da broşürleri açıklayacak. İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı yasa ve nafaka hakları gibi konularda bilgilendirme yapacak. Onun dışında bir kadının öyküsü üzerinden spontane bir şekilde onları da içine dahil ederek o durumda neler yapabileceği, haklarının neler olduğunu didaktik bir yöntemle anlatmayı düşündük.”
 
Feminist Gece Yürüyüşü’nde olacağız
 
HDK Kadın Meclisi olarak dolu dolu planlamalarla üç bölgede kadınlara ulaşmayı hedeflediklerini kaydeden Aynur, 8 Mart günü Kadıköy Beşiktaş İskelesi önünde saat 14.00’da tüm kadınların yer alacağı buluşmada da olacaklarını, ardından Taksim Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılacaklarını aktardı. Aynur, “Her sene bu sistem ve bu sistemi işleten devlet mekanizması ne yazık ki kadına yönelik şiddeti önlemesi gerekirken tam da kendi kazanımlarından asla vazgeçmeyeceğini alanlarda, sahada her şekilde beyan etmeye çalışan kadınları bastırmaya çalışıyor. Ama herkesin her sene gördüğü gibi kadınlar bundan vazgeçmiyorlar ve vazgeçmeyecekler” dedi.
 
‘Kadınlar sistemin dayattığı kalıpları kabul etmiyor’
 
HDP İstanbul Kadın Meclisi Sözcüsü Pınar Türk de bu yıl 8 Mart şiarlarının “Özgürlükte ısrarcı mücadelede kararlıyız” olduğuna dikkat çekerek, şu değerlendirmede bulundu: “Kadın özgürlük mücadelesi kadına yönelik şiddete, tacize, tecavüze karşı tüm dünyada erkek egemen düzenin destekçi politikalarına karşı sokakta. Bugün Şili’de katledilen bir kadın için yapılan eylem, bu topraklarda da bir karşılık buluyor. En son ‘Las Tesis’ eyleminde biz bunu yaşadık. Erkek egemen devlete karşı onun kolluk güçlerine, erkek yargısına karşı kadınlar bir dans performansıyla aslında bir direniş sembolünü ve durumunu o şekilde yansıttı ve dünyada pek çok ses getirdi. Kadınlar artık sistemin dayattığı kalıpları kabul etmiyor, kendi mücadele biçimlerini ve araçlarını ortaya çıkarıyor. Las Tesis bunlardan bir tanesiydi. Kadın özgürlük mücadelesinin enternasyonal bir hal aldığını düşünüyoruz.” 
 
‘İstediğimiz yerde 8 Mart direniş gününü selamlamak karşılamak istiyoruz’
 
Kadınların yıllardır 8 Mart kutlamalarını gerçekleştirdikleri alanların yasaklandığına dikkat çeken Pınar, “Bize yasaklamaya çalışsalar da 25 Kasım’da kadın hareketinin gösterdiği irade ve kararlılık kısmi de olsa bir kazanıma yol açmıştı Taksim’de. Bizlere dayatılanları kabul etmiyoruz. Kendi seçtiğimiz ve istediğimiz yerde 8 Mart direniş gününü selamlamak ve karşılamak istiyoruz. O yüzden 8 Mart’ta İstanbul’da önce Kadıköy’de ardından Taksim’de olacağız ve Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılacağız” dedi. 
 
‘Bizler artık ‘böyle gelmiş böyle gidecek’ demiyoruz’
 
Kadın özgürlük mücadelesinin meşru olduğunun altını çizen Pınar, kadınların tüm alanlarda mücadele çığlığını yükseltmesi gerektiğini belirterek şöyle devam etti: “Emine’nin ‘yaşamak istiyorum’ çığlığında biz bunu gördük. Gülistan Doku hala kayıp ve akıbeti bilinmiyor. Şule Çet davasında sanıklar kadın mücadelesi sonucu ceza aldı. Biz öz savunma uygulayan kadınlardan katledilen kadınlara kadar, kadınların erkek egemen düzene karşı oldukları için, boyunduruk altında yaşamak istemedikleri için, kendi sözlerini söylemeye çalıştıkların için tutsak edildiklerini ve katledildiklerini biliyoruz. Ama biz zaten bunu göze alarak bu mücadeleye çıktık. Kadınlar katledilmeyi göze alarak mücadelelerini sürdürüyorlar. Bizler artık ‘böyle gelmiş böyle gidecek’ demiyoruz. ‘Yaşamak istiyorum’ çığlığını her yerde ve daha güçlü bir şekilde yükseltmeye devam edeceğiz.”