Leyla Güven: Kürt halkının iradesi Abdullah Öcalan toplum içinde olmalı

  • 16:51 12 Ocak 2020
  • Siyaset
ANTEP - HDP Antep 3’üncü Olağan İl Kongresi’nde konuşana Leyla Güven, “Sayın Öcalan özgür olmalıdır. Kürt halkının iradesi olarak toplumun içine gelmeli, Kürt sorununu demokratik çözüme kavuşturmalıdır” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Antep İl Örgütü 3’üncü Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Kongreye Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDP Antep Milletvekili Mahmut Toğrul ve İzmir Milletvekili Murat Çepni ile Adıyaman eski Milletvekili Behçet Yıldırım’ın yanı sıra çok sayıda kişi katılırken, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı 23 Mart 2019’da Gebze Kadın Kapalı Cezaevinde yaşamına son veren Ayten Beçet’in annesi ve babası da kongrede yer aldı.
 
‘Kürt ulusal birlik zorunluluktur’
 
Kongrede ilk olarak konuşan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, AKP ve MHP ittifakının 5 yıldır işgalci bir sistemi halklara dayattığını ifade etti. AKP ve MHP’nin Kürt halkına saldırarak diz çöktürmeye çalıştıklarını, ancak başaramadığını vurgulayan Saliha, “Bugün Kürt Halk Önderi üzerindeki tecrit tüm halklara, kadınlara yaşatılan tecridin aynısıdır. Leyla Güven öncülüğünde 200 günlük açlık grevleri yaşandı. Bu eylemde 8 arkadaşımız şehit düştü. Onları saygıyla anıyorum. AKP ve MHP kendi ihtiyaçları için savaşı şiddetlendiriyorlar” dedi.
 
AKP-MHP ittifakının Kürtlere ve tüm halklara düşmanlık beslediğine işaret eden Saliha, “Eğer bu şekilde devam ederse, çözüm olmazsa bu savaş onların sonu olacaktır. Bu düşmanlık ile dört parçada Kürdistani kazanımları yok etmek istiyorlar. Buradan bir kez daha sesleniyoruz; Kürt ulusal birliği artık bir zorunluluk haline geldi. Bizim de birliğimizi oluşturmamız gerekiyor” dedi.
 
‘Katliamı reva görenler büyük bir direnişi gördüler’
 
Kongrede konuşan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven ise kentte 2019 Kasım ayında siyasi soykırım operasyonunda tutuklanan HDP’lilere selam göndererek sözlerine başladı. Ortadoğu’nun egemenlerinin politikalarıyla kan deryasına döndüğünü söyleyen Leyla, “Gün geçmiyor ki yeni bir patlama olmasın. Yıllardır bir mücadele veriyoruz. Bu mücadele karşısında egemenler hesaplarını yeniden yapmak zorunda kaldı. Bu coğrafyada tekçilik, mezhepçilik minvalinde olan politikalar tutmaz. Burası çok kültürlü bir bölgedir. Ancak egemenler buna ‘hayır’ diyor. Onlar, ‘Özgürlük sizin için uygun değil’ dediler. Kürt halkının asla unutmayacağı şeyler vardır. Halepçe’yi, Roboski’yi, Cizre bodrumlarını asla unutmayız. Bunların hepsi Kürt halkının yüreğinde birer yaradır. Biz bu kadar acıya rağmen acıyı bal eyledik, yolumuza devam ettik. Bunların karşısında muazzam bir direniş gerçekleştirdik. Bu katliamları bize reva görenler, bu kadar büyük bir direnişi beklemiyorlardı” diye belirtti.
 
‘Katliamları yapanlar cezalandırılmadı’
 
Antep halkının zulme yakından tanık olduğunu söyleyen Leyla, “Antep halkı DAİŞ’in zulmünü en yakından gören, yaşayan halktır. Geçtiğimiz yıllarda bir düğünde DAİŞ’in patlattığı bomba sonucu 50’den fazla insan yaşamını yitirdi. Antep’te cirit atan DAİŞ çetelerini AKP görmedi. Mahmut Toğrul bu konuyla ilgili bir sürü soru önergesi verdi. Antep’te bomba patladı, Ankara Garı’nda patladı, Suruç’ta patladı, Diyarbakır’da patladı. Yüzlerce sivil ve masum yurttaşımız yaşamını yitirdi. Bunu görmeyen AKP iktidarı, 15 bine yakın HDP’liyi gördü, onları tutukladı” dedi.
 
‘Onlara direnen değil itaat eden kişiler  lazım’
 
“Biz kendimize sahip çıktığımız için, ‘bizim dilimiz var, kültürümüz var’ dediğimiz için suçlu olduk” diyen Leyla, sözlerine şöyle devam etti: “Onlara direnen değil, itaat eden kişiler lazım. İşte Kürtler bunu reddettiği için 15 bin Kürt tutsak edildi. Biz ‘Tecrit suçtur. Bunu ortadan kaldırın’ dedik, davalar açıldı. ‘Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a tecrit uygulanıyor’ dedik. ‘Sayın Öcalan herhangi bir tutuklu değil, milyonların ‘irademdir’ dediği, tek sözüyle Kürt sorununu çözebilecek bir liderdir. Gelin onunla çözüm sürecini kaldığı yerden devam ettirin. Bu tecridi kaldırın. Kürt sorununu çözün’ dedik, ancak bunlar dinlemedi. O dönem ben ve 3 bin 500 tutsak arkadaşımız bir yola çıktık. Bu yolda ölebileceğimizi de biliyorduk. Bizim ölümümüzle bu topraklara barış gelecekse varsın ölelim dedik. Buna rağmen sesimizi duymadılar.
 
‘Çözümü üretemeyenler anneleri HDP binası önünde istismar ediyor’
 
Antepli Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e sesleniyorum: Bu suçtan vazgeçin. Tecridi kaldırın, Sayın Öcalan özgür olmalıdır. Kürt halkının iradesi olarak toplumun içine gelmeli Kürt sorununu demokratik çözüme kavuşturmalıdır. Sayın Öcalan da Nelson Mandela gibi tahliye olmalıdır. Kürt sorunu konusunda projelerini hayata geçirmelidir. Aksi durumda bu annelerin vebalinin altından kalkamayacaksınız. İktidarınızda çökecek, siz de çökeceksiniz. Bizi yargılayıp yeniden tutuklayacaksınız, ancak bunların hiçbiri insanların ölümünden daha kıymetli değildir. Gelin tecridi kaldırın. Bu ülkeye barış gelsin. Buna inat edenlerin sonlarını hep birlikte gördük. Mehmet Ağar’ı Kürtler çok iyi hatırlar. Şimdi nerede? Süleyman Soylu geçen yıl ‘Artık PKK’nin ismini kimse ağzına almayacak’ dedi. Bir yıl sonra HDP Diyarbakır binasının önünde oturarak kendisi PKK’nin adını ağzına aldı. Çözümü üretemeyenler anneleri HDP binası önünde istismar ediyorlar. Orası çözüm değildir. Biz bunların hiçbirine boyun eğmedik, bunlara da eğmeyeceğiz. Bugüne kadar her şeyi direnişle kazandık. Yarın da direnişle kazanacağız. Buradan iktidara sesleniyorum; Rusya’nın, Amerika’nın kapısında dolaşmayın, çözüm halktadır. Bu bölgeye barışı halkla getirebilirsiniz.”
 
Leyla, sözlerini “2020 yılının Kürtlerin yılı olacağını düşünüyorum. 21’inci yüzyılda Kürt sorununun çözüleceğine inanıyorum” diyerek noktaladı. 
 
Leyla’nın konuşmasının ardından HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli’nin, kentte düzenlenen son operasyonda gözaltına alınanların gönderdiği mesajlar okundu.
 
Mesajlardan sonra tek liste halinde gidilen seçimde Antep İl Örgütü Eşbaşkanlığına Songül Koçdağ ile Musa Aydın seçildi.