‘Yıkılan kentlerimizin hesabını kayyımları göndererek soracağız’

  • 09:21 14 Şubat 2019
  • Siyaset
Beritan Canözer
 
DİYARBAKIR - İçinde doğduğu coğrafyanın yazgını bire bir yaşayan Yenişehir Belediye Eşbaşkan adayı Belgin Diken, “Ben de kenti yıkılan, köyü yakılan, işkence gören, katliam gören bir Kürt kadınıyım, bir Kürt ailenin evladıyım. En çok biz biliriz birbirimizin acısını, bu yüzden aday oldum” diye belirtti.
 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 31 Mart yerel seçimlerinde iddialı olduğu merkezlerden biri de Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesi. HDP’nin Yenişehir Belediyesi için gösterdiği eşbaşkan adaylarından biri de 1969 yılında Yenişehir ilçesinde dünyaya gelen Belgin Diken. Eğitimini Diyarbakır’da tamamlayan Belgin, 2 çocuk annesi. Sosyolog olan Belgin, Açık Öğretim Üniversitesi’nde de eğitimine devam ediyor. Yurtsever bir ailede büyüyen Belgin, içerisinde dünyaya geldiği coğrafyadan dolayı genç yaşlarda siyasetle tanıştı.
 
Çocukluğu ve gençliği işkence, katliam ve köy yakmalarına tanıklık etmekle geçen Belgin, 1999 yılında kazanılan belediyelerle beraber parti çalışmalarında yer almaya başladı. İlk çalışmalarından biri de Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hazırlanan “Dünya Yerel Demokrasi Akademisi” oldu. 
 
Aktif bir çalışma süreci
 
Gençlik ve kadın projesi olan bu akademi bünyesinde mahalle ve köy çalışmalarında yer alan Belgin, özellikle uzun süre Sur ilçesinde ev ev dolaşarak gençlere ve kadınlara ulaştı. Halkın ihtiyaçları doğrultusunda bir mahalle evi kurduklarını kaydeden Belgin, mahalle evinde 2 yıl çalışma yürüttükten sonra yerel yönetim çalışmalarına katıldığını söyledi. Uzun bir süre yerel yönetim çalışmalarında yer alan Belgin, 2014 yılında kazanılan 102 belediye ile beraber meclis üyesi olarak çalışmalarını sürdürdü. Kadın çalışmalarında da aktif çalışma yürüten Belgin, 2017 ve 2018 yılında HDP Yenişehir İlçe Eşbaşkanlığı görevini üstlendi. Belgin, bugün ise Yenişehir Belediye Eşbaşkanlığı’na doğru adım attığını söyledi.
 
HEP’ten HDP’ye bitmeyen siyasi mücadele
 
HEP, ÖZDEP, DEP, HADEP, Özgür Parti, DTP ve BDP’nin hem kuruluşlarına tanık olan hem de bünyelerinde çalışma yürüten Belgin, “HEP’ten HDP’ye gelinen süreç çok kıymetli ve emeklerle doludur. HEP’ten bugüne kadar defalarca kez katliam yaşadık ama geri adım atmadık” diye vurguladı. 
 
Yurtsever ve değerlere bağlı bir ailede yetiştiğini kaydeden Belgin, şöyle devam etti: “Siyasette yer almamı da tetikledi bu. Tabi öncesi de var, yani siyasetten öncesi. Merkez ilçede doğdum, şimdiki gibi değildi. Köy ortamı gibiydi. Çok feodal bir yapı hakim olmasına rağmen ailem beni okuttu. Lise mezunu olduktan sonra okulu bıraktım. Lise dönemine kadar çok keskin olmasa da hatırladığım bazı şeyler oluyor. Kürtlere yönelik hiç bitmeyen baskılar, yakmalar, yıkmalar. Bunların tümünü en sıcak haliyle yaşadık. 25 yaşına kadar ufak çalışmalar yürüttüm ama 25 yaşından sonra parti çalışmalarına tamamen bir katılma oldu ve aktif çalışma yürütmeye başladım. Bizi mücadeleye iten de yaşananlar karşısında sessiz kalamıyor olmamızdı. Hele de bir kadın olarak mücadele etmek, direnmek çok anlamlıydı benim için.” 
 
‘Halkımız için sorumluluk almamız gerekiyordu’
 
Yenişehir’den aday olmanın kendisi için kıymetli olduğuna değinen Belgin, böylesi süreçlerde herkesin elini taşın altına koyması gerektiğine dikkat çekti. Belgin, halkın belediyelerini kayyımlardan geri alacaklarını ifade ederek, “Ben de kenti yıkılan, köyü yakılan, işkence gören, katliam gören bir Kürt kadınıyım, bir Kürt ailenin evladıyım. En çok biz biliriz birbirimizin acısını, bu yüzden aday oldum. Yıkılan kentlerimizin, yakılan köylerimizin, katliamların hesabını 31 Mart’ta sandıklarda soracağız. Bu halk kendi iradesini gasp edenleri o belediyelerde tutmayacak. Halkımız için sorumluluk almamız gerekiyordu ve sonucunda bizi ne beklerse beklesin bu sorumluluğu aldık” dedi. 
 
‘Her şeye rağmen kazanan Kürt halkı olacak’
 
Her zaman halkın yanında olduklarını vurgulayan Belgin, “Herkesin partisini sahipleneceğine ve mücadele edeceğine inancım tam. Tek yapmamız gereken birlikte durmak, birlikte hareket etmek, dayanışmak, direnmek. Leyla Güven ve onlarca tutsak şuan açlık grevindeler. Bu süreçte onların da talebini her yerde halkımızla paylaşacağız. Bu süreci yalnızca seçim eksenli yürütmeyeceğiz. Biliyoruz baskı ve saldırılar da olacak ama asla geri adım atmayacağı” ifadelerini kullandı.