HDP açlık grevindeki tutsakların yaşadığı hak ihlallerini Meclis’e taşıdı

  • 11:53 26 Nisan 2019
  • Siyaset
ANKARA - HDP Muş Milletvekili Şevin Coşkun, açlık grevindeki tutsakların yaşadığı sağlık sorunları ve maruz bırakıldığı hak ihlallerini Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e sordu. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Şevin Coşkun, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine ilişkin yaşanan sağlık sorunları ve tutsakların maruz bırakıldığı hak ihlallerini Meclis’e taşıdı. Şevin, konuyla ilgili Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması talebiyle Meclis Başkanlığı’na soru önergesi verdi. 
 
‘Abdullah Öcalan ağır bir tecride tabi tutulmakta’
 
Tecridin hem ulusal hem de uluslararası hukukta insan hakları açısından açık bir ihlal olduğunun belirtildiği önergede, “Türkiye’deki yasalar başta olmak üzere, Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası yasa ve sözleşmeler her tutuklunun ailesi ve avukatlarıyla iletişim kurma hakkını garanti altına alır. Ulusal ve uluslararası kanun ve sözleşmelere rağmen 20 yıldır İmralı Adası’nda tutulan Abdullah Öcalan, kanunların net bir biçimde yasaklamasına rağmen ağır bir tecride tabi tutulmakta ve 8 yıldır avukatlarıyla görüşü engellenmektedir. Ekim 2014 tarihinden bu yana ise ailesiyle de sadece iki kez görüştürülmüştür” diye hatırlatıldı. 
 
‘Leyla Güven’in eylemi 170’inci gününde’
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in 8 Kasım 2018’de İmralı tecridinin kaldırılması talebiyle başladığı açlık grevi eyleminin 170’inci gününe girdiğinin kaydedildiği açıklamada, “Aynı taleple, 21 Kasım 2018’de Nasır Yağız’ın başlattığı açlık grevi eylemi 158. gününe ve cezaevlerinde ilk grup tutsağın başlattığı açlık grevi 133. gününe, 16 Aralık 2018 tarihinde 68, 1 Mart 2019 itibariyle de 92 cezaevinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemleri binlerce siyasi tutsağın katılımıyla devam etmektedir” diye belirtildi.
 
Açlık grevindeki eylemcilerde meydana gelen sağlık sorunlarına işaret edilen önergede, “Açlık grevlerinde yorgunluk, kilo kaybı, kas ve eklem ağrıları, tansiyon düşüklüğü, bitkinlik, seslere karşı hassasiyet gibi etkiler görülürken, ayrıca ciddi ve kalıcı organ hasarlarıyla birlikte Wernicke-Korsakoff hastalığı da ortaya çıkabilmektedir. Temel haklar olan yaşama, sağlık hakları ile işkence yasağı, Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası insan hakları hukuku sözleşmeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa ile güvence altına alınmıştır.  AİHM, devletin, tutuklu ve hükümlülerin sağlık hakkı yönünden cezaevlerinde tutulma şartlarında kaçınılmaz olan düzeyin ötesinde sıkıntı ve güçlüğe maruz bırakılmamaları, gerekli tıbbi desteği sağlayarak sağlık ve iyilik hallerinin muhafazasını temin etmekle yükümlü olduğunu belirtmiştir” ifadeleri kullanıldı. 
 
 Basında çıkan haberlere de değinilen önergede, ayrıca, tutsakların “haber alma özgürlüğünün kısıtlandığı, kimi cezaevlerinde yeterli su verilmediği, yanlarında refakatçi olmadan açlık grevindeki tutsakların ayrı bir bölümde tutulduğu, refakatçi taleplerinin reddedildiği” yönünde ciddi sağlık hakkı ihlallerinin yaşandığı vurgulandı. 
 
Önergede, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’den yanıtlanması istenen sorular şu şekilde: 
 
*Cezaevlerinde kaç kişi kaç gündür açlık grevindedir, sağlık durumları nedir, cezaevi idaresince düzenli sağlık kontrolleri yapılıyor mudur? 
 
*Açlık grevindeki tutsaklara B1 vitamini ve/ya yeterli miktarda su verilmemesinin nedeni nedir?  Bakanlığınız, idare ve personelin yaptıkları hukuksuz uygulamaları dahilinde midir? Değilse konu hakkında araştırma yapılacak mıdır? Araştırma sonuçları kamuoyu ile paylaşacak mısınız? 
 
*Bakanlığınız hukuksuz uygulamalara son verilmesi için çalışma yapacak mıdır?  
 
*Açlık grevinde bulunan tutuklu ve hükümlüler en temel hak taleplerinin karşılanması için Bakanlığınızca çalışmanız olacak mıdır?
 
*Hukuk devleti olarak, açlık grevlerinin sonlandırılması için ilgili birey, kurum ve kuruluşlarla işbirliğiniz var mıdır? Yoksa yapmayı düşünüyor musunuz? 
 
*Uluslararası sözleşmelerde de belirtildiği üzere taraf olan devletler yurttaşlarının yaşam ve sağlık haklarını korumakla mükelleftir. Cezaevlerinde yaşanan sağlık hakkı ihlallerine ilişkin bir çalışmanız olacak mıdır?
 
*Açlık grevinde olan tutuklu ve hükümlüler ayrı bir bölümde bulundurulması ve refakatçi taleplerinin reddedilmesinin gerekçesi nedir?
 
*Bakanlığınız Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için çalışmanız olacak mıdır?