Şilan Elmas: Sayın Öcalan’ın özgürlük sevdasının ruhu olmalıyız

  • 09:08 19 Şubat 2020
  • Siyaset
Rengin Azizoğlu
 
DİYARBAKIR - PKK Lideri Abdullah Öcalan şahsında yürütülen tecrit politikalarını değerlendiren HDP Diyarbakır İl yöneticisi Şilan Elmas Kan, “Binlerin hayali olan Sayın Öcalan’ın özgürlük sevdasının ruhu ve özlemi olmalıyız. Tecridin son bulması için biz kadınlar Sayın Öcalan’a yol olmalıyız. Biz kadınlar Sayın Öcalan’a vefa borcunuzu güçlü öncülükle ödemeliyiz” dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit sürüyor. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı ardından tüm cezaevlerine yayılan açlık grevi direnişiyle 8 yıl aradan sonra avukat görüşmesi sağlansa da 7 Ağustos 2019’dan bu yana İmralı’da bulunan PKK Lideri ile diğer tutsakların aile ve avukatlarının görüşme başvurularına yanıt verilmiyor. HDP Diyarbakır İl yöneticisi Şilan Elmas Kan, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi değerlendirdi.
 
‘Kürt halkı başından itibaren komploya karşı durdu’
 
Şilan, “üçüncü dünya savaşının derinleşerek sürdürüldüğü bu süreçte tecridin de derinleşerek sürmesinin Ortadoğu’da devreye konulan plandan vazgeçilmediğinin en açık ifadesi olduğunu söyledi. Abdullah Öcalan’ın ideolojisinin kapitalist güçlerin yüzyıllardır Ortadoğu’da yürüttüğü rant ve savaş politikalarını deşifre ettiğini belirten Şilan, “Emperyalist güçler tek çare olarak tarihin en kapsamlı operasyonu ile Öcalan’ı devre dışı bırakmaya çalıştılar. Ancak Kürt halkı en başından itibaren bu komploya karşı durarak bir yüzyılı daha Önderliksiz geçirip tarihin gerisine düşmeyi kabul etmediler. Komplocu güçler tarihin seyrinin değişmemesi için çok fazla çabalasalar da, direnişi bir felsefe olarak yaşamsallaştırıp tarihe not düşen devrimciler de geliştirdikleri eylemlerle Öcalan’ı ve düşüncesini her koşul ve şart altında savunacaklarını defalarca gösterdiler. En son Leyla Güven öncülüğünde gerçekleştirilen açlık grevleri de bu gerçeği yakın tarihte bir kez daha gösterdi” diye kaydetti.
 
‘Sayın Öcalan halklar için bir umuttur’
 
Tecridin Abdullah Öcalan’ı anladıkça, anlattıkça kırılacağına dikkat çeken Şilan, Türkiye’nin 21 yıldır yaratmış olduğu geleceksizlikle Kürtler şahsında Türkiye’de yaşayan halkları tecrit altına aldığını vurguladı. Şilan, “Tecrit kırılırsa Türkiye halkları Ortadoğu’da daha fazla gelecek, daha fazla statü kazanacak. Sayın Öcalan Türkiye’deki halklar için bir umut ve büyük bir şanstır. Kürtler her koşulda tecridin bitmesi için Sayın Öcalan’ın düşünce ve paradigmasını yaşamsallaştıracaktır. Sayın Öcalan fiziki tecrit altında ancak ideolojik tecridin yaşam bulamadığının en büyük kanıtı Rojava Devrimi’dir. Türkiye kendi varlığı için Sayın Öcalan’la derhal müzakere koşulu yaratmalıdır. Kısa süreli çözümlerin Ortadoğu krizini daha fazla derinleştirdiği Rojava’da yaşanan savaşta, en son İdlib’deki yenilgiden köşeye sıkışmışlıkta görülebilir” dedi.
 
‘Biz kadınlar Sayın Öcalan’a yol olmalıyız’
 
Şilan, “Binlerin hayali olan Sayın Öcalan’ın özgürlük sevdasının ruhu ve özlemi olmalıyız” diyen Şilan, “Bu tecridin son bulması için biz kadınlar Sayın Öcalan’a yol olmalıyız. Kadın mücadelesi alanlarda ne kadar büyürse önderlik o kadar yaşam bulur, yaşam olur. Biz kadınlar Sayın Öcalan’a vefa borcunuzu güçlü öncülükle ödemeliyiz. Leyla Güven şahsında ceza evlerindeki eylemlerin kadınlar açısından Sayın Öcalan ile olan bağın hiçbir sınır tanımadığının göstergesiydi. Fakat devletin ilkesizlik ve kısa süreli çıkarlarına alet etmesine ve halen çözümsüz yaklaşmasına karşı tekrar Leylalarla büyütmeli ve o muazzam direnişin devamı olmalıyız” ifadelerini kullandı.
 
‘Yaşamlarını feda edenlere sözümüzdür’
 
Şilan, son olarak şunları ifade etti: “Tecrit ekonomik krizin kapitalist devletlerinin hizmet halidir. İktidar ve gladyo bu çifte standartlardan vazgeçmeli. Kara politikaların Türkiye halklarına kazanımı yok. Aksine halkları bitirme, kendi topraklarında taşeronlaştırma, açlıkla terbiye etme, kendi yaşam haklarından vazgeçirme,  iradesizleştirerek yasama hali dayatıyor. Oysa Sayın Öcalan’ın paradigmasının yaşamsallaştırılması bu krizlerin temelden kesin çözümüdür. Kürtlerin tecridi bitirerek kendi topraklarında yaşayan statüsüz mülteci olma konumundan çıkmalıdır. Mücadelemiz uzun soluklu ve aralıksızdır. Özgürlük mücadelesinde yaşamlarını feda edenlere sözümüzdür. Biz kadınlar mücadeleye ve tecridi bitirmeye nefesimizi soluduğumuz gibi aralıksız olarak özgür yarınları öreceğiz.”