Cumhurbaşkanı cinsiyetçi söylemleri ile dünden bugüne kadınları hedef aldı

  • 09:14 11 Ocak 2020
  • Siyaset
 
 
ANKARA - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe’de yaptığı konuşmada, “Çoğu 30'u aşkın evleniyor ya da çoğu evde kalıyor” diyerek yine aileyi kutsayarak, kadınları hedef aldı. Dünden bugüne sistematik olarak kadınları hedef alan Cumhurbaşkanının cinsiyetçi söylemleri değişmedi. 
 
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 9 Ocak’ta Beştepe’de yaptığı konuşmada yine kadınları hedef aldı, cinsiyetçi açıklamalarda bulundu. Beştepe'de engelli yurttaşların ve devlet korumasından yararlanmış gençlerin kamu kurumlarına yerleştirilmesi töreninde konuşan Tayyip Erdoğan, “Batı çöküyor. Niye? Aile kurumu diye bir kavram kalmamış. Maalesef gençlerimiz genç yaşta evlenmiyor. Çoğu 30'u aşkın evleniyor ya da çoğu evde kalıyor. Böyle bir şey olur mu ya? Evlilik dışı hayat biçimi özendirilmeye çalışılıyor. Aman bunlara dikkat edin. Devlet babadan bahsediyor muyuz? Onun da başında Erdoğan var mı? Var. Ben de şu anda tavsiye ediyorum. Hiç evlenmeyenlerin sayısı da artıyor. Evlilik dışı hayat biçimi medya aracılığıyla meşrulaştırılmaya daha vahimi özendirilmeye çalışılıyor. Televizyonların çoğu bunun kampanyasını yapıyor. Aile kurumlarını kökünden kurutmayı amaçlayan sembollerin önü bilinçli bir şekilde açılırken aile kurumuna sahip çıkan davranışlar küçümseniyor. Bu büyük tehlikeye hep birlikte karşı koymalıyız" dedi. 
 
Tayyip Erdoğan’ın kadınları ilk kez hedef alması, kadını aile içine sıkıştıran, nesne olarak gören anlayışı ilk kez bu sözlerle de ortaya çıkmadı. Başbakan olduğu dönemlerde başta kürtaj, annelik, giyim, yaşam kültürü ve kadın katliamlarına yönelik yaptığı yorumlarla kadınları sistematik olarak hedef aldı. 
 
Tayyip Erdoğan’ın dünden bugüne kadına yönelik cinsiyetçi sözlerini ve kadınları hedef alan açıklamalarını derledik. 
 
‘En az 3 çocuk’ 
 
Tayyip Erdoğan’ın bu ‘talebi’ ilk dile getirişi 7 Mart 2008. O dönem Başbakan olan Tayyip Erdoğan, Yaşlılık Konseyi Derneğince Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen ‘Uluslararası Örnek Kıdemli Vatandaşlar Kongresi'nde bir konuşma yaptı. Tayyip Erdoğan, Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler verilerine göre, yaşam süresinin uzaması ve doğum oranındaki düşüş nedeniyle dünyada 60 yaş ve üzeri nüfusun oranının hızla yükseldiğini belirterek, BM'nin 21. yüzyılın yaşlıların yüzyılı olacağını belirttiğini anımsattı. Daha sonra birçok konuşmasında kadınların bedenleri hakkında söz söyleme cesareti göstererek, “En az 3 çocuk” demeye devam etti. 
 
‘Ya davulcuya ya zurnacıya’ 
 
Cem Garipoğlu tarafından vahşice katledilen ve parçaları çöpe atılan Münevver Karabulut katliamına ilişkin 2009 yılında yaptığı bir yorumunda “Yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya” diye konuştu. 
 
AKP Ankara il kongresinde "…Bazı programlar aile değerlerimize ters düşüyor" dedi ve şöyle ekledi: “Çocuğumuz öyle nereye giderse gitsin olmaz. Yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya…”
 
Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum: Temmuz 2010
 
Dolmabahçe Sarayı’nda kadın örgütü temsilcileriyle demokratik açılımla ilgili yapılan bir toplantıda, bir katılımcı, “Bir yanınıza şehit anneleri, bir yanınıza Cumartesi Anneleri’ni alarak topluma mesaj verin” önerisinde bulundu. Toplantının açılış konuşmasında Arjantin’de faşist cunta döneminde mücadele veren Mayıs Anneleri’ni örnek gösteren Tayyip Erdoğan, Cumartesi Anneleri için “Ne iş yaptıklarını bilmiyorum, Cumartesi Anneleri birileri tarafından kullanılıyor” dedi. 
 
Bazı kadın temsilcilerin, toplantıda kadınların sadece “annelik” özelliği nedeniyle anılmasını eleştirmesi üzerine “Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum. Onun için fırsat eşitliği demeyi tercih ediyorum. Kadınlar ve erkekler farklıdır, birbirinin mütemmimidir” dedi.
 
Kadın mıdır kız mıdır: Haziran 2011
 
Konya mitinginde, Hopa'daki olayları protesto etmek için tank üzerine çıkan ve polis saldırısı sonucu kalçası kırılan Halkevleri Merkez Yürütme Kurulu üyesi Dilşat Aktaş'ı "O kadın, kız mıdır kadın mıdır?" diye nitelemesi sosyal paylaşım sitesi Twitter'da büyük tepkilere neden oldu.
 
Kürtaj cinayettir/Her kürtaj bir Uludere'dir: Mayıs 2012
 
AKP Kadın Kolları 3. Olağan Kongresi'nde "Her kürtaj bir Uludere'dir” diyen Başbakan kürtajın "milleti dünya sahnesinden silmek için sinsice bir plan" olduğunu söyledi.
 
Birkaç çapulcunun o meydanı tahrik etmesine pabuç bırakmayacağız: Haziran 2013
 
2013 yılında İstanbul'da Gezi Parkı'na Topçu Kışlası'nı yeniden yapılmasına karşı yüzlerce insan Gezi Parkı'nda bir araya gelerek ağaçların kesilmesine karşı gelmişti. Eylemler giderek büyüdü ve Gezi direnişi olarak Türkiye tarihine geçti. O dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul'da bir konuşmada Gezi eylemlerinden en ön sıralarda olan kadınlar için, "Açık söylüyorum; birkaç tane çapulcunun o meydana gelip insanımızı, halkımızı yanlış bilgilendirmek suretiyle tahrik etmesine pabuç bırakmayacağız" dedi. 
 
Nüfus planlamasıymış, doğum kontrolüymüş, hiçbir Müslüman aile böyle bir anlayışın içerisinde olamaz: Mayıs 2016
 
Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’nın (TÜRGEV) etkinliğinde konuşan o dönem Başbakan olan Tayyip Erdoğan, “79 milyonluk bir Türkiye'yle birlikte medeniyet ve tarih ortaklığı içinde olduğumuz milyarlarca insan var. Açık söylüyorum zürriyetimizi artıracağız, neslimizi çoğaltacağız. Nüfus planlamasıymış, doğum kontrolüymüş, hiçbir Müslüman aile böyle bir anlayışın içerisinde olamaz. Rabbim ne diyorsa, sevgili peygamberimiz ne diyorsa biz o yolda gideceğiz. Bunun için de birinci derecede görev annelerindir” dedi. 
 
Anneliği reddeden kadın yarımdır: Haziran 2016
 
Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte TÜRGEV'in Olağan Genel Kurulu’nda anneliği reddeden kadınların yarım olduğunu iddia ederek tepki çekmişti. Tayyip Erdoğan, kadının iş hayatındaki konumunun, anneliğini asla geriye atmaması gerektiğini öne sürdü. 
 
Kızının birilerinin kucağına oturmasını ister mi: Haziran 2012
 
Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, Gezi protestoları sırasında Habertürk’e verdiği röportajda Dolmabahçe’deki ofisinden kadınların kıyafetlerini incelediğini söylemişti: “Değerlerine önem veren anne, baba kızının birilerinin kucağına oturmasını ister mi? Dolmabahçe’de ofisimin önünden Kadıköy’den gelenlerin filan orada durumunu görüyorum. Bütün bunları gördüğüm zaman, bunlar benim aslında kendi değerlerimle uyuşan şeyler değil. Buna rağmen benim toplumumun insanıdır diyorum, giyimine kuşamına şusuna busuna karışamam diyorum…” 
 
Çok seçici olmayın evlenin: Temmuz 2014
 
Cumhurbaşkanı adaylığı sırasında katıldığı kadın öğrenci yurdu iftarında kadın öğrencilere erkenden evlenmelerini ve çok seçici olmamalarını “nasihat” eden Tayyip Erdoğan. “Evlilik olayını geri atmayın. Nasibinizi bulunca kararınızı veriniz. Çok seçici de olmayın. O zaman gülistandan boş çıkarsınız” dedi. 
 
Feministler anneliği anlamıyor: 24 Kasım 2014
 
Kadın Zirvesi’nde İslam dinini kadına “annelik” makamını verdiğini anlatan Tayyip Erdoğan, “Bizim dinimiz anneye bir makam daha vermiş. Cenneti ayaklarının altına sermiş. Babanın ayakları altına koymamış annenin ayakları altına. Annenin ayağının altı öpülür. Ben anacığımın ayağının altını öperdim. Anam nazlanırdı. ‘Anacığım çekme ayağını burada cennetin kokusu var' derdim. Bazen ağlardı. Anne başka bir şey. Orası farklı bir yer. Bunu anlayan olur anlamayan olur. Bunu feministlere anlatamazsın mesela. Çünkü onlar anneliği kabul etmiyorlar. Anlayanlar bize yeter diyoruz. Onlarla yola devam ederiz” şeklinde konuştu
 
Tayyip Erdoğan’ın cinsiyetçi söylemlerinden bazıları şöyle devam ediyor: 
 
“Kadınla erkeği eşit konuma getirmek fıtrata terstir. Feministlere bunu anlatamazsın…” (24 Kasım 2014)
 
 “Kadınla erkeği aynı yarışa sokmak kadının hakkını savunmak değildir. Kadının analık vasfına vurgu yapmak ayrımcılık değildir. Bazıları diyor ki ‘Bize ana demeyin, biz kadınız.’ Ben anasının ayaklarının altını öpen bir evladım.” (6 Mart 2015)
 
“Eşitlik adı altında kadının her türlü sömürüye ve istismara açık hale getirildiği bir anlayışa herkesten önce inanıyorum ki kadınlar karşı çıkacaktır.” (7 Mart 2016)
 
“Öleceğiz. Bir adam gibi ölmek var, bir şey söyleyecektim ama onu söylemeyeceğim, bir de madam gibi ölmek var. Ölelim ama adam gibi ölelim” (15 Ekim 2016)