Hasta tutsakların bırakılmasını istediler

  • 13:59 30 Mart 2024
  • Güncel
HABER MERKEZİ - Cezaevlerindeki hasta tutsaklar için yapılan açıklamalarda serbest bırakılmaları çağrısı yapıldı. Hasta tutukluların derhal serbest bırakılması için İstanbul, Ankara ve İzmir’de basın açıklaması yapıldı. 
 
İstanbul
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla her hafta düzenlediği “F Oturumu”nun 627’ncisini, Beyoğlu’nda bulunan dernek binası önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tekli hücrede tutulan 75 yaşındaki ağır hasta Hatice Yıldız’ın durumuna dikkat çekildi. “Hasta Mahpus Hatice Yıldız Serbest Bırakılsın!” ve “Tedavi Haktır Engellenemez” yazılı pankartlar açıldı. İHD İstanbul Şubesi ile Hapishaneler Komisyonu üyeleri ve çok sayıda hak savunucusunun katıldığı eylemde, hasta tutsakların fotoğrafları taşındı. Basın açıklamasını ise İHD Yönetim Kurulu üyesi Oya Ersoy okudu.
 
Tutsaklarla dayanışanlar yargı kıskacında
 
Oya, “Mahpuslar üzerinde artan hak ihlalleri yanında,  mahpus aileleri, avukatlar, insan hakları savunucuları, mahpuslarla insani dayanışma gösterenler üzerindeki baskılara da her geçen gün yenileri ekleniyor. Akıl almaz, hukuki dayanaktan yoksun gerekçelerle gözaltına alınıyor, haklarında davalar açılıyor, cezalar veriliyor. Hapisteki bir yakınının, kızının, kardeşinin adına para yatıranlar dahi ‘Teröre Finansman Sağlamakla’ suçlanarak, mahpuslarla dayanışma ortadan kaldırılmaya, daha fazla yalnızlaştırılmaya çalışılıyorlar. Bu süreçte, mahpuslar üzerinde hem fiziksel hem de ruhsal sorunları ve ihlalleri de beraberinde getiren ekonomik krizin yol açtığı derin mahpus yoksulluğu bir cezaya dönüştürülüyor. Özellikle son bir yıldır derneğimize mahpusların maddi destek talepli başvurularındaki artıştan da görüleceği üzere mahpusların yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak için maddi kaynaklara ihtiyaçları bulunuyor” dedi.
 
‘Yargı tacizi derhal sonlandırılmalıdır!’
 
Hasta tutsaklar bakımından cezaevi idaresi tarafından verilen yemeklerin yeterli ve besleyici olmadığını vurgulayan Oya, “Diyetlerine uygun yemekler verilmediği, mahpusların takviye gıdalara ihtiyaçları olduğu ve bunu da kantinden karşılamak zorunda olduklarını biliyoruz. Yine bedensel rahatsızlıkları olanların kullanmış oldukları özel yatak, yastık,  gibi kişisel ihtiyaçlarını, haberleşme için kullanmış oldukları telefon kartları, göndermiş oldukları mektupların ve dilekçelerin posta ücretleri, televizyon, radyo, buzdolabı,  semaver vb. ihtiyaçları, kullandıkları elektrik ve içme suyu ücretleri de mahpusların yakınlarının hapishane idaresi hesabına yatırdıkları paralardan karşılanmaktadır.  Mahpuslara yatırılan paranın nasıl harcanacağı ise ‘Hükümlü Ve Tutukluların Emanete Alınan Kişisel Paralarının Kullanımına Dair Yönetmelik’te düzenlenmiştir ve bu yönetmeliğe göre mahpuslar yanlarında hiçbir şekilde nakit para bulunduramaz. Ve yatırılan para idare tarafından harcanır. Dolayısıyla ‘Teröre Finansman Sağlamak’ ya da başka bir suç, eğer bir ‘suç’ işleniyorsa bu suçun sorumlusu hapishane idareleri ve doğrudan Adalet Bakanlığı’dır. Mahpus yakınlarına yönelik bu yönlü haksız suçlama ve yargı tacizi derhal sonlandırılmalıdır” şeklinde konuştu.
 
Sedye ile tutuklandı!
 
627’nci F Oturumu'nda bu hafta, hala Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan 75 yaşındaki hasta tutsak Hatice Yıldız’ın durumunu paylaşan Oya, “22 Mart günü evinden sedyeyle alınarak tutuklanan 75 yaşındaki  Hatice Yıldız, yaşlılığa bağlı sağlık sorunları yanında demans, yüksek tansiyon, kemik erimesi, bel fıtığı, omurga eğriliği, mide rahatsızlığı ve görme bozukluğu hastalıkları ile mücadele etmekte, sık sık baygınlık geçirmekte, bu hastalıkları ile hapishane koşullarında yaşamını sürdürmesi mümkün görünmemektedir. Nitekim daha ilk günden itibaren ilaçları verilmediği için Hatice Yıldız’ın tedavisi aksamış ve durumu ağırlaştığı için hastaneye kaldırılmıştır. Doktorları tarafından acilen göz ameliyatı olması gerektiği de söylenen Hatice Yıldız’ın tutuklu kalması, sağlığına ve yaşamına ağır tehdit oluşturmaktadır. 26 Mart’ta oğlu tarafından komisyonumuza verdiği bilgide, ‘Annem cezaevindeki kızı ve arkadaşı adına hapishane idaresi hesabına para gönderdiği için 19.03.2021 tarihinde evinden gözaltına alınıp Balıkesir’e götürüldü, 4 gün gözaltı sürecinden sonra serbest bırakıldı ve sonrasında hukuki hiçbir dayanağı olmadığı halde ‘örgüte finansman sağlamak’ iddiasıyla hakkında dava açıldı” sözleriyle yaşananları anlattı.
 
Hatice’ye ilaçları verilmedi!
 
Üç yıl süren yargılamanın ardından İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin 4 yıl 2 ay hapis cezası verdiğini paylaşan Oya, Hatice’nin oğlunun derneklerine verdiği bilgiyi şu sözlerle aktardı: “Hatice Yoldız’ın oğlu, Cezanın İstinaf Mahkemesi’nde onaylanmasının ardından da 22 Mart günü tutuklandı. Evde annemin fenalaşması üzerine sedyeyle alınıp önce hastaneye ardından Bakırköy Kadın hapishanesine gönderildi. Dün avukatıyla cezaevine gittik savcıdan annemle görüşmek için izin istedim vermedi. Ancak avukatı görüşebildi. Avukat annemle görüştüğü sırada annem fenalaşmış sağlık ekipleri müdahale etmişler. 75 yaşındaki annemin çeşitli sağlık sorunları var; tansiyon hastası, kemik erimesi, bel fıtığı, omurga eğriliği, mide, göz ve demans hastası, annem sık sık bayılıyor. Annemin ameliyat olması gerekiyor, annem yaşlı ve birçok rahatsızlığı olan biri. Dışarıda dahi zorlanırken cezaevi koşullarına dayanamaz’ demiştir. İnfaz erteleme, denetimli serbestlik ve Adli Tıp Kurumuna sevki için gerekli başvuruları yaptıklarını belirten avukatı ise 28 Mart günü yaptıkları görüşmede Yıldız’ın ilaçlarının verilmediğini öğrendiklerini ve ilaçları verilmediği için demans hastalığının daha belirgin bir hal aldığını ve ağır bir unutkanlık durumu olduğunu gözlemlediklerini belirtmiştir.”
 
Hatice ve tüm hasta tutsakların serbest bırakılma çağrısı
 
Oya, “627’nci F Oturması kapsamında bu hafta, hasta mahpus Hatice Yıldız ve tüm ağır hasta, engelli, yaşlı mahpusların serbest bırakılarak sağlık ve yaşam haklarının korunması için yetkilileri göreve kamuoyunu duyarlılığa çağırıyoruz” sözleriyle seslendi.  
 
Eylem, “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın”, “Hatice Yıldız derhal serbest bırakılsın”, “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır” ve “Tedavi haktır engellenemez” sloganları ile son buldu.
  
Ankara
 
Ankara'da Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 499’uncu haftasında bir kez daha İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde bir araya geldi. “Tedavi haktır, engellenemez. Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” pankartı açan inisiyatif üyeleri, eylemlerinin bu haftasında Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan 43 yaşındaki hasta tutsak Leyla Aygün’ün durumuna dikkati çekti.
 
‘Tedbir alınmıyor’
 
Açıklamayı yapan İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen, tespit edebildikleri kadarı ile 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta tutsağın olduğunun bilgisini verdi. Nuray, cezaevlerindeki hasta tutsaklar içerisinde kronik ve çoklu rahatsızlıkları olanlar, akciğer hastaları, kalp hastaları, kanser hastaları, yaşlı ve yaşamını tek başına devam ettiremeyecek kadar hasta olanlar olduğunu ve ısrarla cezaevlerinde tutulduklarının altını çizerek, “Ağır hasta mahpuslar tedavilerinin önündeki engeller, zorlu koşullar ve ağırlaşmalarına rağmen infazları ertelenmediği için yaşamlarını kaybediyorlar. Hapishanelerde yaşanan tüm bu ölümler önlenebilir olmasına rağmen hiçbir tedbir alınmıyor” dedi. 
 
Birçok hastalığı var
 
Nuray, hasta tutsak Leyla Aygün hakkında şu bilgileri paylaştı: “Leyla Aygün’ün ailesi tarafında şubemize yapılan başvuruda yaşamış olduğu sağlık sorunları ayrıntılı olarak aktarılmış ve tedavi hakkının gözetilmesi için destek talep edilmiştir.  Leyla Aygün, daha önce tutuklu olarak yargılandığı dosyadan dolayı 1 yıl 9 ay cezaevinde tutulmuş ve yasa değişikliğinden kaynaklı olarak, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştır. Ancak Yargıtay tarafından dosyası onandığı için 14 Mart 2024 tarihinde tekrar gözaltına alınarak tutuklanmış ve Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesine konulmuştur. Hapishaneye girmeden önce Leyla Aygün’e meme kanseri teşhisi konulmuştur.  Tetkikler sonucunda ameliyat yapılmasına karar verilmiş ve 2023 yılı son aylarında Kocaeli Üniversitesinde ameliyat edilerek tümörlü bölge alınmıştır.  Doktorlar tarafından ameliyattan sonra ışın tedavisine başlanması planlanmış olmasına rağmen, ameliyat bölgesinde enfeksiyon oluşmuştur. Işın tedavisinden önce enfeksiyon için bir süre tedavi görmüştür. Enfeksiyon tedavi edildikten sonra hastanede heyet toplanarak 21 gün ışın tedavisi görmesine karar verilmiştir. 
 
Tedavileri kesintiye uğradı
 
Işın tedavisi tamamlandıktan sonra da tekrar pet çekimlerinin yapılmasına, pet sonucuna göre de ya akıllı ilaçla tedaviye ya da kemoterapi görmesine karar verilecekti. Işın tedavisine başlanmış ancak 6 gün ışın tedavisi alabilmiştir. Bu süreç devam ederken tutuklanmış ve tutuklandığı için hem ışın tedavisi hem pet çekimleri yapılamamıştır. Ayrıca akıllı ilaç veya kemoterapi tedavilerine başlanamamış ve tetkik ve tedavileri de kesintiye uğramıştır.
 
Yaşam hakları ihlal edildi
 
Hapishane şartlarından kaynaklı olarak kanser gibi riskli olan hastalıkları olan mahpusların tedavi olabilmeleri mümkün değildir. Ne yazık ki yaşamını kaybeden hasta mahpusların tamamının, tedavilerinin geciktirilmesi ya da hiç yapılamaması sonucunda yaşam hakları ihlal edilmiştir. Leyla Aygün’ün tedavilerinin yapılabilmesi için acil olarak infazının ertelenmesini ve dışarıda sağlıklı koşullarda tedavi edilmesini talep ediyoruz. Aksi durumda telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkacaktır. Unutulmamalıdır ki yaşam hakkını korumak devletin yükümlülüğündedir. 
 
Bizler; Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi olarak 499. Haftada, Hasta Mahpusların durumlarını dile getirdik. Mahpusların yaşamış olduğu tüm sorunlar, kalıcı bir şekilde çözülünceye kadar taleplerimizi dile getirmeye ve kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz”
 
İzmir
 
İHD İzmir Şubesi, hasta tutukluların durumuna dikkati çekmek amacıyla düzenlediği eylemin 287’ncisini Konak Eski Sümerbank önünde gerçekleştirdi. “Hasta mahpuslar ölüyor. Susma suça ortak olma” pankartının açıldığı eyleme, çok sayıda kişi katıldı. Bu haftaki açıklamada, Menemen R Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Şemsettin Ekinci'nin sağlık sorunlarına dikkat çekildi. Açıklamanın Kürtçe’sini İHD Ege Bölge Sorumlusu Zafer İncin, Türkçe’sini İHD İzmir Şubesi Eşbaşkanı Ali Aydın okudu. 
 
Tansiyon ve şeker hastası
 
Ali, Şemsettin Ekinci’nin tansiyon ve şeker hastalığı olduğunu belirterek, 2017 yılı ocak ayında beyin damarlarında tıkanma sonucu kriz geçirdiğini, kan sulandırıcı verilerek geri gönderildiğini hatırlattı. 2018'de bulunduğu koğuşta birden fenalaşarak ambulansla Çiğli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldığını anımsatan Aydın, "Ailesine söylendiğine göre, beyin kanaması geçirmiştir. Müdahale edilmiş ama sol tarafında felç oluşmuştur ve ayağa kalkamamaktadır. Daha önce birden fazla defa ATK’ye götürülmesine rağmen kendisi hakkında sadece 'cezaevinde yalnız kalamaz' şeklinde rapor oluşturulması nedeniyle infaz erteleme talepleri hep olumsuz sonuçlanmıştır" dedi.
 
Tedavi edilmiyor
 
Şemsettin’in halen tedavisinin yapılmadığını vurgulayan Ali, "Tedavi amacıyla Menemen R Tipi hapishanesine getirilmesine rağmen tedavisinde bir gelişme olmadığı gibi sağlık sorunları her geçen gün artmaktadır. En son yapılan avukat görüşmesinde belden aşağısı felçli olduğu için vücudunda sürekli yatmaktan kaynaklı yaralar oluşmuştur. Avukat görüşüne belinden kemerle bağlanmış halde getirilmiş. Vücudunun genital bölgesindeki yanıklardan dolayı, idrar yapamama problemi nedeniyle, idrar torbası takılmış ve maalesef yaşamını hep bu şekilde devam ettirecektir. Şu anda yanında iki bacağı da olmayan bir mahpus arkadaşının desteğiyle yaşamını idame ettirmektedir. Göz tedavisi için birkaç defa Yeşilyurt Devlet Hastanesi’ne götürülmüş, ancak bugüne kadar herhangi bir tedavi uygulanmamıştı" diye konuştu. 
 
Tahliyesi istendi
 
Ali, bu haldeki ve bu yaştaki bir kişinin nasıl olur da “toplum güvenliği bakımından tehlike” oluşturabildiğini sorarak, şunları söyledi: "İnsani ve vicdani olarak düşündüğümüzde, acı çeken ve bakıma muhtaç bir kişi hapishanede nasıl yaşayabilir? Artık bu durum işkenceye ve yaşam hakkını yok etmeye dönüşmüştür.  Ekinci’nin Ocak 2025’te 30 yılını dolduracağı için infaz erteleme, koşullu salıverilme uygulanabilir. İdari denetim kurulunun 1 yıl denetim uygulama yetkisi bulunmaktadır. Buradan İdari Gözlem Kurulu’na çağrı yapıyoruz; yetkinizi kullanın ve Ekinci’yi serbest bırakın. Yoksa yaşanacak olumsuzluktan siz ATK, Adalet Bakanlığı ve Cumhurbaşkanı sorumlu olacaksınız."