Cezaevlerindeki yayın yasağı: Mem û Zîn’in ne sakıncası var?

  • 12:20 31 Ocak 2020
  • Siyaset
ANKARA - HDP Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, cezaevlerindeki kitap yasağını Meclis gündemine getirerek, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e “Mahpuslara gönderilen Ehmedê Xanî’nin Mem û Zîn ve Dünya Klasikleri kitaplarının mahpuslar için ne gibi bir sakıncası var” sorusunu yöneltti.
 
Halkların Demokratik Partisi Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, cezaevi yönetimleri tarafından uygulanan “dışarıdan gönderilen kitap ve dergilerin alınmamasına ilişkin Meclis’e soru önergesi sundu. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül tarafından yanıtlaması talebiyle sunulan soru önergesinde Gülistan, daha önce koğuşlarda kitap ve dergilere kota getirilmesi, Yeni Yaşam, Evrensel, BirGün gibi günlük gazetelerin verilmemesinin yanı sıra şimdi de birçok cezaevinde dışarıdan kitap, dergi gönderisinin yasaklandığını, tutsakların ancak para ödeyerek kitap alabileceğinin belirtildiğini söyledi.
 
Kitapları ‘paralı okuma’ şartı
 
Cezaevlerine keyfi bir şekilde getirilen kitap yasağının son olarak Kocaeli 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşandığını dile getiren Gülistan, şunları belirtti: “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önceki dönem Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın Yeni Yaşam gazetesine gönderdiği bir mektupla cezaevindeki kitap yasağı ile ilgili; ‘Cezaevi idaresi, geçen Eylül ayında, dışarıdan getirilen/gönderilen kitapları yasaklayan bir karar aldı. Kararda, mahpusların cezaevi kütüphanesindeki kitaplardan yararlanabileceği veya parasını ödeyerek kitap alabileceğini, dışarıdan kitap kabul edilmeyeceğini belirtiyordu. Üç-dört aydan beri, bu manasız yasağı kaldırmak için verdiğimiz hukuki mücadele sürecinde, aslında ‘yukarıdan’ bir müdahale olduğu, yasal mevzuatın sağından solundan dolanarak, kitap okumayı engellemek isteyen bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuz anlaşıldı’ diyerek yargıya siyasi bir müdahale yapıldığını vurgulamıştır.”
 
Gülistan benzer bir uygulamanın Osmaniye 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi'nde de yaşandığını, burada tutsak yakınları tarafından gönderilen aralarında  Ehmedê Xanî’nin Mem û Zîn’i, Mehmet Uzun ve dünya klasiklerinin de bulunduğu yaklaşık 15 kitabın “sakıncalı” denilerek tutsaklara verilmediğini anımsattı.
 
Gülistan, Adalet Bakanına şu soruları yöneltti:
 
“* Türkiye cezaevlerinde son zamanlarda uygulamaya konulan dışarıdan kitap, dergi, gazete gibi süreli ve süresiz yayınların yasaklanmasının gerekçesi nedir? Mahpusların Anayasal ve temel bir insan hakkı olan okuma ve bilgi edinme hakkı neden engellenmektedir?
 
* Birçok cezaevinde mahpusların ancak cezaevi kütüphanesindeki kitaplardan yararlanabileceği veya parasını ödeyerek kitap alabileceği şartı getirilmiştir. Hem maddi hem de manevi olarak ağır insan hakkı ihlaline giren bu uygulamanın kaldırılması için bir girişimde bulunacak mısınız?
 
* Cezaevlerindeki bu yasakçı uygulamayla ilgili Bakanlığınızın bir talimatı var mıdır? Yoksa birçok cezaevinde yaygınlaşan Cezaevi Gözlem Kurullarının aldığı bu yasak kararı ile ilgili adli ve idari bir soruşturma açacak mısınız?
 
* Osmaniye 2 No’lu T Tipi Cezaevi'ndeki mahpuslara gönderilen Ehmedê Xanî’nin Mem û Zîn ve Dünya Klasikleri kitaplarının mahpuslar için ne gibi bir sakıncası vardır?  Mahpuslar için sakıncalı ve sakıncasız yayınlarla ilgili bir listeniz var mıdır?
 
* Kocaeli 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi Gözlem Kurulu tarafından alınan yasaklama kararına karşı, mahpusların yapmış olduğu itiraz, Kocaeli İnfaz Hakimliği tarafından önce kabul edilmiş daha sonra başka bir savcının İnfaz Hakimliğine başvurması üzerine Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi kitap yasağı kararının devam etmesi yönünde karar vermiştir. Böylesi bir karar değişikliğinin nedeni nedir? Yargı kararlarına siyasi bir müdahale mi yapılmaktadır?
 
* Yeni Yaşam, Evrensel ve Birgün gibi gazeteler günlük olarak basılıp Türkiye’nin her yerine dağıtımı yapılırken, cezaevlerine bu gazetelerin alınmamasının nedeni nedir? Cezaevlerinde süreli ve süresiz yayınlarla ilgili keyfi uygulamalara son verilmesi için bir girişimde bulunacak mısınız?
 
* Anayasa Mahkemesi’nin daha önce bu türden yasaklara ilişkin vermiş olduğu emsal kararlara rağmen “ifade özgürlüğü ihlali” cezaevlerinde neden halen yaygınlaşarak devam etmektedir? Cezaevi yönetimleri Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımıyor mu?”