HDP Abdullah Öcalan’a ve diğer tutsaklara yönelik tecridi Meclis’e taşıdı

  • 16:47 29 Nisan 2019
  • Siyaset
ANKARA - HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca, İmralı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile aynı cezaevindeki diğer tutsaklara yönelik tecridi Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e sordu. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Feleknas Uca, İmralı F Tipi Cezaevi’nde bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan ve aynı cezaevlerinde bulunan diğer üç tutsağa yönelik tecridi Meclis’e taşıdı. Feleknas, konuyla ilgili Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması için Meclis Başkanlığı’na soru önergesi verdi. 
 
'Tek bir avukat görüşü dahi gerçekleşmedi'
 
Önergede, şunlara yer verildi:  “Her tutuklunun ailesi ve avukatlarıyla iletişim kurabilmesi yasalarla ve Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış bir haktır. Hükümlü ve tutuklulara tecridin uygulanmasını yasaklayan kural, işkence yasağıyla aynıdır ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. Maddesi’nde de yasaklanmıştır. Türkiye Anayasa’nın 17. Maddesi’nde de tecridin uygulanmaması gereken bir işkence yöntemi olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla 20 yıldır İmralı Adası F Tipi cezaevinde bulunan Abdullah Öcalan’a ve aynı cezaevinde bulunan diğer mahpuslara uygulanan tecrit, ne iç hukukta ne de uluslararası sözleşmelerde yer almaktadır. İmralı Cezaevi’nde tutulan Sayın Abdullah Öcalan ile 27 Temmuz 2011 tarihinden bugüne bütün girişimlere rağmen tek bir avukat görüşü dahi gerçekleşmiş değildir.”
 
'Soru önergelerimiz yanıtsız bırakılmakta'
 
Aynı cezaevinde bulunan diğer tutsakların da maruz bırakıldığı hak ihlallerine değinilen önergede şöyle denildi:  “İmralı Cezaevi’nde tutulan mahpusların 21 Temmuz 2016 tarihinden sonra mektup alma ve verme hakları bir bütün olarak engellenmiştir. Bu engelleme kapsamında avukatlarına savunmaya dönük belge gönderimleri ya da avukatlarından kendilerine ilişkin hukuksal evrak gönderimi mümkün olmamıştır. İmralı Cezaevinde bulunan mahpuslar ile hiçbir şekilde temas sağlanmamıştır. Mahpusların dış dünya ile temas sağlayabilecekleri bütün araçlar ellerinden alınmıştır. Kendilerinden sağlıklı bir haber alamamanın yanı sıra mevcut koşullar, sosyal ve duyusal izolasyonu kötü muamele ve işkence boyutuna ulaştırmıştır. Ayrıca, bu konuda verilen soru önergelerimiz yanıtsız bırakılmaktadır. 
 
Önergede ayrıca,  “CPT bu konuda İmralı Cezaevi’nde tutulan tüm mahpusların herhangi bir gecikme olmaksızın aile ve avukatları tarafından ziyaret edilmelerinin sağlanması yönünde gerekli adımların atılması çağrısını yinelemiştir. CPT, ayrıca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış mahpuslara yönelik rejimin belirtilen notlar ışığında tamamen değiştirilmesi ve ilgili mevzuatın da buna uygun olarak düzenlenmesi yönündeki tavsiyesini ifade etmiştir. Buna istinaden, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, yayınladığı 24 Ocak 2019 tarihli karar metninde, CPT’nin, Abdullah Öcalan ve İmralı’daki diğer mahpuslara uygulanan tecride ilişkin tavsiyelerini takip etme ve Türkiye’yi bu tavsiyelere uyma çağrısında bulunmaktadır” denildi. 
 
Önergede, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’den şu soruları yanıtlamasını istedi: 
 
“*Abdullah Öcalan ve İmralı’daki diğer mahpuslara uygulanan tecridin hukuki bir dayanağı var mıdır?
 
*AKPM’nin karar metninde belirtilen, Sayın Öcalan ve İmralı’daki diğer mahpuslara ilişkin çağrısını dikkate almayı düşünüyor musunuz? 
 
*CPT raporunun tavsiye kararlarında belirtildiği gibi, mahpusların haberleşme ve görüş haklarını kullanmalarına ilişkin gerekli adımlar atılacak mıdır?
 
*Uluslararası ve iç hukukta işkence olarak tanımlanan tecrit uygulamasına son vermeye yönelik bir girişiminiz olacak mıdır?
 
*Sayın Öcalan’ın 8 yıldır avukatlarıyla görüştürülmemesinin uluslararası hukukta karşılığı nedir?
 
*İmralı’daki mahpusların aile ve telefon hakkı neden engellenmektedir?
 
*Açlık grevlerinde kritik eşiği aşmış olan Leyla Güven, Nasır Yağız ve cezaevlerindeki binlerce mahpusun bu meşru talebini karşılamaya ilişkin bir girişiminiz var mıdır?”