‘İmralı’daki tecridin hukuki bir dayanağı var mı?’

  • 16:07 31 Ocak 2020
  • Siyaset
ANKARA - HDP’li Feleknas Uca, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ve diğer üç tutsağın avukatları ve aileleri ile görüştürülmemesini Meclis’e taşıdı. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Feleknas Uca, İmralı Adası’ndaki F Tipi Kapalı Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ve diğer üç tutsağın avukatları ve aileleri ile görüştürülmemesini Meclis’e taşıdı. Feleknas, konuyla ilgili Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na soru önergesi verdi. 
 
Önergede, şu ifadelere yer verildi: 
 
“Her tutuklunun veya hükümlünün, ailesi ve avukatlarıyla iletişim kurabilmesi yasalarla ve Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış bir haktır. Hükümlü ve tutuklulara tecridin uygulanmasını yasaklayan kural, işkence yasağıyla aynıdır ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. Maddesi’nde de yasaklanmıştır. Türkiye Anayasa’nın 17. Maddesi’nde de tecridin uygulanmaması gereken bir işkence yöntemi olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla 20 yıldır İmralı Adası F Tipi Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan’a ve aynı cezaevinde bulunan diğer mahpuslara uygulanan tecrit, ne iç hukukta ne de uluslararası sözleşmelerde yer almaktadır. İmralı Cezaevi’nde tutulan Abdullah Öcalan, DTK Eşbaşkanı ve HDP Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı ve binlerce mahpusun katıldığı 200 günlük açlık grevi eyleminin ardından 2 Mayıs 2019’da Adalet Bakanlığı’nın özel izniyle 8 yılın ardından avukatlarıyla görüşmüştü. 
 
‘Sayısız başvuru yapıldı, izin çıkmadı’
 
Bu görüşmenin ardından sayısız başvuru yapılmış ancak izin çıkmamıştır. Daha sonra ise İmralı Cezaevi’nde bulunan mahpuslar ile hiçbir şekilde temas sağlanmamıştır. Mahpusların dış dünya ile temas sağlayabilecekleri bütün araçlar ellerinden alınmıştır. Kendilerinden sağlıklı bir haber alamamanın yanı sıra mevcut koşullar, sosyal ve duyusal izolasyonu kötü muamele ve işkence boyutuna ulaştırmıştır.” 
 
CPT'nin tavsiyelerine uyma çağrısı
 
Avrupa İşkencenin Ve Gayriinsani Ya Da Küçültücü Ceza Veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi (CPT) tarafından 28-29 Nisan 2016 tarihinde, İmralı Cezaevi’ne yaptığı ziyaret sonucunda bir rapor yayınlandığının hatırlatıldığı önergede, bu raporda Abdullah Öcalan ile diğer üç tutsağın aileleri ve avukatları tarafından ziyaret edilmeleri için çağrı yapıldığı kaydedildi. Önergede, “CPT, ayrıca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış mahpuslara yönelik rejimin belirtilen notlar ışığında tamamen değiştirilmesi ve ilgili mevzuatın da buna uygun olarak düzenlenmesi yönündeki tavsiyesini ifade etmiştir. Buna istinaden, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, yayınladığı 24 Ocak 2019 tarihli karar metninde, CPT’nin, Abdullah Öcalan ve İmralı’daki diğer mahpuslara uygulanan tecride ilişkin tavsiyelerini takip etme ve Türkiye’yi bu tavsiyelere uyma çağrısında bulunmaktadır” denildi. 
 
Önergede, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’den şu soruları yanıtlaması istendi: 
 
“*Sayın Abdullah Öcalan ve İmralı’daki diğer mahpuslara uygulanan tecridin hukuki bir dayanağı var mıdır? Bu tecrit siyasi bir karar mıdır?
 
*Türkiye’nin üyesi olduğu AKPM’nin karar metninde belirtilen, Sayın Öcalan ve İmralı’daki diğer mahpuslara ilişkin çağrısını dikkate alıp, bununla ilgili yasal bir düzenleme çalışması mevcut mudur?
 
*CPT raporunun tavsiye kararlarında belirtildiği gibi, mahpusların haberleşme ve görüş haklarını kullanmalarına ilişkin gerekli adımlar atılacak mıdır?
 
*Uluslararası ve iç hukukta işkence olarak tanımlanan tecrit uygulamasına son vermeye yönelik bir girişiminiz olacak mıdır?
 
* Sayın Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmemesinin uluslararası hukukta karşılığı nedir? İmralı’daki mahpusların iletişim hakkı neden engellenmektedir?
 
*2 Mayıs 2019’dan bu yana avukatları Sayın Öcalan ile kaç kez görüşebilmiş, kaç görüşme talebi reddedilmiştir? Sayın Öcalan ailesi ile kaç kez görüştürülmüştür?”