Kendimizi savunuyoruz....
- 09:07 10 Kasım 2020
- Kadının Kaleminden
“Örgütlü kadın kendini toplumu, doğayı, insanlığı savunan kadındır. Bu nedenledir ki erkekliği dayatan erkekle, sistemle, zihniyetle sözleşmeyi reddediyor, toplumsal sözleşmeyi esas alıyoruz.”
Gülbahar Alpsoy
Kendimizi savunuyoruz kampanyamız çerçevesinde 25 Kasım’a doğru giderken neden bu şiar ile kampanyamıza başlandığı ve bu cümlenin anlam gücünün derinliğine neden bu kadar ihtiyaç duyulduğunu vurgulamak isterim.
Savunmak dediğimizde kavramsal olarak hangi zihniyeti taşıyor isek savunmaya biçeceğiniz anlam da ona göre şekillenir. Örneğin savunma biz kadınlar için yaşamak ve yaşatmak için doğal bir sorumluluk ve reflekstir. Adaletli ahlaki ve politik bir toplumun demokratik bir yaşamı sürdürmesi ve güvenliğini kendi özsavunması ile sağlaması için savunma kaçınılmazdır. Fakat yaşamın anlam derinliğinden uzak ve var olmayı kendi çıkarı doğrultusunda ele alan akıl ve erk zihniyet için savunma, kavramsal olarak öldürmektir, tecavüzdür, işgaldir, tecrittir, adaletsizliktir, yalan ve usulsüzlüktür. Bu nedenledir ki biz kadınlar savunma dediğimiz zaman özünde yıkımı getiren iktidar, bunu kendi iktidarı için bir tehdit olarak görmekte ve baskılarıyla kadın mücadelesini boşa çıkarmaya çalışmaktadır. Hegemonik iktidarcı zihniyet kendi tarihini var ettiğinden bu yana kavramların özü ile oynayarak doğru olanı yanlış, yanlış olanı doğruymuş gibi göstermiş ve bu çerçevede algı operasyonu oluşturmuştur. En vahim olanı da bunu kendi çıkarları doğrultusunda topluma empoze etmiştir. Haksızlığa karşı savunmasız olmayı normalleştirmiş, erkeğe bağlılık yemini edene savunma garantisi vermiştir. Oysa kadın en çok da erkek tarafından tehdit altında kalmış, zulme uğramıştır. Bu zulmü yapan sözde koruyucu olurken başkaldıran ise suçlu olmuştur.
Örgütlü kadın kendini toplumu, doğayı, insanlığı savunan kadındır. Bu nedenledir ki erkekliği dayatan erkekle sistemle, zihniyetle sözleşmeyi reddediyor, toplumsal sözleşmeyi esas alıyoruz. Kadın aklını, fikrini, zikrini, eylemini esas alıyoruz ve ele ele verdiğimiz sürece kimsenin korumasına, savunmasına ihtiyacımızın olmadığını, kendimizi savunabileceğimizi ifade ediyoruz.
“Em Xwe Diparêzin” (Kendimizi savunuyoruz) kampanyamızın ilk ayağının bilinçlenme çalışmasına yoğunluk verilmesinin nedeni neden kendimizi savunmamız gerektiğinin bilince kavuşması iken, ikinci aşaması var olan bilinçle örgütlenip kadınlar olarak omuz omuza meydanlarda sesimizi yükseltmektir.
Kendini savunmak onursuzluğa bir cevaptır.
Kendini savunmak yaşama insana doğaya olan sevgidir.
Biz kendimizi savunurken dünyayı, evreni savunuyoruz. Çünkü dünya da evren de özünde kadının rengindedir. Rengimiz ahenktir, uyumdur, özgürlüktür...
Kendimizi savunuyoruz çünkü işgal, tecrit, tecavüz, işkence, ölüm bir kader değil insanlığa karşı işlenen bir saldırıdır ve suçtur. Bu suçların ve saldırıların boyun eğeni olmayacağız.