‘Biz oy verdik biz seçtik; hangi hakla görevden alırsınız’

  • 09:06 4 Eylül 2019
  • Siyaset
DİYARBAKIR - Diyarbakır’da 17 gündür sandık iradesine sahip çıkan seçmenler, “Biz oy verdik ve seçtik. Hangi hakla bizim seçtiğimizi bize sormadan görevden alırlar? Kürt halkının sabrını sınıyorlar, sınamasınlar” diye tepki gösterdi. 
 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine 19 Ağustos’ta kayyım atanmasından bu yana sandık iradesine sahip çıkan seçmen, sokaklarda. Kayyım kararına en çok tepkili olan kesim ise kadınlar. Özellikle eşit temsiliyetin hedef alındığını belirten Diyarbakır’daki kadınlar, AKP iktidarının Kürt halkının kazanımlarından rahatsız olduğunu vurguladı. 
 
‘Biz oy verdik ve seçtik’
 
17 gündür iradesine sahip çıkanlardan Halise Batiki, kayyım atamalarını “darbe” olarak nitelendirdi. İradesini kimseye teslim etmeyeceğini kaydeden Halise, atanan değil, seçilmiş başkanlarını istediklerini söyledi. Direnişlerinden geri adım atmayacaklarının altını çizen Halise, tepkisini şöyle dile getirdi: “Ne yaparlarsa yapsınlar bizi direnmekten vazgeçiremeyecekler. Bir değil, iki değil. Her yerde bize saldırıyorlar. DAİŞ’i bizim üzerimize salan, DAİŞ’i besleyen, büyüten de Türkiye idi. Nerede bir Kürt varsa, nerede bir Kürt kazanımı varsa ona saldırıyorlar. Hiç kusura bakmasınlar, artık oturmak yok, susmak yok. Sokağa çıkmayan, direnmeyen de acizdir, insan değildir. Bu adaletsizliktir, bu vicdansızlıktır, bu zulümdür. Biz seçtik, biz oy verdik. Hangi hakla bizim seçtiğimizi bize sormadan görevinden alırlar? Asla kabul etmiyoruz, asla. Bu böyle bilinsin.” 
 
‘Kürt halkının sabrını sınamasınlar’
 
Newal Ünal da, kayyımları istemediklerini vurgulayarak, “Bizi böyle mi durduracaklar, susturacaklar ve bitirecekler?” diye sordu.  Ormanların yakıldığını, hakkını arayan insanların gözaltına alınarak tutuklandığını ve işçilerin emeğinin karşılığını almadığını dile getiren Newal, “Ülkede her gün onlarca kadın tecavüze uğruyor, katlediliyor. Bunları konuşmamız gerekirken, bunlara çözüm bulmamız gerekirken, kadın katliamlarını nasıl durdurabileceğimizi konuşmamız gerekirken, iktidarın tek gündemi ‘Kürtleri daha fazla nasıl bastırabilir, yok edebilirim’ oluyor. Kürt halkının nabzını ölçüyorlar, ölçmesinler. Eğer gerçekten başkan olarak kalmak istiyorlarsa, koltuklarını seviyorlarsa yapacakları şey bellidir. Bu ülkenin halklarına kulak verecekler. Talepleri dikkate alacaklar. Böyle saldırarak, yakarak, yıkarak ancak koltuklarını sallandırırlar. Biz kayyımları istemiyoruz. Kayyımlar gidene kadar da mücadele edeceğiz” dedi.
 
‘Vazgeçsinler bu zulümden’
 
“Bu devlet bizden ne istiyor?” diye soran Yüksel Karhan ise, hala onlarca belediye eşbaşkanının, milletvekillerinin cezaevinde tutulduğunu hatırlattı. Yüksel, devletin bu yöntemlerle Kürt halkına diz çöktüremeyeceğini ifade ederek, “Vazgeçsinler bu zulümden. Kürt halkı onları tarihin çöplüğüne atacak. Bunu unutmasınlar. 40 yıldan fazladır aynı şiddet, aynı işkence, aynı katliam, aynı zulüm devam ediyor. Neye yarıyor? Kürt halkı bitti mi? Kürt halkı sustu mu? Hala sokaklardayız, hala direniyoruz. Bizi katlederek, saldırarak durduramazlar. Artık anlasınlar. Kürt halkı iradesine sahip çıkacak. İktidar ne yaparsa yapsın bize diz çöktüremez. Direnerek kazandık, direnerek kazanacağız” dedi.