‘Öldüren deprem değil AKP-MHP sistemi ve yolsuzluklar’

  • 09:03 10 Şubat 2020
  • Siyaset
ANKARA - Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren, AKP’nin 18 yıllık iktidarı boyunca 2 trilyon 150 milyon vergi toplandığını ve bunların birçoğunun yandaşlara gittiğini belirterek, “Vergiler yerinde kullanılsaydı yaşanan depremin bedeli asla bu kadar ağır olmazdı. Öldüren kapitalizm, öldüren AKP-MHP bloğunun uyguladığı sistem” dedi.
 
Gölcük’te 17 Ağustos 1999’da meydana gelen depremin ardından Kasım 1999’dan bu yana devletin tahsil ettiği deprem vergileri 2003 yılında ek madde ile kalıcı hale geldi. AKP döneminde kalıcı hale getirilen vergiler ile 2004 ile 2018 yılları arasında halkın cebinden 60,6 milyar lira para toplandı. 7 Ağustos 1999 ve 12 Kasım 1999'da meydana gelen depremlerin ardından ek vergilerin yanı sıra “Özel İletişim Vergisi” ve “Özel İşlem Vergisi” adında yeni vergiler de alınmaya başladı. Vergilerin şu an 72 milyar lirayı geçtiği belirtilirken, 24 Ocak’ta yaşanan Elazığ depreminden sonra da bu vergilere ne olduğu sorusu gündeme geldi.
 
2011’de vergilerin yola gittiği itirafı
 
2011'deki Van depremi sırasında dönemin Ekonomiden Sorumlu Bakanı Mehmet Şimşek tarafından deprem vergilerinden elde edilen paraların deprem ile ilgili çalışmalarda değil yol yapımında kullanıldığı itiraf edilmişti. En son Elazığ depreminden sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun deprem vergilerini sorması üzerine AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bunlar yatıyor kalkıyor 'O parayı nereye, bu parayı nereye harcadınız?' Harcanması gereken yere harcadık. Bundan sonra da Bay Kemal'e bu tür şeylerin hesabını vermeye zamanımız yok. Bütün bu harcamalar nasıl yapılıyor, bunlara bakmıyor ki. Bütün bu konutlar nereye yapılacak?" cevabını vermişti.
 
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal ise geçen günlerde deprem vergilerinin sorulmasına ilişkin yaptığı açıklamada “Devletin harcadığı her kuruşun hesabını veriyoruz. Toplanan vergiler özel fona harcanmamış, bütçenin genel geliri olmuş. Alnımız açık ve kimsenin konuşamayacağı bir şey yok” demişti.
 
Elazığ’da depremin ardından “bağış” isteyen Kızılay'ın Ensar Vakfı'na para aktardığı gündeme geldi. Torunlar GYO’nun sahibi olduğu Başkentgaz’ın Kızılay’a “bağış” adı altında 8 milyon dolarlık para aktardığı, bu paranın da Ensar Vakfı'na aktarıldığı ortaya çıktı.
 
Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren,  deprem vergileri ve Başkentgaz tarafından Kızılay’a para aktarılmasına ilişkin konuştu.
 
'AKP iktidarı boyunca yandaşlara peşkeş çekildi'
 
Elazığ Sivrice’deki depremde 41 kişinin yaşamını yitirdiğinin, ancak Japonya’da, sosyalist Küba’da daha yüksek şiddetli bir depremde dahi bu can kaybının yaşanmadığının altını çizen Elif, “AKP-MHP bloğunun yandaşlarının güvenli konut yerine çevreyi talan etmeleri ve bu anlayışla yapılan yardımların çarpık kentleşmeye akmasından bu sonuca varıyoruz” dedi.
 
‘Afet değil cinayet’
 
Önlemler alınmadığı için ölümlerin “cinayet” olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Elif, “Bütün alanlarda yaşanan yolsuzlukları ve yoksunlukları, yoksullar canları ile ödüyor ne yazık ki. Yapılan ihaleler paylaştırılıyor, rantlar oluşturuluyor. Yıllardır alınan deprem vergileri ile deprem bölgeleri iyileştirilmedi, önlem alınmadı. Deprem onların saraylarını vurmuyor. Deprem yoksulların evlerini ve yoksul halkı buluyor ne yazık ki. Kaybettiğimiz canların cenaze törenleri şova dönüştürülüyor. Bunun yanında HDP’den ve üniversite öğrencilerinden doğru deprem bölgesine gönderilen yardımlara izin verilmiyor. HDP’nin halkla diyalogu engelleniyor. Çünkü rantlarını sürdürmek istiyorlar” şeklinde konuştu.
 
‘Kızılay yandaşlara gelir sağlayan bir kurum oldu’
 
Elif, Kızılay’ın gelirlerini, tarikata ve yandaşlarına pay eden, kendi üzerinden onlara gelir sağlayan bir kurum haline geldiğini ifade etti. Başkentgaz tarafından Kızılay üzerinden Ensar Vakfı’na milyonlarca dolarlık para aktarıldığını kaydeden Elif, “Ensar Vakfı hepimizin bildiği gibi çocuklara karşı istismarlarla gündeme gelen bir vakıftır. Onların depremle falan hiçbir ilgisi yoktur. Bu anlamıyla Kızılay paravan bir kurum haline getirilmiştir” diye konuştu.
 
‘Paralar halkın vergilerinden elde ediliyor’
 
Ensar Vakfı’na aktarılan 8 milyon dolar paranın Başkentgaz’ın değil, halkın vergilerinden alınan paralar olduğunu hatırlatan Elif, “Kurumlar Vergisi Kanunu’nda Kızılay ve Yeşilay’a yapılan bağışlar kurumun ne kadar geliri varsa, vergisinden değil o gelir üzerinden gerçekleşiyor. Yani kurum kendi kazancını, gelirini yüzde 100 olarak Kızılay’a bağışlayabiliyor. Burada birçok soru işareti meydana geliyor. Yani bu süreçte devlete de vergi ödenmemiş oluyor. Halkın ödediği vergi devlete ödenmiyor. Yüzde 100 vergi indirimi yapılmış oluyor” diye konuştu.
 
‘AKP iktidarı döneminde 2 trilyon 150 milyon TL vergi toplandı’
 
1999 Gölcük depreminden bu yana yalnız deprem için 66 milyar lira vergi toplandığını, bu vergilerin birçoğunun zorunlu olarak yurttaşlardan kesildiğini aktaran Elif, şöyle devam etti: “Birçoğunun farkına varmıyoruz. Ama bunun karşılığında depreme ilişkin hiçbir şey yapılmadı. Halkın bu isyanını dikkate alarak çalışmaların yapılması gerekiyor. AKP’nin 18 yıllık iktidarı döneminde 2 trilyon 150 milyon vergi toplandı. Bu vergilerin depreme ait olanları başka yerlerde kullanıldı. Yandaşlarına dağıttılar. İşte yol yapımında kullandılar veya daha farklı alanlarda kullandılar. En son da Ensar Vakfı ile gündeme geldi. Bunların nerelere harcandığı sorusunu getiren herkesi de gözaltına alıyorlar. Bir korku dağı yaratmaya çalışıyorlar. Bu dağ bizlere hiç kâr etmez, deler geçeriz. Halktan da bu anlamıyla isyanlar var."
 
‘Daha ağır bedeller ödemek zorunda kalırız’
 
“Vergiler yerinde kullanılsaydı yaşanan depremin bedeli asla bu kadar ağır olmazdı” diyen Elif, “Siz halkların verdiği vergileri yandaşlarla paylaşırsanız, biz daha ağır bedeller ödemek zorunda kalırız. Bunun faturasını da yoksul halk öder. Öldüren kapitalizm, öldüren AKP-MHP bloğunun uyguladığı sistem. Çözümün sosyalizmde olduğunu düşünüyoruz. Bu sistemle birlikte eşitliğin ve hakkaniyetin olduğu insanların varlıklarının rant alanlarına gitmediği ve yoksul halkın ölmediği bir düzen için mücadele ediyoruz. ‘Yaşasın devrim ve sosyalizm’ derken yalnızca slogan atmış olmuyoruz. Gerçekten kurtuluşumuz sosyalizmde olduğunu düşünüyoruz” diye belirtti.