Kayıp yakınları adalet çağrısında bulundu

  • 13:10 18 Mayıs 2024
  • Güncel
 
COLEMÊRG / AMED - Kayıp yakınları,  bu haftaki eylemlerinde faili meçhul cinayetleri protesto etti. Adalet talebini yineleyen kayıp yakınları, adil ve etkin soruşturma çağrısında bulundu.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Colemêrg Şubesi ve kayıp yakınları, Colemêrg’in (Hakkari) Gever (Yüksekova) ilçesinde bulunan Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. Eyleme, DEM Parti Gever Belediye Meclis üyeleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Gever İlçe Örgütü üyeleri ile Barış Anneleri de katıldı. Eylemde, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” pankartıyla faili meçhul şekilde katledilen ve kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı. Eylemin 123’üncü haftasında Gever ilçesine bağlı Wargenima köyünde 2 Mayıs 2019’da koyunlarını otlattığı sırada askeri bölgeden açılan ateş sonucu yaşamını yitiren 46 yaşındaki Sertip Şen’in faillerinin adil yargılanması yönünde talepte bulunuldu.
 
Açıklamayı İHD Colemêrg Şube Eşbaşkanı Musa Bor okudu.
 
Her gün karakoldan izin alarak diğer köylülerle koyunlarını otlatmaya giden Sertip Şen’in katledilmesi olayında failin “Bölgede birinin olabileceğini bilmiyordum” savunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirten Musa, “Failin ifadesinin görevli karakol tarafından alınması da hukuki açıdan bir garabettir. Sertip Şen’in yaşam hakkı ihlal edilmiş, olay yerine ambulansın gitmesini engelleyen kolluk kuvveti emir komutasındaki tüm sorumlular da bu suça ortak olmuşlardır. Sertip Şen'in öldürülme olayıyla ilgili söz konusu askerler hakkında ‘Kasten insan öldürme’ suçu temelinde etkin, eksiksiz, süratli ve düzenli bir şekilde soruşturma yürütülmesi gerektiğini bugün buradan bir daha haykırıyoruz” dedi.
 
“Colemêrg’de bir çoban öldürüldü” diyen Musa, insan hakları savunucularının keyfi maksat ile insanların yaşam alanlarına saldıran her türlü unsurun karşısında olacaklarını vurguladı. Musa, “Sertip Şen için adalet talep etmeye her koşulda devam edeceğiz” diye konuştu.
 
Açıklamanın ardından oturma eylemi yapıldı.
 
Amed
 
İHD ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" şiarıyla Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde 797’nci hafta oturma eylemini gerçekleştirdi. 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası kapsamında gerçekleştirilen eylemde kayıpların fotoğraflarının yer aldığı bir pankart ve kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı. Eyleme, Diyarbakır Sûr Belediye Eşbaşkanı Adnan Örhan, Ekoloji Derneği üyeleri ve birçok sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. 
 
‘Biz 30 yıldır bu ülkede adaleti aradık’
 
24 Mayıs 1994 yılında gözaltında babasını ve yakınlarını kaybeden Adnan Örhan, kayıplar için şu sözleri dile getirdi: “Bugün babamların gözaltına alınışının üzerinden 30 yılı geride bıraktık. 30 yıl boyunca bu ülkede adaleti, hakikati aradık. Aradığımız ve bulamadığımız adalet maalesef bulunmuyor. Bizler yıllar yılı yakınlarımızın ne şekilde kaybedildiklerini sorduk. Bıkmadık ve yılmadık, her zaman sormaya da devam edeceğiz. Adalet sadece kayıp yakınları için değil herkes için gerekli. Yıllar yılı bu gerçekliği herkesin bilmesine rağmen, yargıya ‘Görevinizi yapın’ dememize rağmen 30 yıldır hiçbir ilerleme kaydedilmedi. Birçok belge ve bulgu olmasına rağmen yargı hiçbir faili cezalandırmadı. Biz kayıp yakınları olarak 30 yıldır bu adaleti arıyoruz ve adaletin geleceğini de biliyoruz.”
 
Rehberlik diye götürülüp kaybedilirler
 
24 Mayıs 1994 günü Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerlerin Amed’in Pasur (Kulp) ilçesine baskın yaptığını ve baskında Mehmet Selim Örhan, Hasan Örhan ve Cezayir Örhan’ı kendilerine rehberlik yapmak için yanlarına aldıklarını söyleyen İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Bawer Çindemir, “Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerler Amed’in Pasur (Kulp) Dereboyu Mezrası’na baskın yaptı. Baskın sırasında askerler köylülerden 46 yaşındaki Mehmet Selim Örhan, kardeşi 40 yaşındaki Hasan Örhan ve yeğenleri 17 yaşındaki Cezayir Örhan’ı zorla götürdüler. Aile üyelerinin itirazı üzerine rütbeli bir asker, merak etmemelerini, onları kendilerine rehberlik etmeleri için götürdüklerini ve daha sonra serbest bırakacaklarını söyledi. Salih Örhan ertesi gün Zeyrek Jandarma Komutanlığı’na giderek kardeşleri Selim ve Hasan ile yeğeni Cezayir'i sordu. Zeyrek Jandarma Komutanı Ahmet Potaş, söz konusu kişilerin Pasur’a götürüldüklerini söyledi. Örhan, bu sefer Kulp Jandarma Komutanı Ali Ergülmez ile görüştü ancak Ali Ergülmez konuya ilişkin bilgisi olmadığını söyledi. 
 
Bölgedeki karakollardan cevap alamayan Salih Örhan, Kulp Cumhuriyet Başsavcılığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığına, OHAL Valiliğine, Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı'na, Adalet ve İçişleri Bakanlıklarına resmi başvurularda bulundu. Selim Örhan, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde görevli savcı Mustafa Atagün’e ifade verdi. Selim Örhan’ın anlattıkları karşısında çok sinirlenen savcı, ‘Devletin insanların kaybolmalarına neden olduğunu nasıl iddia edebilirsin?’ diyerek onu azarladı. Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltına alındığına, önce Serik Karakolu’na, ardından Lice Jandarma Karakolu’na, son olarak da bir kısmı işkencehaneye çevrilen Lice Yatılı Okulu’na götürüldüğüne dair tanıklık edenler oldu. Ancak Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 8 Haziran 1994 tarihinde başlattığı soruşturmada, gözaltı kayıtlarında Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın adlarının yer almadığı gerekçesiyle soruşturmaya yer olmadığı kararı verildi” ifadelerini kullandı.
 
Kemiklere ulaşılmasına rağmen ‘kayboldu’ bilgisi verilir
 
Bawer, ailenin savcılıktan yaşamını yitirenlerin kemiklerini istediğini fakat savcılığın kemiklerin kaybolduğu bilgisini verdiğini, buna karşılık kemiklerin kimsesizler mezarlığına gömülü bir şekilde bulunduğunu belirterek devamında şunları kaydetti: “Tüm girişimleri sonuçsuz kalan Örhan Ailesi, İHD Amed Şubesi avukatları aracılığıyla AİHM’e başvuru yapar. 6 Kasım 2002 tarihinde AİHM, Türkiye’yi Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltında kaybedilmesinden sorumlu tutarak tazminata mahkûm eder. 2003 yılında Mehmet Selim ve Hasan Örhan'a ait kemikler Pasur’a bağlı Hacanan (Bağcılar) köyü yakınlarında bir toplu mezarda bulunur. Cezayir Örhan’dan ise bir haber alınmaz. İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda kimlik tespiti çalışması yapılan Selim ve Hasan Örhan’a ait kemikler 16 Temmuz 2004’te postayla Kulp Savcılığı’na gönderilir. Ancak defnetmek için kemikleri isteyen aileye Savcılık, kemiklerin kaybolduğu bilgisini verir. Aile ve İHD’nin altı yıllık arayışının ardından Örhan’lara ait kemiklerin, aynı toplu mezardan çıkan 6 kişiyle birlikte topluca kimsesizler mezarlığına gömüldüğü anlaşılır. Faillerin yargılanması için kovuşturma açılsa da etkin bir soruşturma yürütülmediği için dava zamanaşımı nedeniyle düşürülür.”
 
Açıklama, oturma eyleminin ardından sona erdi.