Wan’da kayyıma karşı açıklama: Hakikat İmralı’da

  • 15:06 8 Kasım 2024
  • Güncel

WAN - DEM Partili belediyelere atanan kayyımlara karşı yapılan kitlesel açıklamada, halkın iradesine sahip çıkacağının  mesajı verilerek “Kürt halkı samimi bir adım atılmasını bekliyor. O hakikat İmralı’dadır. Kürt halkının ve Türkiye halklarının beklediği bir çözümün baş muhatabı Sayın Öcalan’dır” denildi. 

 
Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan İl Örgütü öncülüğünde kayyıma karşı yürüyüş yapılmak istendi. Yapılmak istenen yürüyüşe polisin engel olması üzerine kitle, DBP İl Binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya, DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, DEM Parti milletvekilleri, DBP ve DEM Parti il ve ilçe örgütleri, Wan Büyükşehir ile ilçe belediye eşbaşkanları, Barış Anneleri Meclisi, TJA aktivistleri, DEM Parti Gençlik Meclisi ile çok sayıda kişi katıldı.
 
“Kayyım değil demokrasi” yazılı pankartın açıldığı açıklamada, “Kayyım değil demokrasi”, “İrade gaspına karşı direnerek kazanacağız” dövizleri taşındı. Kitle sık sık “Kürdistan, goristan ji bo faşistan”, “Bijî berxwedana gelê Kurd”, “Hırsız kayyım Kürdistan’dan defol”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” sloganları atıldı.
 
Polisin kitlenin yürümesine izin vermemesi üzerine kitle bulundukları yerden şarkı ve sloganlarla kayyımı protesto etti. Alkış, zılgıt ve ıslıklarla polis engelini de protesto eden kitle “Direne direne kazanacağız” sloganları attı.
 
‘Barışa el uzatmak istiyorsanız önce samimi olun’
 
Açıklamada konuşan DBP Wan İl Eşbaşkanı Gönül Uzunay, 21’inci yüzyılda birçok ülkede, eşitlik, adalet, demokrasi ve halkların bir arada yaşama umudunun geliştiğini ancak Türkiye’de halkların umudunun tüketilmeye çalışılarak nifak tohumu serpiştirilmeye çalışıldığının altını çizdi. Halkların iradesinin abluka altında tutulmak istendiğine işaret eden Gönül Uzunay, “Colemêrg, Esenyurt, Mêrdîn, Êlih ve Xelfetî’ye kayyum atandı. Eşitlik adalet ve demokrasi için haykıranlara karşı AKP-MHP hükümeti siyasetini ve iktidarını sürdürmek için kayyımlar atıyor. Seçimlerde kayyım rejimine karşı halkın tutumu çok netti ve AKP kayyımın ona kaybettirdiğini gördü. Kürt halkının iradesi oyuncak değil. Kürt halkı direndi ve direnmeye devam edecek. Kürt halkı kendi kentlerinde yaşamak istiyor. Eğer barışa el uzatmak istiyorsanız önce samimi olun. Öncelikle kayyım rejimine son verin. Halkın belediyesi halkındır. Halkın iradesi kayyımdan daha büyüktür. Kürt halkı kayyım rejimini asla kabul etmeyecektir. Siz kaybedeceksiniz Kürt halkı ve halkların kardeşliği kazanacak” şeklinde konuştu.
 
‘4 Kasım adeta Kürt halkından intikam alma tarihi’
 
Ardından söz alan DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, “Bugün Türkiye’nin her yerinde ‘kayyım değil demokrasi’ diyenler alanlarda sesini yükseltmeye devam ediyor. Van’dan da bu sesi yükseltmeye devam edeceğiz. Biz demokratik hakkımızı her yerde kullanmaya devam edeceğiz. Biz kayyım değil demokrasi istiyoruz. Darbeye de darbecilere de karşı çıkıyoruz. Batman’da, Mardin’de olduğu gibi valileri istemiyoruz. Biz halkın seçtiği belediye eşbaşkanlarını istiyoruz. Kayyım halkın iradesini yok saymaktır. Kayyım suçtur. Adaletin terazisi doğruyu mutlaka tartacaktır. Kayyım siyasi darbedir. Bugün darbeciler yine alanda. Oysa Türkiye darbelere karşı hep cevabını verdi. Halklarımız 31 Mart’ta kayyımlara karşı bir araya geldi ve gereken cevabı verdi. 4 Kasım adeta Kürt halkından intikam alırcasına hareket ettikleri bir tarih. 4 Kasım 2016’da yaptıklarını, 4 Kasım 2024’te de aynı senaryoyu yine hayata geçirmeye çalışıyorlar. Ama şu bilinsin ki, o gün o darbeye karşı halk nasıl boyun eğmediyse bugün de bu halk bu darbeye boyun eğmeyecektir. Kayyım kendimizden defol. Kayyım gidecek biz kalacağız” şeklinde konuştu.
 
‘O hakikat İmralı’dadır’
 
4 Kasım darbecilerinin bu ülkede krizden başka bir şey getirmediğinin altını çizen Sezai Temelli, “Bu iktidar gidecek. Bu ülke bu iktidarı artık taşımaz. 31 Mart’ta bu halk nasıl sandıkta gereken cevabı verdiyse bugün de direnişiyle gereken cevabı verecek. Bugün bu ülkede siyasetçiler, gazeteciler, insanlar düşüncelerini dile getirdiği için cezaevindelerse bu ülkede adalet yoktur. Kürt meselesinin demokratik çözümü olmadığı için işsizlik var, kadın cinayeti her yeri kaplıyor, barış yok. Kürt halkı bir adım atılmasını bekliyor. Samimi bir adım bekliyor. O hakikat İmralı’dadır. Kürt halkının ve Türkiye halklarının beklediği bir çözümün baş muhatabı Sayın Öcalan’dır. Biz bu anlamda atılacak bir adımda üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Bu sürecin başlayabilmesi için tecridin sonlanması gerekiyor. Son görüşmesinde kendisi de bunu ifade etti. Bu koşulların yaratılmasıyla siyasette aktör olmasının koşullarının yaratılmasıyla bir süreç başlayabilir. Ama tam da böyle bir atmosferde sabah uyanıyoruz ve bir bakıyoruz kayyım atanıyor. Sonra diyorlar ki, Kürtler kardeştir. Biz kardeş olmak değil, eşit olmak istiyoruz. Küçük kardeş muamelesi yapılıyor bize. Küçük kardeş muamelesi ne demek biliyor musunuz, ben de dersem o olacak demek. Bırakın bu kardeşlik siyasetini. Bu ülkede Kürtler ve Türkler eşit olmalı” dedi.
 
Açıklama, “Direne direne kazanacağız” sloganları eşliğinde son buldu.