HDP'li Filiz Kerestecioğlu GREVIO adayı seçimini Meclis'e taşıdı

  • 11:01 13 Mart 2019
  • Siyaset
ANKARA - HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Türkiye’nin GREVIO adayı seçimini Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a sordu.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, İstanbul Sözleşmesi kapsamında Türkiye’nin Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddete Karşı Eylem Uzmanlar Grubu (GREVIO) aday seçimini Meclis gündemine getirdi. Türkiye’nin GREVIO adayı seçimi sırasında Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün (KSGM) adayları belirleme sürecinde kamuoyunun görüşlerini alacağını belirtmesine rağmen sürecin gizli tutularak yürütülmesine ilişkin Meclis Başkanlığı’na Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Zehra Zümrüt Selçuk tarafından cevaplanması için soru önergesi verdi.
 
Önergede,İstanbul Sözleşmesi’nin, ev içi şiddet dahil kadınlara yönelik her türlü şiddetten arındırılmış bir toplumsal düzen kurmak için devletlere bütüncül politikalar geliştirme sorumluluğu getirdiği belirtilirken GREVIO’nun bu sözleşme gereği kurulduğu ifade edildi. 
 
GREVIO’nun üyelerini tarafların temsilcilerinden oluşan Taraflar Komitesi'nin, sözleşme taraflarının gösterdiği adaylar arasından seçildiği ve seçim sürecinin şeffaf ve katılımcı biçimde ilerletilmesi gerektiği vurgulanan önergede, “Ancak Türkiye’nin GREVIO adayı belirlenirken bu usul ve esaslara riayet edilmediği açıkça görülmektedir. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, başta adayları belirlerken kamuoyunun görüşlerine başvuracağını açıklamasına rağmen sonrasında aday belirleme sürecini kapalı kapılar ardında yürütmüştür. Aday belirleme usulü, adaylarda aranan nitelikler, ön elemenin nasıl yapıldığı ve nasıl sonuçlandırıldığı, nihai kararın hangi ölçütlere göre verildiği kamuoyuyla hiçbir şekilde paylaşılmamıştır. Bu süreçte görüş alınan kişi ve kurumlar varsa da kimler olduğu ve hangi kriterlere göre seçildikleri de bilinmemektedir” denildi.
 
Önergede ayrıca şu ifadelere de yer verildi: “Alanda yıllardır çalışan örgütlerin görüşlerinin alınmadığı bilinmektedir. KSGM’nin dışlayıcı tutumuna rağmen alanda deneyimli kadın ve LGBTİ örgütleri aday belirleme süreci ve adaylar konusundaki görüş ve taleplerini KSGM’ye defalarca ilettiklerini basın yoluyla duyurmuşlardır. Netice itibarıyla tamamen yok sayıldıkları açıkça görülmektedir: Tarafsız üç aday gösterebilecekken KSGM Taraflar Komitesine tek aday bildirmiş ve üstüne üstlük yüz kadın ve LGBTİ örgütünün aday olarak önerdiği ve halen GREVIO’nun Türkiye üyesi ve başkanı olan Prof. Feride Acar’ı aday listesine eklememekte adeta direnmiştir. Sözleşmenin kamuoyunda yanlış algılarla ifade edildiği, yeterince etkin uygulanmadığı ve bu yolla kadınların şiddetsiz bir hayat sürme haklarının hedef alındığı bir dönemde bu sürecin şeffaf yürütülmemesi ve tek adayda diretilmesi kaygıya yol açmaktadır.”
 
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından cevaplanması istenilen sorular şekilde:
 
“*Bakanlığınız başta aday belirleme sürecinde kamuoyunun görüşlerine başvuracağını açıklamasına rağmen sonra neden şeffaf olmayan bir süreç yürütülmüştür? Alanda deneyimli örgütlerin görüşleri neden alınmamıştır? Bahsedilen kamuoyu, kadın örgütlerini kapsamıyorsa kimleri kapsamaktadır ve kimlerden görüş alınmıştır?
 
*Sivil toplum örgütlerinin adaylık kriterleri hakkında ve Prof. Feride Acar’ın aday gösterilmesi yönündeki görüş ve önerileri Bakanlığınızca nasıl değerlendirilmektedir? 
 
*Üç aday bildirilebilecekken ve en çok sayıda aday gösterme gerekliliğine rağmen Bakanlığınızca tek aday bildirilmesinin nedeni nedir?
 
*Prof. Feride Acar’ın kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın önlenmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması gibi konularda yıllardır bağımsız uzman olarak verdiği emek ve edindiği deneyime; İstanbul Sözleşmesinin yazımına, GREVIO’ya ve izleme usulünün oluşumuna sunduğu katkılara; alanda çalışan pek çok kişi ve kurumla kurduğu iş birliklerine ve adaylığa yeniden başvurmasına rağmen aday gösterilmemesinin gerekçesi nedir? 
 
*Adayların belirlenmesinde Sözleşmede belirtilen prensipler yerine siyasi ve tarafgir tutumlar mı belirleyici olmuştur?”